Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Dandini dandini dastana

Dandini dandini dastana

Danalar kızgın..
Danalar azgın..
Bostanın akıbetinden ben umudumu kestim sayılır..
Bu kadar birbirine boynuz gösteren dana var oldukça meydanlara ya felaket iner, felaket..
Dilimin ucunda iken söyleyeyim de kurtulayım..
Danalar girdi bostana!.
Bostancıbaşılar bütün dikkatlerini zibidilik icabı “salatalık” üzerinde gezdiriyor..
Desem ki:
Ulan onun esas ismi “hıyar”dır, hıyar..
Kime dinletir, kime anlatabilirim..
Hadi öyle olsun!.
Sizin salatalıkları hasar etti danalar..
Benim yerli ve akıllı danalar olsa bu kadar azgınlaşmaz, kızgınlaşmaz, hıyarlarımız biraz olsun geçici bir süre için kelleyi kurtarırdı..
Bu danalar, yani bostana giren, hıyarları heder eden olsa olsa İngiliz deli danaları, Amerika serseri danaları, ya da bilmediğimiz yeni bir dünyadan baskına gelmiş yaratıklar olabilir..
Danalar bostana duhul etmeye başladılar..
Yaratan Mevla kazasız/belasız bu badireyi atlatmak nasib eylesin inşallah..
Peki size ne oluyor yahu?
Seçim konuşmalarını mı yazsam?
Amma ben bilmem seçim dediğiniz her ne ise..
Kim kimi seçer, kim kimi geçer, kim kimin Pandora Kutusu’nu açar veya kim daha yüksekten uçar?.
Vaktiyle: “Biz ne bilek beğim böyükler bilir” demiştim amma, nerede büyük kaldı ki?
Benim gördüğüm, deli danaların boynuzları konuşuyor..
Derlerdi ya bizim oralarda:
“Öküz öküzün boynuzunda çamur görmeyince korkmaz!”
Bostana giren danalar, akıllı danalar geceli-gündüzlü çamurlu toprak boynuzluyor..
Yazık oluyor zavallı hıyarlara..
Keşke boş alanlarda toprak veya çamur boynuzlayacaklarına Zonguldak havzasına gitseler de dere-tepe boynuzlayıp kömür çıkarsalar..
Benimki temennidir..
“Mevla görelim neyler..
Neylerse güzel eyler..”
Birisi çıkar alenen danaları yelter:
Danalar danalar semiz danalar
Yiyin “devlet malı deniz” danalar..
Hıyar bostanlarını Kel Alinin bağına çeviren danaların sahipleri utanmayı-arlanmayı kenara atmışlar, verha “bostan bizim” diyorlar..
Halbuki hiçbir bostan kesinlikle dana sahiplerinin değildir.
Ben tekrarlayacağım sık sık:
Danalar girdi bostana..
Bir dostum, “Danaların kızgınlık dönemi de geçer” diyor..
Geçmesine geçer de, danaların huyunu, hıyarların boyunu-suyunu etkilemez mi?
Hem de nasıl!.
Bazı arkadaşlar “dambul-dumbul geçmeyen gün boşa gitmiş olur” hükmünü veriyor..
Yani iri hıyarlar çalacak, ufak hıyarlar oynayacak..
Bostanlar bozulacak/Destanlar yazılacak.
Eyvah ötekilerin mezarı kazılacak..
Meydanlar şenlendi bahar gelince..
Meydanlara palavra dökseniz yalanır..
Bir de şunu öğrenmiş olduk:
Meydanlarda uçurulan yalanlar kırlangıçtan hızlı uçarlar..
Yeşilin rengi bu mu ki?
Yapraklar yalan söylüyor..
Köpürüp akan su mu ki?
Irmaklar yalan söylüyor..
=============
Zaman/zemin acayip bir bataklıktır şimdi
Kelleleri düzlüyor/yasal alkol sınırı/
Sendelemek ve sürçmek biraz daha sık şimdi
Kayda-şarta tabidir tavuğa fol sınırı..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi