Devlet-yurttaş ilişkilerinde bir devrim

Devlet-yurttaş ilişkilerinde bir devrim

Devlet Bakanlığı'nın desteği ve himâyesiyle çalışmalarını tamamlayan Alevi Çalıştayı'nın nihai raporu açıklandı; çalıştaya sunulan tebliğler ve yapılan müzakerelerin tutanakları yayınlandı.


Fiziki hacim itibariyle bir kütüphane rafını dolduracak kadar etraflı belgelerin, Cumhuriyet tarihimize çok anlamlı bir katkı yaptığını düşünüyorum; bu "anlam", devletin yurttaşlarıyla aynı masaya oturarak onların kendileri hakkında ne düşündüklerini sabırla dinlemesi ve meseleye mümkün olan en üst anlayışla yaklaşmayı kabullenmiş olmasıdır.

-Yeni bir sosyal barış mukavelesi olarak bu kabuller, sıkıntılarımızı konuşarak aşabileceğimize dair çok ümit verici bir belge teşkil ediyor. Nihai raporun önemli maddelerini seçip kısmen özetleyerek dikkatinize arzetmek isterim:

-Aleviliğin çerçevelendirilmesi ve tanımlanması bütünüyle Alevilerin uhdesinde olmalı, bu bağlamda Aleviler de kendi yükümlülüklerini yerine getirmelidir.

-Aleviler devlet ve toplum nezdinde ayrımcılığa uğradıklarını ifade etmektedirler. Devletin şeffaflık içinde bu algının ortadan kaldırılması için acilen rahatlatıcı adımlar atması gerekir.

-Alevi sorunu hukuk devleti normlarıyla hiçbir şekilde çelişmeyen bir laiklik anlayışı içinde ele alınmalı ve çözülmelidir.

-Aleviliğin bir kimlik farklılaşması içinde ortaya çıkmasının sakıncalarına dikkat etmek gerekir.

-Alevi sorunu İnkılâp Kanunları ve ulus devlet yaklaşımının üzerine oturduğu siyasal ve kültürel zemin dikkate alınmadan çözümlenemez.

-Yasalarda gerçekleştirilecek düzenlemeler yeni ayrımcılık alanlarına yol açmamalıdır.

-Aleviler İslâm dairesi ve Müslümanlık ortak paydası içinde Diyanet'in sunduğu hizmetlerden yararlanma hakkına her Sünni vatandaş kadar sahip olmalı ve yapılan düzenlemeler anayasal çerçeve içinde kalmalıdır.

-İnanç hizmetleri konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı'yla hiçbir bağ kurmak istemeyen Alevilerin talepleri de gözardı edilmemeli, durumlarına uygun bir yapılanmaya devlet ve toplum gereklilikleri içinde, laiklik ilkesini koruyarak fırsat verilmelidir. Bu bağlamda laik devlet de kısıtlayıcı, engelleyici ve daraltıcı yorumları değil, genişletici, gerçekçi ve özgürlükçü yorumları temel almalıdır.

-Zorunlu din derslerinin uygulamada ortaya çıkan sorunlarının ortadan kaldırılması için Anayasa'da yeni bir düzenleme yapılması şarttır. Din eğitim ve öğretimi, devletin denetleme hakkına zarar vermemek kaydıyla inanç gruplarının temel ilkeleriyle uygunluk içinde verilmelidir. İsteğe bağlı din derslerinin içeriğini ilgili grupların belirleme hakkına saygı gösterilmelidir.

-Mevcut haliyle din dersleri revize edilmeli, müfredat tüm inanç alanlarına aynı mesafe bilinciyle hazırlanmalıdır.

-Cemevlerine hukuki bir statü kazandırılmalı, bu çerçevede gerekli ihtiyaçlar eşitlik ilkesine uygun bir şekilde devletçe karşılanmalıdır.

-1993'te Sivas'ta gerçekleşen Madımak Olayı, bütün boyutlarıyla aydınlatılmalı, vatandaşlar arasında kin, nefret ve düşmanlığı körükleyen unsurlar tasfiye edilmelidir.

-Bu maddelerin hepsine imzamı koyup alkışlıyor, başta katılımcılar ve devlet bakanlığı olmak üzere bu barış projesine emeği geçen herkese samimiyetle teşekkür ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi