Haşmet Babaoğlu

Haşmet Babaoğlu

Kutuplaşma...

Kutuplaşma...

Birkaç yıldır "kutuplaşma" lafı dillerden düşmüyor.
Bütün güncel sorunları "toplumun kutuplaşmış" olmasıyla açıklayanlar o kadar çok ki!
Hatırlıyorum. Birkaç on yıl önce de "toplumsal yozlaşma" deyimi pek gözdeydi.
Bir sosyal olgu ya da gelişmeden şikâyet mi edilecek; hemen biri kalkar "Ah, şu toplumsal yozlaşma yok mu!" derdi ve bu beklenen "izah"ın yerine geçiverirdi.
Kimse sormazdı ki...
Bu yozlaşma dediğiniz şey, 1950'de mi, 1980'de mi, her ne zaman ve Menderes'le mi, Özal'la mı; kiminle başladıysa...
Ondan öncesi güllük gülistanlık mıydı? Her şey çok düzgündü de sonra birdenbire mi bozuldu? Ya daha önceki dönem? Kim demiş o dönemin de eskiye göre "yozluklar" içermediğini?
***

Şimdi "toplumsal kutuplaşma" deyimine de aynı şekilde yaklaşıyoruz.
Hiç yoktan başımıza gelmiş bir felaket gibi...
Sanki hiç tarihsel, sosyal bir arkaplanı yokmuş gibi...
Yanlış bu oysa!
Koca bir yalan hatta!
Önce şunu bilelim...
Sadece aktüel siyasetin toplumdaki yansımalarına bakmak yanıltıcı olur.
Malum, bir yanda AK Parti'ye gözü, kulağı ve oyu açık kesimler var, bir yanda AK Parti ağzıyla kuş tutsa sırtını dönen kesimler var.
Bir taraf "senden nefret ediyorum" diyor, öte taraf "hayır, sen de bana yar olacaksın!" diye ısrar ediyor.
Fakat "Kutuplaşma" denen veya benim "yüzleşme" dediğim şey çok daha derinde bir yerde.
***

Evet! Türkiye gerçekten ve derinden kutuplaştı!
Ama bir başka açıdan bakarsanız...
Yaşanan şey kutuplaşma falan değil!
Yaşanan, toplumun kendi geçmişiyle ve kendisiyle yüzleşmek zorunda kalışı!
Rejim zaten "kutuplaştırılmış" kesimlerin devlet tarafından yönetilmesi esasına dayalıydı.
Unutmayın ki...
Cumhuriyetin başından bu yana devlet bütün enerjisini Kürtleri Türkleştirmek, Alevileri Sünnileştirmek, Sünnileri sekülerleştirmek ve tek tip hayat tarzı, tek tip kültür yaratmak projelerine harcadı.
Bu devir öyle ya da böyle kapanıyor artık.
Günümüz siyaseti şimdi sadece hukuksal sistemin değil, toplumun tamamının (hücrelerine kadar) demokratikleşmesi göreviyle karşı karşıya.
Olacak mı?
Türkiye bu zor işin altından kalkacak mı?
Ya şimdi, ya da yarın. Ama mutlaka!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Haşmet Babaoğlu Arşivi