Aziz Üstel

Aziz Üstel

Dönem dizileri Balat’da yaşamı askıya alırken...

Dönem dizileri Balat’da yaşamı askıya alırken...

Mizah dendi mi, senaryo dendi mi, Necef Uğurlu diyecek ve duracaksın. Sevgili Necef’in gönderdiği, “Dönem Dizileri Yüzünden 1960’larda Gibi Yaşamaya Zorlanan Balat Mahallesi Sonunda İsyan Bayrağını Çekti” başlıklı, Zaytung Sitesi’nde alınma yazıyı yayınlıyorum aşağıda; saygıyla, sevgiyle kalın diyerek...

“Art arda çekilen dönem dizilerinin bir çoğuna ev sahipliği yapan İstanbul’un tarihi Balat semti sonunda isyan bayrağını çekti. Setin havasını bozulmasın diye cep telefonu, renkli televizyon ve internet gibi birçok nimetten uzak kalan ve sokağa ancak otuz yıl öncesini giysileriyle çıkabilen semt sakinleri, son olarak ekmek ve gaz yağının da (film icabı!) karneye bağlanmasının ardından sokağa döküldü.

“Muhtarlığın önünde toplanan öfkeli kalabalık adına bir basın açıklaması yapan Muhtar Ahmet Demir: ‘Yapımcı arkadaşlar buralarda dizi çekmek istediklerini söyleyince, hem mahallemizin tanıtımı yapılır hem de üç beş ünlü görürüz diye önce olumlu baktık, yardımcı olmaya çalıştık. Ancak gelin görün ki, dönem dizilerinin ardı arkası kesilmedi!!

‘Yeri geldi, üç dizinin vardiye usulü çekildiği zamanlar oldu. Ne yazık ki, mahalle sakinleri, bu diziler yüzünden, zaman algısını yitirdi!’ diyerek Balat’lıların içine düştüğü durumu anlatmış.

“Önceleri mahallelinin dizilerde gönüllü olarak figüranlık yapmaktan keyif aldığını söyleyen muhtar, iyi niyetli yaklaşımlarının nasıl da sömürüldüğünü şöyle dile getirdi:

‘Ancak daha ne olduğunu bile anlamadan, bu figürasyon işi göreve dönüştü. Yavaş yavaş, set görevlileri, bizim eve giriş saatlerimize, kılığımıza kıyafetimize, cep telefonlarımıza falan karışmaya başladı. Giysilerimiz fazla yeni gözüküyor, dizinin atmosferini bozuyor gibi laflarla mahallemize giremediğimiz günler oldu. Hepimiz ‘60 model otomobiller kullanmaya mahkum edildik. Belediye bile, sırf dizilere uygun olsun diye bize 1965 model otobüsler yolluyor! En son olarak çekim sırasında çalmasın diye cep telefonlarımıza el koydular! Sonra, sorunu kökten çözmek için, mahalledeki baz istyasyonlarını söktüler! Dış dünyayla neredeyse ilişkimiz kesildi. Gazeteci arkadaşlarımızdan rica ediyoruz, lütfen bu yakınmalarımızı gazetelerinizde, mecmualarınızda duyurun... Ay gördünüz mü, dergi diyeceğim yerde ben bile mecmua dedim işte!’

“Zaman içinde mahnallenini sağ ve sol olarak ikiye bölündüğünü, arada bir karşıt görüşlü mahalle sakinleri arasında çatışma çıktığını da belirten Muhtar Ahmet Demir, “Bakın işte 12 Eylül öncesine döndük! Balat ‘da huzur diye birşey kalmadı! Hepsini geçtim de, en son geçen hafta ekmek, un ve gaz yağını da karneye bağladılar! Ekmekle un neyse ama gaz yağını ne yapacağımızı bile bilmeden kuyruğa giriyoruz!” diyerek mahallenin nasıl da bilincini yitirdiğini anlattı.

“Mahalle sakinlerinden Yusuf Kelence yaşanan facia üzerine şunları söyledi: ‘Hep birlikte 1960’lara geri dönelim diye, televizyonlarımız, bilgisayarlarımız da gitti. Şu anda, koca mahallede, sadece dört evde siyah-beyaz televizyon bulunuyor. Onlarda da TRT’nin arşiv görüntülerini izleyebiliyoruz sadece. Benim iki çocuğum var, ilkokula giden oğlum Süleyman Demirel’i başbakan, Cevdet Sunay’ı Cumhurbaşkan’ı sanıyor! Büyük kızımsa Deniz Gezmiş’e aşık; ona her gün mektup yazıyor. Daha geçen gün bana Mahir Çayan’ın yakalanıp yakalanmadığını dordu. Ne cevap vereceğimi şaşırdım!! Yüreğim yanıyor valla!’

“Mahallede çekilen görüntülere uygun düşsün diye sürekli gıy gıy gıy, hüzünlü müzik çalması yüzünden ruh sağlıklarını yitirdiklerini söyleyen Seda Aslan da çok dertli: ‘ Hani bi yere kadar herşeye katlanabiliyor insan. Örneğin ben, o dönem giysilerini seviyorum. Öyle bol fırfırlı etekler falan güzel. Ancaaaak, Öyle Zaman Geçer ki adlı dizinin bir bölümünde bizim evi yaktılar. Sağolsun komşular bize kendi evlerini açtılar ama, evimiz yakmasalar iyiydi yani...’

“Açıklamaların ardından hep bir ağızdan Bu Ne Dünya Kardeşim şarkısını söyleyen mahalleli, daha sonra Filiz Akın’ın yeni filmi Aşık Merdiveni’ni izlemek için semt sinemasını yolunu tuttu...”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aziz Üstel Arşivi