Aziz Üstel

Aziz Üstel

Ben başörtülü hanımın hakkını savunurum, ya sen?

Ben başörtülü hanımın hakkını savunurum, ya sen?

Zamanınızı çalacağım az biraz.

Kusura bakmayın.

Üniversiteye başörtüsüyle girmek isteyen hanımın, bu hakkını ben sonuna değin savunurum.

Tekin Bey? Soruyorsun: “Kapişonlu ceketle derse girmek isteyenin hakkını savunur musun?”

Sen soruyorsun Nuran Hanım: “Derse pantolonlu girmek isteyen kızın hakkını savunur musun?”

Sen önce küfrediyorsun ardından da “Sıkıysa mini etekli kızın derse girmesini savun!” diyorsun Aytekin... Ölmüş anama sövdüğün için sana bey diyemiyorum.

Ve aynı soruları birbiri ardına dizen seksen üç kişi...
Evet, bu kişilerin, kapişonla, pantolonla, mini etekle derse girme haklarını sonuna kadar savurum.

Peki ya siz?

Siz savunur musunuz başı örtülü hanımların özgürce üniversiteye gitmelerini?

Savunmazsınız... Savunamazsınız... Savunabilecek olsanız bana yazıp sövgüyle karışık, bu soruları sormazdınız.

Kılıçdaroğlu’ndan TSK’ya uyarı

Orgeneral Bilgin Balanlı’nın tutuklanmasına TSK’nın tepki vermemesini istemiş Kemal Kılıçdaroğlu. Çünkü TSK tepki verirse “AKP mağdur edebiyatı” yapacakmış.
Neden? AK Parti mi istemiş Harp Akademileri Komutanının tutuklanmasını? Savcının iddianamesini AK Parti mi hazırlıyor?

Kanıtlar, her neyse bunlar, AK Partililerce mi dosyalanmış?

Daha hiçbir şey bilmeden, hazırlanmakta olan iddianame konusunda fikir sahibi olmadan AK Parti’yi hedef göstermek siyaseti bozuk paraya dönüştürmektir. Orgeneral Bilgin Balanlı’nın tutuklanması, hele de seçimlere bu kadar az bir süre kala, AK Parti’nin değil CHP’nin işine gelir. “Korku imparatorluğu... OHAL’le yönetilen ülke...baskı yönetimi...” gibi bayat söylemlere daha çok kulak verenler çıkar... Ya da çıkmasını ister Kılıçdaroğlu. Bunlarla uğraşacağına “üç beş proce” açıklasa, bir gün iktidara gelirse ne yapacağını anlarız... Belki de ona oy bile verebiliriz!



Netekim Kenan Bey ifade verecek

Kenan Bey, golf pantolonunu giyecek, kareli ceketini sırtına geçirecek, papyonunu takacak, kasketini kaşının üzerine yıkacak, Tahsin Şahinkaya Bey’i de koluna takıp savcılığın yolunu tutacak.

Dilerim sorarlar Kenan Bey’e “Asmayalım da besleyelim mi?” ne demek diye.

Dilerim sorarlar Kenan Bey’e “Nasıl oldu da 11 Eylül günü Türkiye’de kan gövdeyi götürürken, darbeden yirmi dört saat sonra kesiliverdi kardeş kavgası?” diye.Dilerim sorarlar Kenan Bey’e “Diyarbakır hapishanesinde işkenceden sakat kalan, aklını yitiren, ölenlerle ilgili bilginiz var mıydı?” diye.

Sorarlar sorarlar sorarlar...

Cevap verir mi?

“Verse ne yazar; vermese ne yazar bu saatten sonra” demeyin sakın! En azından darbe darbe diye yanıp tutuşanlara bir ders olur. Er ya da geç, hesap vermek zorunda kalacağını bilir bu tayfa; yapacaklarının yanına kar kalmayacağını anlar!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aziz Üstel Arşivi