Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Dünde korku toplumuyduk!..

Dünde korku toplumuyduk!..

Prof.Dr.Ali Nesin bir gazeteye verdiği mülakatta, "Polisler kapımı çalınca ev halkı Ergenekon'dan tutuklanacağımı sandı. Anlaşılan korku topluma sirayet etmiş" diyerek bu toplumun uzun yıllardan beri diken üstünde olduğu gerçeğine dikkat çekmiş. Ancak, topluma hakim olan korkunun Ergenekon davaları ile ilişkilendirmiş olması bize göre eksik bir değerlendirme. Çünkü, bu toplum sadece son birkaç yıldır korku ile yaşamıyor. Dün de korku toplumuyduk, bugün de. Önemli olan buna son verebilmek. Benim yaşta olanlar ömürleri boyunca korku ile birlikte yaşadılar. Bu korkunun sebebi de birbirini takip eden darbeler sürekli olarak toplumun bir kesimini düşman ve zararlı olarak algılıyor, itip kakıyordu. Bunun yanında bu ülkede laikçiler inanan insanlara karşı yıllardan beri baskı uyguluyor, evlerinde dini eserler bulunanlar ne zaman bir baskın olacak beklentisi için diken üstünde yaşıyorlardı. Bunun da ötesinde başörtülü bir genç kızımız daha kısa bir süre önce YGS sınav kapısından başörtüsü sebebiyle geri çevrilmiş, başını açmadığı takdirde sınava alınmayacağı tehdidi ile karşılaşmıştı. Yani bu ülkede korkunun sebebini sadece Ergenekon davası ile izah etmek çok eksik kalır. Hatta Ergenekon soruşturma ve muhakemesini toplumun korkulardan kurtulması yönünde bir adım olarak nitelendirmek bile mümkündür. Bunu söylerken Ergenekon davasında yargılananların tümünü suçlu kabul ediyor, iyi oldu diyor değilim. Bu konuda karar verme yetkisi sadece savcı hakimlerimize aittir.

Hemen belirteyim ki yıllardan beri toplumda özelliklede belli bir kesim üzerinde oluşturulan baskı ve korkulardan kurtulmanın yolu yeni bir korku salmak olmamalıdır. Bu bakımdan hangi kesime karşı bir haksızlık ve zulüm söz konusu ise buna toplumun tüm kesimlerinin karşı çıkması gerekir. Eğer dün benim partimin kapatılmasına birileri alkış tutmuş ve o partiye gönül veren kesimler acıya mahkum edilmişse o gün buna seyirci kalanların bugün benzer bir uygulama kendilerine dokunduğunda hukuku hatırlamaları inandırıcı olmaz. Yine yıllar önce yapılan bir darbenin arkasından CHP zihniyetinin sahipleri DP yanlısı olarak bildikleri kişilere karşı hainler diye bakıyor, her fırsatta bunu bir hakaret sebebi olarak kullanmışlarsa bugün Ergenekon duruşmaları sebebiyle memleketin bir korku cumhuriyetine döndüğünü söylemelerinin anlamı olabilir mi?

Artık bu ülkede yaşayan herkesin farklılıklara rağmen birlikte yaşamayı, karşılıklı haklara saygı göstermeyi öğrenmeleri gerekmez mi?

Dün Merve Kavakçı'nın kapısına dayanan savcılara karşı "Bu yaptığınız hukuka aykırıdır, haksızlıktır, zulümdür. Demokratik bir üylede böyle bir şey yapılamaz" diye seslerini çıkarmayanların başlatılmış bir soruşturmanın ucu birazcık olsun kendilerine ya da kendileri ile aynı düşünceyi paylaşanlara dokununca topluma korku salındığını söylemeleri ya da böyle algılamaları algılama eksikliği olmasa bile tek taraflı bir rahatsızlığı ifade eder.

Bugün gerçekten hukuk ve demokrasiden yana olanların ortak bir noktada buluşmaları gerekiyor. Aksi halde toplumda haksızlık ve hukuksuzluğun önünü almak mümkün olmaz. Çünkü, dün bana karşı sürdürülen korkutma operasyonu karşısında sesini çıkarmadan kenarda duran hatta bundan zevk alanlar olmuşsa bugünde bir başka kesime yönelik bir hareket karşısında da geçmişte acı çekenlerin sessizce olayı seyretmelerini önlemek mümkün olamaz. Gelin hep birlikte haksızlıklara karşı birlik olmayı başaralım. Samimiyet böyle ortaya çıkar. Tekrar ediyorum kesinlikle Ergenekon davasında haklarında dava açılanların tümünün cezalandırılması gerektiğini düşünüyor değilim. Ancak, seçilmiş iktidarlara karşı bir takım asker sivil bürokratların darbe hazırlığı olmuş ve bunun belgeleri de ele geçmişse bunların yargılanmasından da toplumun korkuya kapılması söz konusu olmamalarıdır. Elbette yargılamanın ve tutukluluk sürelerinin toplumu bıktıracak boyuta ulaşmamasına dikkat etmek gerekir.

Hele hele tamamen sivil yargıçların yürüttüğü bir soruşturma ve dava sebebiyle sanki ülkemizde darbe dönemlerinin rüzgarı esiyor havası oluşturmak bir haksızlığa karşı çıkmak değil, haksızlık yapanların savunuculuğuna soyunmaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi