Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Hoca ısrar etmeseydi

Hoca ısrar etmeseydi

Kuluçka müddetini tamamlamış bir civciv, yumurtanın içindeki gıdasını tüketince, varlığından dahi emin olmadığı dış dünyaya açılmak için, gagasıyla yumurta kabuğuna içten 'tık' diye bir vuruş yaptı.

* * *

Bir genç, elindeki neyi ilk defa üfledi.

Sadece 'tısss' diye bir ses çıktı.

* * *

Bir su damlası, yerçekimi kanunu ile ilgilenmiyordu ama ister istemez aşağıdaki kayanın üstüne düştü...

'Şıp' sesini kimse duymadı.

* * *

Yüzlerce yıllık caminin merdiven basamaklarını çıkan bir mümin, içeri girip namaz kılmak için eşikten geçti.

O adam, ayakkabısıyla bastığı sırada mermerden çıkan sesi de işitmemişti, mermeri mini minnacık aşındırdığının ve bir toz zerresi kadar parçasını kopardığının da tam olarak farkında değildi.

* * *

Bir delikanlı, işyerinin karşısındaki binada çalışan güzel bir kızı masa telefonundan aramış, "Hayırlı sabahlar" deyip kapatmıştı.

Genç kız, arayanın kim olduğunu bilmiyordu.

* * *

Ağaçkakan, üstüne konduğu ağaca vurdu.

"Tak" sesi ormanda kayboldu.

* * *

Keçe ustası, elindeki keçeyi işlemeye başladı.

Nefesleri birbirini takip ediyordu; kısa süre sonra terlemeye başladı.

"Hah, hıh... Hah, hıh..." sesleri, ivmesi yükselen bir tempoyla devam ediyordu.

Israrlıydı usta; bütün gücüyle yükleniyordu keçeye.

* * *

Bütün bunlar olurken, bir adam, inandığı dava uğruna, hedeflerini gerçekleştirmek için bir parti kurmuştu.

Bir süre sonra parti kapatıldı.

Keçe ustası devam ediyordu. Ağaçkakan tak taklarını artırmış, ilerliyordu. Delik büyümekteydi. İçine girebileceği yuva projesi bitmek üzereydi.

Genç kız, her sabah kendisini arayıp "hayırlı sabahlar" dileyen genci iyice merak etmekteydi.

Cami eşiğindeki ve basamaklarındaki mermer, toz zerreleri kadar kayıplar vererek zaman içinde erimekte, incelmekteydi.

Kaya üzerine düşen su damlaları, sert kayayı aşındırmış, orada iz yapmış, delik açmıştı.

Ney üfleyen genç, yavaş yavaş ses çıkarmayı başarmıştı.

Civciv, yumurtanın kabuğunu minik tık tıklar sayesinde delmiş ve dışarıda apayrı bir dünya olduğunu görmüştü.

* * *

Partisi kapatılan adam, bir parti daha kurdu.

Davasında ısrar etmek hepsine yaramıştı.

Genç kızla onu her sabah arayan delikanlı sonunda konuştular, buluştular, görüştüler ve hayatlarını aynı çatı altında devam ettirmeye karar verdiler.

Partisi yeniden kapatılan adam, yeniden parti kurdu, o da kapatıldı.

Ama o yılmadı, su damlası gibi, ağaç kakan gibi, civciv gibi ısrar etmeye devam etti.

Kararlılıkla bir parti daha kurdu. Hedeflerine yaklaşma ışığı belirmişti ki, ömrü vefa etmedi.

* * *

Cenazesine herkes katıldı. Onu yok etmeye çalışanlar da, partisini kapatanlar da, kapattıranlar da... Görenler de şaştı bu işe, duyanlar da.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi