Resul Tosun

Resul Tosun

Tarihi yanılgı

Tarihi yanılgı

Demokratik topluma doğru eviriliyoruz. Türkiye çok önemli bir değişim yaşıyor. Eski saplantılar, eski tabular, kimi anlamsız bürokratik uygulamalar birer birer tarihe karışıyor.

Yıllardır toplum üzerinde egemen olan kimi baskıcı kurum ve kurullar toplumla buluşuyor, kaynaşıyor ve bizler hep birlikte şaşırıyoruz.

Eskiyi korumak isteyenler sert tepkiler gösterse de toplumun geneli bu değişimden çok fazla rahatsız değil.

Bu toplumsal değişimin yanı sıra ülke hızla kalkınıyor. Ulaşımda, iletişimde, sağlıkta, yerel hizmetlerde artık çağdaş dünya ile yarışıyor. Ülkeyi gezen ve ülke dışından Türkiye'ye bakanlar bu gerçeği çok net bir biçimde görüyorlar.

Benim üzerinde durmak istediğim asıl konu bu değişimin, yöneticilerinin ezici çoğunluğu dindarlardan oluşan bir siyasi partinin elinde gerçekleşiyor olmasıdır. Bu değişime tepkiler de maalesef -çağdaş dünyanın tersine- sosyal demokrat olduğunu iddia eden kesimlerden geliyor.

Dindarlar çağdaş medeniyetler düzeyinin üstüne çıkmaya çalışırken diğerleri eskiyi muhafaza etmenin telaşını yaşıyorlar.

Oysa bu memlekette dindarlar gerici yobaz, çağdaşlığa karşı, tutucu ve hırpani insanlar olarak tanıtılmaya ve dışlanmaya çalışılan kesimi oluşturuyordu.

Bu yanılgıyı ilk yıkan MSP CHP koalisyonu oldu. CHP Genel başkanı Ecevit MSP ile koalisyon kurduktan sonra bir 'tarihi yanılgı' dan bahsetmişti. Kabinede önemli ekonomik ve kalkınma konuları söz konusu olduğunda Erbakan'a teslim olmak zorunda kalan Ecevit o zaman, 'dindarların hem dinin gereklerini yerine getiren hem de ülke kalkınmasını bilen insanlar olduğu' anlamında bir açıklama yapmış ve kendilerinin bir tarihi yanılgı içinde olduklarını itiraf etmişti.

Yetmişli yıllarda 48 milletvekili ile koalisyon hükümetlerinde küçük ortak olarak muhaliflere bu itirafı yaptıran dindarlar doksanlı yıllarda büyük ortak olarak kurulan koalisyonlarda daha büyük kalkınma hamlelerine başlamışlardı ki tutucu zihniyet ittifak halinde onların önüne aşılmaz engeller koydular ve ülkeyi olağanüstü bir sürece sokup yağmalanmasını sağladılar.

İki binli yıllarda ise iki dönem tek başına iktidar imkânına kavuşan dindarlar o tarihi yanılgının ne denli doğru bir tespit olduğunu bütün dünyaya ispat ettiler.

İktidar partisinin seçim beyannamesinin bu ülkenin bir kalkınma programı kıvamında olması dindarlar hakkındaki olumsuz kanaati yerle bir eden önemli bir belgedir.

Topluma yerleştirilmek istenen dindarlar bu işlerden anlamaz algısı tam tersine dönmüş aksine bu işlerden asıl onlar anlarlar noktasına gelmiştir.

Sokaktaki insanlar 'bu işi bunlar yapar' kanaatine sahip olmuşlardır.

Özel hayatlarında dini hassasiyeti yüksek insanların ülke kalkınmasında gösterdikleri bu performans, mensubu oldukları inancın saygınlığını da toplum nezdinde yükseltmektedir.

Problem bu sosyolojik gerçeği kabullenemeyen arkaik zihniyette.

Bu zihniyet mensupları da tarihi yanılgı içinde olduklarını er geç anlayacaklar, yeter ki dindarlar dünyevileşme hastalığına tutulup istikametten sapmasınlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Resul Tosun Arşivi