Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Doğru oturup doğru düşünün bakalım

Doğru oturup doğru düşünün bakalım

Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Haşim Kılıç diyor ki:
“367. madde hakkında bize hiçbir yerden baskı gelmedi.. Şahsen ben böyle bir baskıya şahit olmadım..”
Aklınıza mukayyet olun ey okurlar..
Aksi halde siz de gereksiz sözler söyleyebilirsiniz..
Başkan Haşim Kılıç’ı kim tayin etmişti?
Turgut özal rahmetli.. Mezardan kalkıp gelecek ve baskı mı yapacak sanki?
Sayın Kılıç, şahsı için konuşsa muteber.. Amma, Sezer’in seçtikleri için de konuşursa, ki öyle algılanıyor, büyük bir hata yapar..
Tabii bilemeyiz.. 367 maskaralığı kabul gördü diye meşru mu sayılacak?.. İnanacak mıyız meşruluğuna?
Sonra nerede yazıyor 367 mecburiyeti?
Sayın Haşim Kılıç kendi adına konuşursa ne âlâ... Yok bir de Necdet Sezer’in atadıkları namına, “hiçbir baskı olmamıştır” derse aklımıza mukayet olmamız şarttır..
Herhalde anlatabildim sanıyorum..
-
Bazı resmi veya resmilikten düşmüş kişiler durmadan fitne ocağını yansın diye üflüyorlar..
AKP’yi herkes sevmek mecburiyetinde değil.
Mesela ben sevmiyorum..
Böyle olduğu halde, AKP aleyhtarlığı yapan, bu hususta eylemde bulunan mahfilerle beraber olmam söz konusu değildir..
Kavga çıkarmaya yönelik bilumum hareketler çirkindir bence..
Taksim meydanı sevdalısı işçi temsilcilerinin maksadını anlamamak için ya akıl/izan fukarası olacaksınız, ya da özel bir maksadınız olması gerek...
Peki Taksim diretmesi kime ne kazandırdı?
Basiret gözüyle bakın ve verebilirseniz cevabını verin..
Sol muhalefete epey malzeme çıkardığı kesindir.. Zaten içli/dışlı oldukları malum.. Arkadan suflörlük yapan parti genel başkanları Türkiye için değil, AKP’nin yıkılması için uğraş veriyorlar..
Yıkılsa ne olacak?
Onu herhalde CHP Başkanı Baykal, emekli Necdet Sezer, ADD başkanı ve çağdaş Yaşam’cı bayan bilirler..
Tabii bir de Ergenekon cengaverleri bilirler..
Ulusalcılığın mayasında “devrim” vardır, devirme vardır, devirdikten sonra ayağa dolaşanları ayıklamak vardır..
Hayret ediyorum..
‘Emekçi’ saydıklarına methiyeler yağdıran, yaptıkları hukuksuzluğa göz yuman liderlere ne demeli?
Başta Baykal, Bahçeli, A. Türk, Z. Sezer, U. Uras, vesaire peşinde oldukları konuyu bir açsalar da öğrensek.. Yıkılsın şu AKP.. Peki yerinde güller mi açacak? Mirası yukarda saydığım partilere mi düşecek, yoksa ADD/Atatürkçü Düşünce Derneğine/mi, Ergenekon gazilerine mi, çağdaş Yaşam destekçilerine mi?
Bitmedi daha..
Kenarda köşede erketeye yatmış emekli subaylar mı faydalanacak, beyniyle bedeniyle hukuktan tekaüt olmuş çokbilmişler efradı mı?
Ben karar vermedim daha..
Eğer bu hususta karar verebilmiş olsaydım, Pako Coşkun’un yerine ikame edilen yazardan bahsedecektim..
Soyadları ile beraberliklerini tahlil edecektim..
Pako’nun babasını ve o meşhur köpeğini kaşıyan yazarı tahlile çalışacaktım..
Pako isimli İT’in yazdığı mektuplardan, it dilinden anlayan okuyuculardan ve dünyada ilk defa bir itin yazı yazdığı gazeteden, gazete patronundan söz açacaktım..
Bırakmadılar..
Emekçi değnekçileri, yalancılar, ülkemin yabancıları ortamı karıştırınca nereden nerelere savrulduk..
Boşyere konuşuyoruz galiba..
Hiçbir seçimi kazanmadığı, asla iktidar olamıyacağı, halde Baykal rekor seviyede başkanlığa getirildi... Şimdi de önder Sav’ın genel sekreterlikte rekora koştuğu haber yapılmış..
Hiçbir seçimi kazanamadıkları halde tekrar tekrar seçilmeleri gülünç değil mi? Ne yazık ki CHP gülünç olmaktan haz duyuyor..
------------
Biz gökteki yıldızı yerde ararız
Güneşi kapatmaya perde ararız
Arar bulamayız amma ki gam değil


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi