Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Kafaları karıştırmak için çabalamak sadece huzuru kaçırır

Kafaları karıştırmak için çabalamak sadece huzuru kaçırır

Aylar önce KPSS'de kopya çekildiği iddiaları gündeme geldi ve ardından sınav iptal edildi. Buna rağmen aylardan beri tartışma sürüyor. Sınavlarda cevaplarla ilgili önceden bir şifre belirlendiği bu şifreye ulaşanların tüm soruları doğru cevaplandırdığı iddia edildi. İlgililerin yaptıkları açıklamalarda doğrusu kafalardaki soruları gidermeye yetmedi. Bu bakımdan savcılık araştırmasının sonucu toplumda merakla bekleniyor. Çünkü olay belirli kişilere bir sınavda kolaylık tanımanın ötesinde hırsızlıktır. Çünkü, eğer bir şifre söz konusu ise ve bu şifre belirli kişilere ister belli bir bedel karşılığı ister eş-dost kayırması şeklinde ulaştırılmış olsun bir suç söz konusudur ve bu suçu işleyenlerin mutlaka bulunması, bazı kişi ve kurumlarında şüpheli konumundan kurtarılması gerekir.

İşin bu boyutu elbette yargıyı ilgilendiriyor. Herkesin yargının vereceği kararı beklemesi gerekiyor. Zaten KPSS iptal edilmek suretiyle gerçekten usulsüzlük yapılarak sınava giren bazılarına kolaylık sağlanmış ise bunun önüne geçilmiş oldu. Elbette hiçbir yardım almadan sınava girmiş olanlar üzerinde aylar süren bir psikolojik baskı oluştuğunu, ikinci sınava girerken bir moral bozukluğu içinde olduklarını unutmamak gerekiyor.

Mesele burada bitmedi maalesef. Hâlâ soruşturma devam ediyorken bu defa da gündeme KPSS'ye benzer iddialar YGS'de gündeme geldi. Yine şifre iddiaları, şifrenin el altından birilerine ulaştırıldığı günlerden beri tartışılıyor. Yine olaya savcılık el koydu ve inceleme başlattı. Savcılığın inceleme sonucu açıklanmadan da YGS sonuçları açıklandı. Belli ki ÖSYM Başkanı Demir YGS iddialarını inceleyen savcı ile yaptığı görüşmenin ardından sınav sonuçlarının açıklanmasında bir sakınca görmedi. Ancak, medyanın bir bölümünde sonuçlar açılanmış olmasına rağmen kafalardaki şüpheleri koyulaştıracak bir tutum sergilenmeye devam ediliyor. Söz gelimi savcılık raporu daha açıklanmadan "Şifre var, kopya yok" şeklinde takdim ediliyor. Bundan anlaşılıyor ki sınav soruları ile ilgili olarak bir şifreleme metodunun uygulanması ille de sınavlarda kopya çekildiği anlamına gelmiyor. Önemli olan şifre değil, bu şifrelerin bir çıkar karşılığında sınava girecek olanların bir bölümüne el altından ulaştırılması. Böyle olunca da şifre etrafında aylardan beri kopartılan gürültünün anlamı kalmıyor. Çünkü, sorun şifrelerde değil, bunun sızdırılmasında. Bu bakımdan ilgililerin ve savcıların öncelikli olarak işin bu boyutuna yönelmesi gerekiyor. Çünkü, şifreye takılıp kalmak şimdiye kadar yapılmış ve bundan sonra yapılacak tüm sınavları şüpheli hale getirir. Böyle olunca da savcıların araştırmalarında nasıl bir sonuca ulaştıklarının önemi zayıflar. Tüm iddialar şifre üzerine odaklanıp şifre varsa kopyada vardır anlayışı kafalarda kök salınca siz istediğiniz kadar kopya yok deyip durun, toplumu tatmin etmek kolay olmaz. Sanıyorum aylardan beri sınavlardaki şifreleme işinin böylesine gündemde tutulması ardında siyasi ya da ideolojik bir mücadelenin olabileceğini düşünmek de yanlış olmaz.

Hemen belirteyim ki siyasi ya da ideolojik yaklaşımlarımıza adaleti alet etmemizin ülkeye zarardan başka bir katkısı olmaz. Bazı kurumlar içinde taraflar arasındaki bir güç ve birilerini yıpratma çabası olarak olaya bakmayı da içime sindiremiyorum. Çünkü böyle bir yaklaşım bırakın adalet duygularını bir yana insanlık ile de bağdaşmaz. İster kişiler ister gruplar arasında mücadele söz konusu olsun bunun bir ölçüsü ve kuralı olmalıdır. Sınavlara hile karıştırılması, hatta bunun için bir takım haberlerin medyaya sızdırılarak bir tarafı savunmasız bırakma gayretleri sanıyorum insani olamaz. Hemen belirteyim ki tüm bunlar olmuştur diyor değilim. Ancak ortada aylardan beri kamuoyunu meşgul eden ve toplumda adeta bir hastalık gibi şüphe tohumlarının beyinlere yerleştirilmiş olmasının uzun vadeli ciddi sonuçları olabilir. Bunun için olayın mutlaka yargı tarafından kamuoyunu tatmin edecek bir şekilde sonuçlandırılması gerekiyor. Gerçi toplumu bir takım şüphelerle yönlendirmeye çalışan çevreler gene bildikleri yolda yürüyecek, her şeye rağmen aylardan beri tekrarladıkları iddiaları meydana süreceklerdir ama yargı kararı en azından bu iddiaları etkisiz hale getirecektir.

Unutulmamalıdır ki gerek şahıs gerek toplum planında şüphe bir meyvenin içini kemiren kurt gibidir. Giderek o meyvenin çürümesine yol açar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi