Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Sivil itaatsizlik

Sivil itaatsizlik

Herhangi bir eylem, eylemi yapanın iddialarıyla değil yaratacağı sonuçlarla değerlendirilir. BDP’nin politikasının Kürtlerin taleplerini gerçekleştirmek amacıyla yapılmadığı yaratacağı sonuçlara bakılırsa anlaşılır. İktidar geçmişte uygulanan politikalara karşı çıkmış ve bölücülük ithamını bile göze alarak herkesin kimlik ve kültürel haklarına saygı göstereceğini söylemiş, bu tavır kendisine yönelik en ağır eleştirilerin sebebi olmuştur. BDP bu olumlu gelişmeyi destekleyecek bir politika yerine eleştirilere hak verdirecek bir tavır sergilemiştir. Oysa ılımlı bir tavır sergileseydi bugün çok daha ileri bir konuma geçmek mümkün olurdu. BDP hiçbir şeyle tatmin olmayacağını, istekleri yerine getirilirse daha fazlasını bulmaya çalışacakları intibaını yaratmıştır. Çünkü amacı Kürtlerin konumunu iyileştirmek değildi ve Kürt taleplerini başka politikaların aracı olarak kullanıyordu.

İzledikleri politikalar o kadar bıkkınlık yaratmıştı ki TÜSİAD yeni anayasa tartışılırken mutluluğun bölünmekten daha önemli olduğunu söylemek zorunda kalmıştı. Bu, ülkemizdeki etkili bir kitlenin, soruna barışçı bir çözüm imkanı olmadığını, tedavi edilemeyen bir organın kesilip atılmasının daha iyi olacağını düşündüğü anlamına geliyordu.

İzlenen politikanın bu amaca yönelik olduğunu sanmıyorum. Bölge büyük güçlerin ilgi alanındadır ve küçük bir grubun kaprislerine feda edilip istenmeyen bir sonuca yol açılamaz. Bu durumda bölgenin nasıl bir şekil almasının düşünüldüğünü ve Kürtlerin bu yeni yapılanmada yerinin ne olacağını hesaplamak gerekir.

Kürtler içinde yaşadıkları her ülkeyle sorunludur. Irak’ta işbirlikçi, İran ve Suriye’de asi konumundalar. Türkiye tüm sorunları demokratik bir yaklaşım içinde çözmek isterken onlar çatışarak ve bu çatışmadan zaferle çıkarak bir şeyler elde etmek istiyor. Biz mücadele eder ve istediklerimizi alırız havası içindeler. Oysa biri mücadele yolunu seçerse diğerine bu mücadeleden başarıyla çıkmak istemekten başka yol kalmaz. Öyle şeyler söylüyorlar ki bunun art niyetli olduğundan kimsenin şüphesi kalmıyor. Mesela silahlı eylem bizim hakkımızdır ama buna karşı tedbir almak ve silah kullanmak demokratik bir hak değildir deniyor.

Uygulanan politikalar Kürtlerin daha mutlu olmasıyla ilgili değildir. Mesela taleplerinin ve projelerinin içinde bölgenin ekonomik kalkınması yer almamakta, sosyal değişimden söz edilmemektedir.

Bölgenin yeni düzeni için şunu söyleyebiliriz: Suudi Arabistan ve Mısır Sünni Arap aleminin temsilcisi olacak ve İran’ın temsil edeceği Şii alemin karşısında yer alacaktır. Şiilerin Rusya, Sünnilerin ABD ile yakınlaşması beklenir. Bu bir çatışmanın değil farklılaşmanın işaretidir.

Irak’ın bölünmesi söz konusudur ama bağımsız bir Kürt devletinin kurulması söz konusu değildir ve Kürtlerin yaşadıkları ülkeyle uzlaşmaları şarttır. Türkiye ne asimilasyon ne de reddetme peşinde değildir aksine bölgedeki her etnik grup ve inançla uzlaşmak istemektedir.

BDP’nin politikasının Kürtlerle hiçbir ilişkisi yoktur. Sadece önümüzdeki seçimler ve ondan sonraki cumhurbaşkanlığı seçiminde etkili olmak için kullanılmaktadırlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi