Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Görelim sizi Abdurrahman Bey...

Görelim sizi Abdurrahman Bey...

Duy da inanma... öğretmen-Sen Genel Başkanı Yusuf Tanrıverdi’nin, ‘CHP’nin 32. kurultayı için hazırlattığı afişlerle laiklik ilkesinin ihlal edildiği’ gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı başvuru kabul edilmiş.

Yani şöyle olacak:

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı saygıdeğer Abdurrahman Yalçınkaya, CHP’nin ‘laiklik karşıtı eylemlerin odağı’ olup olmadığına bakacak.

Olduğuna kanaat getirirse, ya bu partiye bir ‘uyarı cezası’ kesecek, ya da ‘kapatma davası’ açacak.

Bana sorarsanız, hiçbir şey olmayacak.

Suç duyurusunun işleme konması, bir tür ‘zevahiri kurtarma’ çabası...

Ne yani, ‘laiklik karşıtı afiş’ asmak kapatma sebebi mi olacak?

Hem, bir afişin laiklik karşıtı olup olmadığını nasıl anlayacağız?

Böyle söylüyorum ama, belli de olmaz; ‘odak’ olma durumunu neredeyse ‘hamdolsun’ ve ‘takdir-i ilahi’ ifadelerine indirgeyen kıymetli Başsavcı bir sürpriz yapabilir.

çünkü Baykal’da (ve tabii partisinde), mebzul miktar laiklik karşıtı eylemlere ‘odak’ teşkil edebilecek söz ve fiil var.

Bunların bir kısmını, daha önce bu sütunda dercetmiştim.

Gazete kupürlerini ciddiye alıp dava açan Başsavcının, bu köşede yayımlanan yazıları ciddiye alması hiç de şaşırtıcı olmaz.

Mesela, Baykal’ın gözyaşlarının, ‘Peygamberler ancak bu kadar güzel ağlar’ şeklinde tevil edilmesi... Başörtüsü dağıtan CHP’li kadın üyeler... Yine Baykal’ın birkaç ay önce grupta yaptığı Ebu Hanife’li, Ebu Yusuf’lu, Kur’an-ı Kerim’li, Kelime-i Şahadet’li, günah-ı kebir’li konuşma... Kur’an’a el basarak yemin eden CHP İl Başkanı adayı ve bu davranışın CHP’li yöneticilerce hoşgörüyle karşılanması...

Eylem çok...

Baykal’ın, içinde ‘İmam-ı Azam ve Kur’an’a göre göre büyük günahlar’ ifadesinin geçtiği grup konuşması bile başlı başına kapatma gerekçesi olabilir.

Eylem çok ama, dediğim gibi, hiçbir şey olmayacak.

Bir ‘uyarı cezası’ bile çıkmayacak.

Ben de öğretmen-Sen Genel Başkanı Yusuf Tanrıverdi gibi düşünüyorum:

Her türlü partinin kapatılmasına karşıyım. İlla ki bir parti kapatılacaksa, bu CHP olmalıdır.

Neden mi CHP?

Hem açıkça din istismarı yapan, hem Anayasa Mahkemesi’ni tehdit eden (Baykal’ın 367 konusundaki açıklamasını hatırlayalım), hem demokrasiyi işlemez hale getiren (hangi partinin muhtıraları ve andıçları sahiplendiğini hatırlayalım), hem millet iradesine ipotek koyan, hem üstü örtük cümlelerle totaliter bir rejim isteyen, hem darbelere zemin hazırlayan ve hem de insan haklarını hiçe sayan bir partiden söz ediyoruz...

CHP, bence, ‘laiklik karşıtı eylemlerin odağı’ olduğu için değil, ‘demokrasi karşıtı eylemlerin odağı’ haline getirildiği ve ilk Genel Başkan Mustafa Kemal Atatürk’ün kemiklerini sızlattığı için kapatılmalıdır.

Gazete kupürlerini ciddiye alıp dava açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’ya buradan sesleniyorum:

Laiklik konusunda üzerinize düşenleri fazlasıyla yerine getiriyorsunuz, iyi de ediyorsunuz...

Niçin aynı hassasiyeti ‘demokrasi’ konusunda göstermiyorsunuz?

İşte size fırsat...

Siyasi partileri ‘demokrasi çizgisine’ çekecek bir hamle yapıverin de, dünya aleme ibret olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi