Taha Akyol

Taha Akyol

Kitap yakmak

Kitap yakmak

BUGÜN yazmayı düşündüğüm konu, 1933 yılının 8 Ağustos’unda Kazım Karabekir’in evi basılarak İstiklal Harbimizin Esasları adlı kitabının yakılmasıydı. Hatta bununla yetinmeyen ‘derin devlet’in Karabekir’i öldürmek için hazırladığı suikastı yazacaktım.
Karabekir eski arkadaşı Başbakan İsmet Paşa’yı haberdar etmiş, İsmet Paşa Ankara’da kıyametleri kopararak suikastı önlemiş, Karabekir’in hayatını kurtarmıştı.
Aslında, İnönü, Karabekir gibi bir milli kahramanın öldürülmesi ayıbından Cumhuriyet’i kurtarmıştı.
Bu konuyu başka bir güne bırakıyorum.
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in bir açıklaması üzerine bugün Ahmet Şık’ın kitabı konusunda yazacağım yine...

Hukuk ne diyor?
Çiçek’in sözleri şöyle:
“Bir kitap sebebiyle savcı böyle bir işlemi yapamaz, etkisi yok. Mutlaka devlet düzenine karşı silahlı eylemlerle ilgili bir husus olmalı ya da bu hususla irtibatlı olduğu kabul edilmeli ki, bununla ilgili işlem yapılsın.”
Aynen katılıyorum, hukuk bunu söyler.
Demek ki Ergenekon soruşturmasında şüpheli veya sanık olmak için şu şartlar gerekir:
Bir: Devlet düzenine bu arada hükümete karşı silahlı eylemlerle veya bu yöndeki ‘hazırlık eylemleri’yle ilişkisi olmak...
Buna göre, Ergenekon davası haklı sebeplerle açılmıştır: Silahlar, bombalar, cinayetler, darbe hazırlığı şüphesi yaratan toplantılar...
İki: Kendisi bu eylemlerde yer almasa bile, bu konuda ‘irtibatlı’ olmak...
Hukuken tespiti zor olan, bu ikincisidir. Bir kimse hükümeti yıpratmak için örgütlü çalışmalar yapıyorsa, Ergenekon davasını itibarsızlaştırmak için faaliyetlerde bulunuyorsa... Hatta, anayasal düzeni korumakla görevli emniyet güçlerini “imamın ordusu” gibi göstererek zaafa düşürmek istiyorsa bu kişiye “Ergenekon terör örgütü üyesi” denilebilir mi?
Hayır denilemez! Diyebilmek için, bu faaliyetlerin “irtibat”lı olması, yani hükümeti şiddet yoluyla devirmeyi desteklemek amacıyla yapıldığını gösteren “şüphe sebepleri”nin bulunması gerekir.
Kişiler hakkında böyle “şüphe sebepleri” bulunsa bile, yazdıkları kitaplarda “şiddet” unsuru yoksa, o kitap suç sayılamaz.
Onun için hükümetteki hukukçular mahkemenin ‘bilgisayarda kitap silme’ kararını eleştirdiler; Bülent Arınç, Hayati Yazıcı, Ertuğrul Günay gibi...

İki aşırı uç
İşte bu noktada iki aşırı uç, iki ölçüsüz tavır var:
- Bir uç, Ergenekon’u “cemaatin uydurması” sayıyor; bunca belge ve bulgulara rağmen! Bu uç, tutuklanan gazeteciler hakkında “irtibat” şüphesi olabileceğini aklına bile getirmiyor. Hatta hukuken böyle bir konu olduğunun hatırlatılmasına bile tahammül edemiyor.
- Öbür uç ise, her türlü ilişkiyi Ergenekon üyeliği için yeterli sayıyor, “şiddet unsuru var mı?” diye merak bile etmeden suçlama yapıyor.
İki uç da görmezlikten geldikleri hukuki gerçekleri hatırlatanlara öfke duyuyorlar.
Şunu da önemle belirteyim: Kişiler hakkındaki “şüphe sebepleri” ne olursa olsun, yazdıkları kitaplar “anayasal düzene karşı” ve “şiddet” unsurlarını içermiyorsa kesinlikle “suç unsuru” sayılamazlar, bilgisayarlarda imha edilemezler... Hatta Ergenekon davasını kötülemek, Emniyet’i cemaatin ele geçirdiği şeklindeki paranoyayı yaymak niteliğinde olsa bile!
Hukukun değerini bilenler, uçların öfkelerine aldırmadan hukukun doğrularını savunmaya devam edeceklerdir elbette.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Taha Akyol Arşivi