Cemal Nar

Cemal Nar

Gelelim Bu Ülkeye

Gelelim Bu Ülkeye

Evet, “Sevgili Yorumcularımıza 2” yazımızda “Gelelim bu ülkeye. Ama yazı uzadı. Geleceğe bırakalım mı?” demiştik. Araya “Suriye” yazısı girdi. Şimdi kaldığımız yerden devam edelim inşallah.



Evet, gelelim bu ülkeye! Komünist Rusya veya Çin’de yaşamak ile Avrupa ve Amerika’da yaşamak bir olmadığı gibi, biz gördük, bu ülkede de 12 Eylül Darbesi’nde yaşamakla Özal iktidarında yaşamak bir değildi.



Yarınlarımızı Allah korusun, Allah Teâlâ bir daha asla göstermesin, bir CHP iktidarı ile bir Ak Parti iktidarı asla bir değildi. 



Biz tek parti CHP’sini görmedik, ama hikâyelerini dinleyerek ve okuyarak büyüdük. İsteyenler bu konuda son yazılanlar içinde baştan sona ilim, fikir, ibret, hareket,hizmet,  çaba, gayret ve cihat olan muhteşem bir kitabı, Ali Ulvî Kurucu’nun hatıralarını okuyabilirler. Bana kalırsa bu kitabı bu ülkede yaşayan her insanın, özellikle her gencin mutlaka okuması lazımdır.



Biz de bu CHP’nin modern versiyonunu yer yer yaşadık. Dedelerimiz kadar olmasa da eziyetini çektik, işkencesini gördük. Şimdi de Ergenekon ile birlikte söve söve üstümüze geliyor. Allah Teâlâ onlara fırsat vermesin. Allah bu millete bir daha asla onların iktidarını göstermesin. Amin.



Teşbihte hata olmazsa CHP iktidarı Müşrik Mekke Dönemine benzer. O iktidar altında İslam’ı öğrenmek ve yaşamak, tecrübe ile görülmüştür ki çok zordur, çok acıdır, çok çilelidir.



Ak Parti iktidarı ise ona nispetle hicret edilen Habeşistan’a benzer. Yönetimi istese de istemese de İslamî olmasa bile, hiç olmazsa İslam’ı ve Müslümanları tanımıştır. Eziyet ve işkence etmez. Herkese verdiği haklar ve hürriyetleri onlara da verir.



Allah Teâlâ insana akıl fikir vermiştir, dini imanı bir kenara koymak inanan insan için elbette mümkün değildir. Fakat farz-ı muhal öyle olsa bile, insan dayak yemeği, acı çekmeyi, hak ve hürriyetlerinden mahrum edilmeyi ister mi? İsteyenlerin, eziyet ve işkenceden zevk alan ruh hastası mazoşist olduğundan şüphe edilir mi? 



Ben partici değilim. Ak Parti yerine SP, HAS Parti, BBP de yazabilirim. Becerilerine karışmam, ama bunlar üç aşağı beş yukarı benzer fikirli partilerdir. Ak Partinin bir önceliği varsa, daha güçlü ve etkin oluşudur diye düşünüyorum. Bunların yeri gelince birbirlerine rekabet adına söyledikleri kırıcı ve dışlayıcı sözleri bir yandan onaylamıyor, bir yandan da pek önemsemiyorum. 



Bunları söyledik ya, bazı partizan kardeşlerimiz bizi hemen şuursuzlukla itham edeceklerdir, bunu acı tecrübelerimizden biliyoruz. Kimileri de “ne partisi? Parti put değil mi?” diyecekler ve hepimizi şaşkınlar ve sapmışlar zümresine dahil edeceklerdir. 
 


Onlara da, bunlara da söylenecek çok sözlerimiz vardır. Bunların bir kısmını kitaplarımızda ve buradaki makalelerimizde yazdık, tartıştık. Zamanı gelince yine konuşulur,  tartışılır. Bundan korkmak yersiz ve gereksizdir. İslam’a göre uygulamada delile dayanan ihtilaflar rahmet sayılır. Düşünsenize, mezhepler bunun en güzel bir örneği değil midir?



Nitekim bu konuda yazılmış farklı fıkhî hükümler ve değişik İslamî düşünceler vardır. Önemli olan İslam kardeşliğini, birlik ve dirliği, edep ve istikameti korumaya çalışmaktır. İnsaf ve itidali elden bırakmamaktır.



Şimdilik burada bütün kardeşlerime “Müslümanları elleriyle ve dilleriyle rahatsız etmemelerini” tavsiye ediyorum. Dinin helal ve haramı herkesi olduğu gibi partilileri de partisizleri de bağlar. Bunu unutmayalım, ilkelerimizi koruyalım. Bir gün hepimiz yapıp ettiklerimizden hesap vereceğiz değil mi? Öyleyse ona göre yaşayalım.



Bizim gönlümüz ne o zamanki “Müşrik Mekke”, ne de “Hıristiyan Necaşi Ashama’nın Habeşistanı” için atar. Bizim gönlümüz “Yesrib”i “Medine” yapan aslan için çarpar. Yani bizim gönlümüzde ancak İslam yatar. Çok yakında burada yazmıştık, “Bizim Asıl Derdimiz” budur”.  



Allah Teâlâ bu fakiri, okuyucularımı ve yorumcularımı bu dert ve davadan ayırmasın. Malımızı, canımızı, zamanımızı, emeğimizi, çabamızı, yani her şeyimizi ihlas ve samimiyetle ona feda kılsın!


Allah Teâlâ bizleri bu iman ile yaşatsın ve bu iman ile öldürsün.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi