M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Müslüman Sınavlarda Hile Yapmaz

Müslüman Sınavlarda Hile Yapmaz

Müslüman genç hiçbir sınavda kopya çekmez, hile yapmaz. Böyle bir şey İslam'ın istikamet (doğruluk ve dürüstlük emrine aykırıdır). Bunun istisnaları var mıdır? Olabilir. Mesela düşman ülkesinde casusluk yapıyor, o zaman savaş hilesi meşru olabilir. Türkiye'nin düzeni bozuktur ama her şeye rağmen bir İslam ülkesidir ve Müslümanlar ahlakta, karakterde, fazilette herkese örnek olmaya mecburdur.

Temel müesseselere Müslüman kadrolar sokmak istiyorsak bunun tek yolu şudur:

Adaylarımızı sınavlarda çok iyi not alacak, sınavı kazanacak şekilde yetiştirmeliyiz.

Açık konuşayım... Diyelim ki, askeri okullara öğrenci yerleştirmek istiyoruz. Bunun için yapılacak şeyler şunlardır:

Ülkenin en zeki, en kabiliyetli, en istidatlı, en düzgün, en ahlaklı, en karakterli, en zeki, en akıllı, soyu sopu en temiz, tertemiz gençlerini alırsın; onlara en az üç yabancı dili mükemmel şekilde öğretirsin. Edebi ve yazılı Türkçeyi de çok iyi bilirler. Derin tarih kültürleri vardır. Psikoloji, ahlak, mantık, metafizik, estetik kültürü... Şehir ve medeniyet görgüsüne, terbiye, nezaket ve adabına sahiptirler. Onların vasıflarını, üstünlüklerini, güçlerini düşmanlar bile takdir eder. Bu gençler son derece vatanseverdir. Son derece adaletli ve insaflıdır. Bunları sınavlara sokarsınız ve hepsi de kazanır.

İşte yol budur...

İmtihanlarda kopya çekecekler... Sınavlarda gizli şifreler olacak...

Bin türlü hile, desise... Bu şık geçerli değildir.

Benim imkanım olsa, stratejik önemli temel kurumlara böyle adaylar yetiştiren kurslar açarım.

Her çocuk ve genç böyle kurslara alınmaz. Yüz, hatta bin çocuk veya gençten biri girebilir.

Herkes ağır, çileli özel eğitimi kaldıramaz.

IQ'su 110'un üzerinde olacak.

Sadece IQ da yetmez. Zekası işe yarar zeka tipi olmalıdır.

Zekanın yanında akıl ve sezgi...

Sekiz ana karakter tipinden, işe yarar bir karakter türüne sahip olmak.

Mürüvvetli olmak.

Fütüvvet ahlakına sahip olmak.

Müslüman genç şu veya bu tarikata, cemaate, fırka veya hizbe mensupmuş... Bu önemli değildir, benim yukarıda saydığım vasıflar ve sıfatlar önemlidir.

Gencimiz Hazret-i Muhterem Efendiye çok bağlıymış, onu çok seviyormuş... Bu bir fazilet ve üstünlük değildir.

Cemaat fanatizmine sahip, sekter zihniyetli bir gençten köy olmaz, kasaba olmaz.

Cemaatini, hizbini, fırkasını din ile özdeşleştiren bir gencin adaylığından ne çıkar...

Genç Salahaddin Eyyubi'ler, genç Şamil'ler, genç Emir Abdülkadir'ler, genç Barbaros'lar lazımdır bize.

Böyle adaylar yetiştirilirse imtihanlarda hile yapmaya, kopya çekmeye lüzum mu kalır? Onlar zaten bilgileriyle, kültürleriyle, birikimleriyle, zekalarıyla, akıllarıyla, çalışkanlıklarıyla gözleri kapalı birinci olurlar, imtihanı çatır çatır kazanırlar.

*(İkinci yazı)
Camiye Kaçanlara

Kanun ve hukuk dışı gösteriler yapılmış, polise saldırılmış, camlar kırılmış, ortalık darmadağın olmuş, trafik aksamış, Molotof kokteylleri atılmış, yaralananlar olmuş, vatandaşlar mağdur olmuş... Polis bu kanunsuz gösteriyi dağıtırken bazı göstericiler oradaki camiye kaçmış. Polis cami kapısında beklemiş. Çıkanlardan şüphelendiklerine sormuş: "Öğle namazı kaç rekat?.." Doğru cevap veremeyenleri yakalamış...

