Aziz Üstel

Aziz Üstel

İpe mi çekelim hadım mı edelim?

İpe mi çekelim hadım mı edelim?

Pedofilinin anlamını Vladamir Nobokov’un ‘Lolita’ adlı kitabını okuduğumda anladım. Nobokov, orta yaşlı bir adamın 12 yaşında bir kız çocuğuna cinsel istek duymasını, eleştirmenlere göre ‘mizahi ve de çok hoş’ bir dille anlatmıştı! Ne demekse?!

Lolita iki kez de beyaz perdeye aktarıldı. Ama kız çocuğu 12 değil 18 yaşındaydı. Anlaşılan sinemacıların da midesi kaldırmamıştı, 50 yaşında bir adamla 12 yaşında bir kızın aşkını!

Pedofili üzerine dünyanın önde gelen ruh bilimcileri, üniversiteler, güvenlik kuruluşları çeşitli araştırmalar yapmış. Ortak kanı, pedofilinin ruhsal bir hastalık, bir sapkınlık olduğu yolunda. Hatta bu kişilerin profilini bile çıkarmış Federal Soruşturma Bürosu (FBI): “Pedofil, zekası fazla gelişmemiş, uzun dönem hafıza özürlü, daha çok sol elini kullanan (solak), orta ya da kısa boylu, okul yaşamı başarısız, çocukluğunda aile içi şiddet ve tacize uğramış, gençken büyük bir olasılıkla başına ağır bir darbe almış kişi.”

Bu sapkınlığın ya da ‘hastalığın’ tedavisi yok. Hapse girenler çıktıktan kısa bir süre sonra aynı suçu yine işliyorlar. Hapishanelerde ise, tecrit ediliyorlar, çünkü en azılı katil bile bunları bir kaşık suda boğuyor, kuytuda kıstırdı mı! Hapisten çıkanların mutlaka taşındıkları adresi polise bildirme zorunluluğu var. Polisin de mahalle sakinlerine böylesine çocuklarına musallat olabilecek birinin aralarında ve falanca adreste oturduğunu duyurması gerek.

Hadım etmek ya da ipe çekmek bir çözüm değil. Çünkü bu yöntemler hem insanlık dışı hem de soruna çözüm getirmiyor.

Bu ‘insanların’ alnında ‘pedofil’ damgası yok ki, aile ya da çocuk görür görmez kendini sakınabilsin!

Ailelerin, mutlaka ve de sürekli olarak çocuklarını uyarması şart. Lafı gevelemeden, kem küm etmeden, çocuklara bu sapıkların ne olduğunu, nasıl avladıklarını anlatmaları, yalnız dolaşmamalarını belletmeleri gerekiyor. Ailelerin gözü, okul dışında, mutlaka çocuklarının üzerinde olmalı! Öğretmenlerin de okul çevresinde, sık sık, amaçsızca dolaşan yetişkinleri polise bildirmeleri en önemli görevlerinden biri olmalı.

Unutmadan ‘dayak cennetten çıkmadır’ ya da ‘kızını dövmeyen dizini döver’ gibisinden saçmalıkları da ağzınıza almayın. “Şiddet uygulanan çocuk, büyüyünce şiddet uygular” sözünü de unutmayın lütfen!

Kuzey Irak’daki araç isimleri

Kuzey Irak ya da Kürdistan’dan da dev yapılar, beş yıldızlı oteller, AVM’ler birbirini izliyor. Bunların yüzde 70’ini de yapan Türk firmaları. Konut, otel, AVM dışında, Erbil Havaalanı’ndan tutun 872 kilometrelik Erbil-Altınköprü yoluna kadar hemen bütün altyapı inşaatlarında da Cengiz İnşaat, Mak-Yol, Yüksel İnşaat gibi birçok Türk firmasının imzası var. Bana asıl ilginç gelen, Kürtlerin çeşitli araçlara verdiği adlar. Örneğin, bölgede en çok satılan Toyota’nın 2008 model, Land Cruiser Prado cipi, ‘Monica’ diye biliniyor. Hem güzel, hem de rahat olduğu için! Monica Belluci mi yoksa Bill Clinton’un aşna fişnası Monica Lewinsky’ye mi gönderme yapıyorlar pek kestiremedim! Neyse, artık aynı cipe “Wenevşa” adını vermişler. Wenevşa, Kürtlerin hem çok sevdiği hem de pek beğendiği, Kürt bir sinema oyuncusu. Cep telefonuna gelince... Celal Talabani’nin kullandığı Nokia 6000 model telefona “Mam Celal”, Mesut Barzani’nin 7610’una “Kaké (Ağabey) Mesut” demekteler. Eğer Nokia 1024 alacaksanız, mağazaya girince,” ver bi Ali Bapir!” diyeceksiniz. (Adem Demir’e teşekkürler)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aziz Üstel Arşivi