Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Bir Kürt'e vurdunuz bayan!

Bir Kürt'e vurdunuz bayan!


BDP Milletvekili Sebahat Tuncel'in polise tokat atma anını gördüğümde içimden ilk geçen cümleler şunlar oldu:

-Bu nasıl çılgınlık böyle. Güya Kürtlük adına devleti tokatlıyor. Ya tokat attığı adam bir Kürt ise...

Komiser Murat Çetiner'in özgeçmişi ile ilgili hiçbir bilgim yoktu. Ama bu kitlesel eylemlerin nasıl bir çılgınlaşmaya yol açacağını söyleyerek geliyordum.

Eğer bir belediye otobüsüne molotofkokteyli atarsanız, o otobüsün içinde kendi ana-babanızı, kardeşinizi bile yakabilirsiniz, dedim geçmişte.

Eğer, bir sokak gösterisinde polise taş atarsanız, bir askeri birliğe kurşun yağdırırsanız, kendi kardeşinizi bile vurabilirsiniz, dedim.

Şayet sokaktaki araçları kundaklamaya çıkmışsanız, babanızın aracını da kundaklayabilirsiniz, dedim.

Sebahat Tuncel, tokatladığı polisin özgeçmişini bilmekte miydi?

Ya da Bengi Yıldız, eline aldığı taşı attığında, kimi vuracağından emin midir?

İşte ortaya çıktı, meğer tokatlanan polis müdürü, "Mardinli bir Kürt ailenin çocuğu" imiş. "Çok iyi Kürtçe bilmekteymiş ve meğer annesi Türkçe bilmemekteymiş." İyi mi?

Evet bir Kürt'ü tokatladınız bayan!

Murat Çetiner'i, gerçekten büyük nefis disiplini sergilediği için kutluyorum.

Türkiye'de kaç kişi, böyle sokak ortasında tokatlanır da, sadece sözlü uyarı vermekle yetinir?

Meğer eğitimini almış bunun.

Bakın ne söylüyor Polis Müdürü Murat Çetiner:

"Gerginliğin nevruzda zirveye çıkacağı belliydi. BDP Milletvekili Hasip Kaplan'la görüştük. 'Ben de hâkim olamıyorum' dedi. Tuncel'le olay öncesi durumu müzakere ettik.

Kendisi ısrarla "Biz yürüyeceğiz, dinlemiyoruz" dedi. Birkaç bin kişilik taşlı molotoflu topluluk, biz bunları görüşürken bile tacizde bulunuyorlardı. 150-200 kişilik grup geçsin, daha fazlasına müsaade etmeyiz, dedik. Dinlemediler, dağıttık. Ağır müdahale yoktu. Bir yaralı bile yok.

Hastaneye giden bir kişi bile yok aralarında. Cop hiç kullanmadık. Gaz ve suyu çok ölçülü ve kademeli kullandık. Son noktaya kadar direniş olunca devlet kuvvetini göstermek zorunda, bu kuvvet gösterildi. Polisin sorumluluğunu yerine getirmesinde en ufak bir zafiyet olmadı.

Müdahaleden 10 dakika sonra, Tuncel yanıma geldi. Attığı tokat, yüzümü sıyırıp geçti. Hakaretleri de hepiniz duydunuz. Milletvekilliği adaylığı nedeniyle ön plana çıkmak, kendilerini göstermek istiyorlar. Türkiye'nin normalleşme sürecini anormalleştirmeye çabalıyorlar. Gösteri öncesi polis arkadaşlarıma, bize vursalar vurmayın, yapmayın talimatı verdim. Milletvekilinin tokadına karşılık ben de tokat atsaydım, şu an Türkiye ve dünyada başka şeyler konuşuluyor olurdu. Oyuna gelmedik. Türkiye rahat olsun. Vatandaşımızı mahcup edecek davranışlara girmiyoruz. Bundan da radikaller rahatsız oluyor.

Benim bir kadına tokat atmam nasıl bir manzara olurdu düşünün. Tuncel hakkında hem ceza hem tazminat davası açıyorum. Türkiye bir hukuk devleti. Hakkımı kişisel yöntemlerle değil, hukukla arayacağım. Sabahat Tuncel'in davranışları çok aşırıydı. Birkaç kez vurma girişiminde bulundu. Aldığım eğitimin gerektirdiği gibi davrandım. Geçtiğimiz yaz Şırnak'a isteyerek geldim. Emniyet Genel Müdürlüğü Güvenlik Dairesi'nde toplumsal olaylarla ilgili birimin amiriydim. Toplumsal olayların nasıl yönetileceğine ilişkin eğitimler, Emniyet Genel Müdürlüğü'nde üst seviyede sürdürülüyor. Sadece Şırnak değil Hakkari, Diyarbakır gibi illerde hassasiyetli ve donanımlı arkadaşlarımız görev yapıyor. Halkla diyaloğumuz çok iyi."

Evet, iyi ki böyle insanlar görev yapıyor bölgede... İyi ki vurmadı Murat Çetiner Sebahat Tuncel'e...

Ama şu yapılanlar, gerçekten, birlik bütünlük adına, kardeşlik adına, insani ilişkiler adına söylenen her şeyi sahte hale getiriyor. Sahte ve aldatmaca... Barış adına söylenen her şey, göz boyamaya dönüşüyor. İyi niyet gidiyor, zaptedilmez bir öfke gelip gündeme oturuyor.

Üstelik bu öfke, bölge insanını boğmaya başlıyor.

Şu anda, bölgedeki her ilde, yüzlerce Kürt asıllı insan, AK Parti'den milletvekili olmak için başvurmuş durumda. Bunlar BDP'yi onaylamıyor. Ne olacak, bunlar da tokadı hak mı ediyorlar?

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş "Yemin billah AKP bizim coğrafyamızda tasfiye olana kadar, tabelalarını koltuklarının altına verene kadar mücadelemiz sürecek" diyor. Bu ifadelerin satır araları da terör kokuyor. Çok kötü!

Ama bu gidiş çıkmaz sokaktır.

Ülke için tuzaktır, Kürtler için de Türkler için de tuzaktır.

Bu gidiş belaya doğru gidiştir.

Üstelik bölge insanını, bölgenin kadınını, erkeğini, çoluğunu çocuğunu belaya sürükleyen bir gidiştir.

Akıldan, basiretten soyulmuş bir gidiştir.

Hükümeti de akıl dışılığa davet eden ve ortaya çıkabilecek bir akıl dışılığı sömürmek için hesap yapan bir gidiştir.

Bir kişi, bu BDP'li siyasetçileri insaf, sağduyu ve akıl çizgisine çağırmalı.

Bilmem Kürt sorununa duyarlı aydınların buna gücü yeter mi?

Bilmem Ahmet Türk'ün gücü buna yeter mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Taşgetiren Arşivi