Bundan daha tabii ne olabilir?

Lakin çok bilmiş gazeteler, tv'ler, yazarlar "Böyle şey olur mu?" diyerek ukalalık ediyor.

Şu hezeyana bakınız: Polis dincilik yapıyormuş!..

Aynı şey bir cumartesi günü bir sinagoğun yanında olsa, kanunsuz göstericiler kaçıp sinagoğa sığınsalar, polis onlara "Şema Yisrael" oku dese, okuyamayanları yakalasa bizim ukalalar bu sefer "Polis antisemitizm yapıyor!.." diye bağırırlar.

Camiye kaçan nümayişçilere o vaktin namazının kaç rekat olduğunu sormak laikliğe mi aykırıdır, Atatürkçülüğe mi, çağdaşlığa mı?

Ukalalar artık iyice zırvalamaya başladı. Böylelerinin aklından şüphe edilir.

*(Üçüncü yazı)
Ey Müslüman!.. Çocuğunu Nasıl Koruyacaksın?

Ey Müslüman!.. Beni iyi dinle... Büluğ çağında bir oğulcağızın veya kızcağızın var. Babası ve anası olarak onun üzerine titriyorsunuz, iyi ahlaklı faziletli insan olarak yetiştirmek istiyorsunuz ama bugünkü pis, rezil, çirkin, çirkef, iğrenç ortamda o ciğerparenizi nasıl koruyacaksınız?

Çocuklarınız otobüse, tramvaya, trene bindiler... Yirmi yaşlarında bir ağabey ile yine aynı yaşlarda bir abla biniyor. Herkesin ortasında birbirlerine sarılıp öpüşmeye başlıyor. Şoför sinirleniyor "Gençler burası seks arabası değil, biraz ciddi olunuz" diyor. Otobüs karışıyor, şoförü tutanlar oluyor, öpüşen mıncıklaşan gençlerden yana çıkan oluyor. Kavga gürültü oluyor. Soruyorum sana ey Müslüman baba, senin masum oğlun veya kızın böyle bir ortamda nasıl iyi, iffetli, namuslu yetişecektir?

Çocukların eve geliyor... Televizyon konusunda iki şık var: Ya, binde bir ihtimal senin evinde tv yok, yahut binde 999 var. Ailece hep birlikte tv seyrediyorsunuz. Aman ya Rabbi ne açık saçık, ne dekolte, ne haram sahneler. Seks var, içki var, fuhuş var, zina var. Öyle diziler varmış ki, oralarda en tahrik edici tecavüz sahneleri yer alıyormuş.

Öyle seks ve zina sahneleri varmış ki, cinsel münasebet rol icabı değil, gerçekmiş, karı ile erkek arasında yastık yokmuş.

Senaryo icabı bir genelev gösteriliyor, TC vesikalı KDV'li karılar müşteri bekliyor...

Birtakım medya, toplumu ve bilhassa çocukları ve gençleri baştan çıkartmak için her haltı yiyor.

Çocuğun okula gidiyor. Oralarda uyuşturucu yaşı 10'a kadar düşmüş.

Okulda 13 yaşında bir kız hamile kalmış. Senin oğlun ve kızın da bunu duymuş, okul dedikodudan yıkılıyor.

Evet soruyorum: Senin zavallı, masum, temiz oğlun veya kızın ahlaklarını, iffetlerini böyle pis ve rezil bir ortamda nasıl koruyacaklar?

Ben çocuğumun ahlaklı, iffetli, faziletli olmasını istiyorum demek kolaydır ama bunu gerçekleştirmek çok zordur.

Otobüste birbirine sarılıp kucaklaşan gençlere müdahale etti diye bütün ilericiler, çağdaşlar, laikçiler, İslam düşmanları şoföre verip veriştirdiler. Peki sen ne yaptın? O zavallıyı savundun mu?

"Yeter bu rezalet!.. Herkesin bindiği otobüsler seks yeri değildir..." diye bağırdın mı?

Bu konuda bir milyon vatandaş ilgili makamlara müracaat dilekçe veya e-mail ile müracaat etti mi?

Ey Müslüman!.. Sen namus, ahlak, fazilet, iffet taraftarı geçiniyorsun ama onları gereği gibi savunuyor musun?

Sen bu pasiflikte devam edersen zavallı oğlun da, zavallı kızın da bozulacak ve bunun sorumlusu öncelikle sen olacaksın. Bunu iyi bil...

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi