1’leri 1111 yapmak

1’leri 1111 yapmak

Ergenekon tutuklusu ve CHP İzmir adayı Mustafa Balbay, seçim bölgesindeki seçmenlere yazdığı mektupta demiş ki:

”Bir tek başına sadece birdir. Ama üç tane bir yan yana gelince yüz on bir olur. Onlara bir daha eklenince bin yüz on bir olur. Ben tek başına sadece birim. Ama siz bir arada olup beni de yanınıza alınca ne çok oluruz.” (Bugün, 15.5.11)
Risale-i Nur’u ve İhlâs Risalesini okuyanlara hiç de yabancı olmayan ifadeler bunlar. Yan yana gelen birlerin yüz on bir ve bin yüz on bire denk bir güç oluşturacağı örneği orada veriliyor.
Barla mektuplarından biri, o bahislerden:
“Üç elif ayrı ayrı yazılsa kıymeti üçtür. Tesanüd-ü adedî (sayıların dayanışması) ile içtima etse (toplanıp bir araya gelse), yüz on bir kıymetinde olduğu gibi, sizin gibi üç-dört hâdim-i hak (hakka hizmet edenler), ayrı ayrı ve taksimü’l-a’mal olmamak (işbölümü yapmamak) cihetiyle hareket etseler, kuvvetleri üç-dört adam kadardır. Eğer hakikî bir uhuvvetle (kardeşlikle), birbirinin faziletleriyle iftihar edecek bir tesanüdle, birbirinin aynı olmak derecede bir tefâni (birbirinde fâni olma) sırrıyla hareket etseler, o dört adam, dört yüz adam kuvvetinin kıymetindedirler.” (Tarihçe-i Hayat, s. 327)
İhlâs Risalesindeki ifadeler de şöyle:
“Dört fertten bin yüz on bir kuvvet-i maneviyeyi temin eden sırr-ı ihlâsı kazanmakla tesanüd ve ittihad-ı hakikîye muhtacız ve mecburuz. Evet, üç elif ittihad etmezse üç kıymeti var. Sırr-ı adediyet (sayıların yan yana gelmesi) ile ittihad etse, yüz on bir kıymet alır. Dört kere dört ayrı ayrı olsa, on altı kıymeti var. Eğer sırr-ı uhuvvet (kardeşlik sırrı) ve ittihad-ı maksat ve ittifak-ı vazife (hedef ve görev birliği) ile tevafuk edip bir çizgi üstünde omuz omuza verseler, o vakit dört bin dört yüz kırk dört kuvvetinde ve kıymetinde olduğu gibi...” (Lem’alar, s. 392-3)
Şu cümleler de Hutbe-i Şamiye’den:
“Haklı şûrâ ihlâs ve tesanüdü netice verdiğinden, üç elif yüz on bir olduğu gibi, ihlâs ve tesanüd-ü hakikî ile üç adam yüz adam kadar millete fayda verebilir. Ve on adamın, hakikî ihlâs ve tesanüd ve meşveretin sırrı ile bin adam kadar iş gördüklerini çok vukuat-ı tarihiye bize haber veriyor...” (Eski Said Dönemi Eserleri, s. 356)
Bugün yazarı Tarık Toros, Balbay’ın cümlelerini aktardığı yazısının başlığında “Mustafa Balbay Risale-i Nur mu okuyor?” diye sormuş. Bilemiyoruz. Ama sözü edilen örneklerin orijinal kaynağının Risale-i Nur olduğunu biliyoruz.
«««
Kaset fırtınası yön mü değiştiriyor?
Önce Ergenekon sürecinde bazı sanıklarla ilgili olarak gündeme gelip, daha sonra Baykal’ı başkanlıktan eden ve son olarak MHP’nin başkanlık divanını boşaltan kasetlerin her an AKP içinde de patlak verebileceği seslendirilirken, bunun ilk işaretlerinden biri THY’nin Köln Bürosu Müdürüne atfen gündeme gelen ses kayıtlarıyla verildi. Bu kayıtlara göre, Almanya’daki konsoloslar ve eşleri için “Kıbleyi bilmiyor, camiye galoşla giriyorlar” dediği öne sürülen müdür apar topar görevden alınıp merkeze çekildi. Kaset fırtınası artık yavaş yavaş yön mü değiştiriyor?
«««
AB yolunda Hırvatistan’a da geçildik
AB ile üyelik müzakerelerine 3 Ekim 2005’te Hırvatistan’la birlikte başlamıştık. Aradan altı yıla yakın bir zaman geçti. Ve bu süre zarfında 35 müzakere faslının tümünü tamamlayarak adaylık sürecinin sonuna erişen Hırvatistan’a, 1 Temmuz 2013’de tam üyelik randevusu verildi. Böylece, yıllarca Tito’nun diktatörlüğünde kalmış olan eski Yugoslavya’nın parçalarından biri daha bizi sollayarak AB üyesi olmak üzere. Tıpkı, komünist diktatörlüklerden kurtulur kurtulmaz kısa zamanda gerekli reformları yaparak birliğe dahil olan diğer Balkan ülkeleri gibi. Biz ise Hırvatistan’ın işi bitirdiği süreçte 35 fasıldan sadece birini tamamlamış olarak hâlâ bekliyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi