Öz gidince...

Öz gidince...

Adı Ergenekon operasyonlarıyla özdeşleşen Savcı Zekeriya Öz’ün, özel yetkileri alınarak başsavcı vekilliğine atanmasıyla ilgili tartışmalar yoğun şekilde devam ediyor.
Dâvânın seyir ve serencamıyla ilgili kaygıların zaman zaman dile getirildiği bu köşede kayda geçmesinde fayda gördüğümüz bazı anekdotlar:

***
Eski HSYK’nın yapamadığını yenisi yaptı
Öz’le ilgili kararı alan HSYK I. Dairesinin Başkanı İbrahim Okur, “Eski HSYK Ergenekon savcılarının tamamının alınmasını istiyordu. Kurulumuzun bu kararı sonrasında, soruşturmayı yürüten 7 savcıdan 4’ü görevinin başında” diyor.
Eski HSYK kadrosundan olup da “birikim ve deneyimlerini yeni kurula aktarma” gerekçesiyle görevde kalmayı tercih eden Ali Suat Ertosun ise “Biz şimdi yapılanı iki sene önce önermiştik, zaman bizi haklı çıkardı” şeklinde konuşuyor.
Böylece, 12 Eylül referandumunda kabul edilen paketle HSYK’ya getirilen yeni yapının kritik bir dâvâyı doğrudan ve derinden etkileyebilecek nitelikteki ilk kararı bu şekilde tecellî ediyor...
***
Ergenekon bitti mi, bitmedi mi?
Son kararname ile başsavcılığa getirilen Turan Çolakkadı, “Öz gitti, Ergenekon bitti diye birşey yok” dedikten sonra şunu da söylüyor: “Ergenekon dâvâlarının çoğu açıldı, kapsamlı dediğimiz bir soruşturma kalmadı.” Yani, bitmese de bitti...
***
“Öz çok ön plana çıkmıştı”
İbrahim Okur’un, “Öz’ün atanmasını ben önerdim. Bu arkadaş çok ön plana çıkmıştı. İlelebed orada görev yapması söz konusu olmazdı” şeklindeki beyanları da gözden kaçırılmamalı.
***
Millî Güvenlik Akademisi
Öz atamasıyla ilgili haberlerin çıktığı gün Millî Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün “Millî Güvenlik Akademisine sivil bürokrasiden katılım 2008’de 15’e, 2009’da 4’e düştü, 2010’da hiç katılım yok. Tamamen kaldırdık” (Star, 31.3.11) açıklaması yayınlandı. Bunun konuyla alâkası, Öz hakkındaki kararda belirleyici rol oynayan İbrahim Okur’un da, Millî Güvenlik Akademisinde eğitim görmüş bürokratlardan biri olması.
***
Yeni çatlak ve ayrışmalar mı?
Öz’ün kimilerince “terfîen kızak” şeklinde yorumlanan ataması AKP’de de çelişkili değerlendirmelere konu oldu. Bekir Bozdağ ve Burhan Kuzu gibi isimler “Süreç olumsuz etkilenecek” derken, Başbakan “Benim arkadaşlarımdan kim bu tür yorum yaptıysa yanlış yapmış” dedi. Karar için, “Ergenekon’daki gidişattan AKP’liler de rahatsız. Önce Balyoz sanığı komutanların, sonra gazetecilerin tutuklanması onları da ürküttü ve ‘Bize de sıra gelir mi?’ diye kaygılandırdı” iddiaları bağlamında yapılan tartışmalar ise sürüyor. Son gelişmeyi hükümetle “cemaat” arasındaki ayrışmanın işareti olarak gören yorumlar da...
***
Ergenekon sürecine balans ayarı mı?
Misyonerlik konulu yayın ve çalışmalarıyla bilinen bazı ilâhiyatçılara yönelik son operasyonun “arama” ile sınırlı tutulup, gözaltı ve tutuklamaların gündeme gelmemesini, Ergenekon sürecine Öz kararıyla yapıldığı iddia edilen “balans ayarı” ile açıklayan yorumlar da söz konusu.
***
Müteyakkız olmak gerekiyor
Bundan sonraki süreçte dikkat edilmesi gereken kritik noktalardan biri, son baskınlarla gündeme gelen “basılmamış kitap müsveddeleri” üzerinden, yeni bir hesaplaşmanın gündeme gelip gelmeyeceği. Önce Ahmet Şık, sonra Zekeriya Beyaz. İkisinin de Fethullah Gülen’le ilgili mâlûm iddiaları tekrar gündeme getirmek için kullanılması ve ilâveten, Beyaz’ın Said Nursî’yi de işin içine karıştırmaya çalışması. Görünen o ki, süreçte farklı bir aşamaya geçiliyor. Yine hazırlıklı ve müteyakkız olunması gereken bir aşama.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi