Hasan Karakaya

Hasan Karakaya

Bugün kur’a çekilecek... Okurlarımızın en heyecanlı günü

Bugün kur’a çekilecek... Okurlarımızın en heyecanlı günü

Akit okurları için, “en heyecanlı günler”den biri, “bugün” olsa gerek...
Öyle ya; bugün “onbinlerce okur” arasından “100 okur” arasına girebilecekler mi, giremeyecekler mi?..
Bugün, işte o gün...
Bugün, “kur’a”lar çekilecek ve “Mukaddes Topraklar’a gidecek 100 okurumuz” tesbit edilecek... “59 kupon” biriktiren okurlarımız, bugün saat 13.00’te Bağcılar Halk Sarayı’nda çekilecek kur’aya katılacaklar ve eğer “kısmet” ise, yazarımız Abdurrahman Dilipak’la birlikte “Mekke ve Medine’ye gitmeye hak kazanacak”lar!..
Bu “seyahat”in içinde; “Umre” ve “Mescid-i Nebevi’yi ziyaret” de var ki; asıl “heyecan” bunun için!..
O, NE GÜZEL YOLCULUKTUR!
Ne güzel değil mi;
Bugünkü kur’ada ismi çıkacak 100 okurumuz Mekke-i Mükerreme’ye gidecek, Kâbe-i Muazzama’yı görecek, onun etrafında “tavaf” yapacak, Hz. Hacer validemizin yaptığı gibi, Safa ve Merve arasında “say” yapıp, “Umre” ibadetini eda etme imkânına kavuşacaklar.
Bu kadar da değil...
“Coşku” devam edecek.
Okurlarımız, kalacakları otelden, “her namaz vakti” kalkacak minibüslerle Kâbe’ye gidecekler, Kâbe’nin karşısında ona baka baka, belki hıçkıra hıçkıra, sevinç ve mutluluk gözyaşları içinde “namaz” kılacaklar!..
Namazlarını kılıp, belki bir “tavaf” daha yapacaklar... Belki de; bir tavaf, bir tavaf daha... Ya da; Mekke’ye oldukça yakın olan “Ten’im Mescidi”ne gidip, orada yeniden “ihram”a girip, yeniden “Umre” yapma fırsatı bulacaklar.
Bu heyecan, bu coşku 8-9 gün devam edecek... Ondan sonra, Beytullah’a, yani “Allah’ın Evi”ne veda edip, “Allah’ın Habibi”nin bulunduğu Medine’ye yolculuk...
Orada da; “Mescid-i Nebevi”ye yakın bir otele yerleştikten sonra, doğru namaza... “Yeşil Kubbe”nin altında namaz kılmak ne büyük mutluluktur...
Bunu, o “haz”zı yaşayan bilir...
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)’in; “Cennet bahçelerinden bir bahçe” dediği “Ravza-i Mutahhara”da namaz kılmak, az ilerideki kabrini ziyaret edip, O’na ve Hz. Ebubekir (r.a.) ile Hz. Ömer (r.a.)’e selâm vermek ne güzel...
Bu “kutsal yolculuk” için, ayrıca “maddî bir bedel” ödemeyecek, “14 günlük ziyaret” boyunca, cebinizden tek kuruş harcamayacaksınız...
Çünkü;
Siz orada “Akit’in misafiri” olacaksınız... “Uçak, otel, ulaşım ve yemek” ihtiyaçlarınızın tamamı “Akit tarafından” karşılanacak.
Bir “ev sahibi”, evine gelen “misafir”ini nasıl el üstünde tutar, nasıl ona her türlü “ikram”ı yaparsa, Akit de sizi, “kutsal topraklar”da işte öyle ağırlayacak...
DİLİPAK DA SİZİNLE OLACAK
Dahası, aranızda, yazarımız Abdurrahman Dilipak gibi bir “aydın”ımız da bulunacak ki; onunla hem “sohbet” etme, hem de ona “soru”lar sorma imkânı bulabileceksiniz...
Abdurrahman Dilipak, “14 gün” sürecek bu “kutsal yolculuk” esnasında, sürekli sizlerle birlikte olacak, “aydınlatıcı bilgiler” verecek...
Tabiî, bu gezide “rehber hocalarımız” da olacak ve gideceğiniz “kutsal mekânlar” hakkında sizleri bilgilendirecekler...
İlk defa “umre” yapmak nasip olanlara da; hem “ibadetin şekli” ve hem de “umrenin faziletleri”ni anlatacaklar.
“Rehber hocalarımız” eşliğinde, hem “güzel bir ibadet” yapacağınızı, hem de gideceğiniz “tarihî mekânlar”da neler yaşandığını ayrıntılarıyla öğreneceğinizi ve eğer “nasip” olursa, bu yolculuktan son derece memnun kalacağınızı umuyoruz...
SİZE ÇIKMAZSA, ÜZÜLMEYİN!
İşte bugün; bu açıdan çok önemli...
Eğer “çağrılmış” iseniz, eğer “nasip” ise, “100 okurumuzdan biri” mutlaka siz olacaksınız!..
Eğer “kur’a”da sizin isminiz çıkmazsa, yine de üzülmeyin...
İnşallah, “yeni bir umre yolculuğu”nun imkânlarını araştırıyoruz...
Eğer kısmet olursa, “yeni bir kampanya başlatmayı” düşünüyoruz...
“Gidemedim” diye üzülenler, inşallah, “yeni bir kampanya”da şanslarını deneyebilirler.
Ama, şunu unutmayın.
Bu, bir “nasip” işidir!..
Bu, bir “davet” işidir!..
Kutsal topraklara; “para”sı ve “imkân”ı olanlar değil, “davet edilenler” gidebiliyor...
Eğer gidememişseniz, bilin ki; henüz “çağrılma vaktiniz” gelmemiş demektir!..
Hiç niyetinizi bozmayın...
Belki Abdurrahman Dilipak’la değil, “içimizden bir arkadışımızla” gidersiniz!..
“Dua”ya ve “talep” etmeye devam...
ABD’NİN BİN LADEN YALANLARI!
Akit, sadece “Kutsal topraklar ve okurlar arasında köprü” olmakla kalmıyor, aynı zamanda “olaylar ve okurlar” arasında da bir “haber köprüsü” olmaya çalışıyor.
Malûmlarınız olduğu üzre;
Geçen haftanın en çok konuşulan, üzerinde en çok tartışılan konusu, Usame bin Laden’in Pakistan’da düzenlenen bir operasyonla “öldürüldüğü” haberiydi...
Akit, bu olaya “bütün gazetelerden farklı” yaklaştı ve 3 Mayıs günü “Ölüsünden bile korktular” manşeti ile; hem “ABD’nin çelişkileri”ne, hem de bu operasyonun, “ABD devlet terörü” olduğuna dikkat çekti.
Öyle ya; “bağımsız bir ülke” olan Pakistan’da, hem de bu ülkeye haber vermeden bir “operasyon” yapmak, tek kelimeyle “devlet terörü”dür!..
Kaldı ki; “daha önce böbrek yetmezliğinden öldüğü” bildirilen Usame bin Laden’in, bir operasyonla “yeniden öldürülmesi” ve hatta “gözlerinin oyulması” ve “cesedinin denize atılması” da başlıbaşına bir “vahşet ve barbarlık”tır!..
Bu olay; dünyaya “insanlık dersi” vermeye kalkışan ABD’nin, “insanlıktan ne kadar nasipsiz” olduğunu göstermeye yetmiştir!..
ABD’nin, “öldürdüğünü” ilan ettiği “Usame bin Laden’in fotoğrafları”nı yayınlamayacağını açıklaması, “kuşku”ları daha da arttırmıştır!..
İlk günlerde, “ABD ağzı”yla yapılan açıklamalar ve verilen haberlerin yerini, son günlerde; “O binada öldürülen gerçekten Usame miydi?” soruları almaya başlamıştır ki; bu da “ABD’ye güven duyulamayacağı”nı göstermiştir!..
Özetleyecek olursak;
Akit, “ilk gün ne dedi” ise, bütün gazeteler “Akit’in tavrına yaklaşmaya” başlamışlardır!..
Bu da; Akit’in, bir “ABD vagonu” değil, “Türkiye’nin lokomotifi” olduğunu bir defa daha teyid etmiştir.
BDP, KİMİN PARTİSİ?
Akit’in, geçen hafta PKK ve BDP ile ilgili haberleri de, bölgede geniş yankı uyandırmıştır...
“Müslüman Kürt” vatandaşlar, PKK ve BDP’ye olan eğilimlerini “yeniden gözden geçirmeye” başlamışlardır ki; bu, Türkiye adına sevindirici bir gelişmedir...
“Müslüman Kürtler”, bir defa daha görmüşlerdir ki; “Apo’yu peygamber (!) ilân eden” PKK’nın tek hedefi “İslâm” ve “Müslüman”lardır!..
Umuyoruz ki;
Bu tavır, sandığa da yansıyacaktır!
Müslüman Kürt seçmen;
“Kastamonu’da Başbakan’ın konvoyuna yapılan PKK saldırısı”nı ve orada şehit edilen “polis” ile, “7 PKK’lının öldürülmesi” üzerine BDP adaylarından Aysel Tuğluk’un; “Kötü şeyler olacak” açıklamasını da değerlendirecek ve “oy”unu ona göre kullanıp, bu “oyun”u bozacaktır!..
Çünkü Aysel Tuğluk ve diğer BDP’li milletvekili adayları; “7 PKK’lının öldürülmesi” olayında “terörist cenazeleri”ne sahip çıkarken, Kastamonu’da PKK tarafından öldürülen Recep Şahin adlı polis memuru ve Yüksekova’da yine PKK sempatizanları tarafından öldürülen Mustazaf Der Şube Başkan Yardımcısı Ubeydullah Durna konusunda tek söz etmemiştir!..
MHP KURMAYLARINDAN İĞRENÇLİK!
Geçen hafta, MHP, “ikinci kaset şoku” ile sarsılmıştır ki; “sevişme ve porno” görüntüleri yayınlanan isimler, “MHP’nin önde gelen kurmayları”dır, yani dördü de “Bahçeli’nin sağ kolu” olan kişilerdir!..
MHP Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli, bu operasyonun “okyanus ötesi”nden tezgâhlandığını iddia etmekle birlikte, en yakın kurmaylarının, niçin bu tür “iğrenç görüntü”lerle gündeme geldiğini izah edememektedir!.
Oysa MHP, sıradan bir parti değildir... Bir “diskur”u vardır ama üst düzey yöneticiler “uçkur”larıyla gündemdedir!..
Ki, o “görüntü”lerde yer alan “kız” veya “kadın”ların, “MHP’li kurmaylar tarafından kendilerine burs verilen üniversite öğrencileri” olduğu iddiası da, hayli “vahim”dir!..
Düşünebiliyor musunuz;
O kızlar ki; “üniversitede okumak” için gelmiş, onlardan “yardım” istemiş, onlar da “burs” sağlamışlar!..
Dolayısıyla, o kızların “manevî baba”sı olmuşlar...
Onlara hem “babalık” yapıp, hem de onları “seks objesi” olarak kullanmak, ne “siyaset”e sığar, ne de “insanlığa!”
MHP, bunun “bedel”ini elbette ödeyecektir...
Devlet Bahçeli’ye düşen; bu olayları bir “hasetlik” olarak değerlendirmek değil, “kasetlik” adamlarını bir an önce partiden temizlemek, ya da “istifa” etmektir!..
Aksi halde; MHP, ağır yara alacaktır!..
Selam, saygı ve muhabbetlerimizle...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Karakaya Arşivi