Haşmet Babaoğlu

Haşmet Babaoğlu

Bu yaz... Yıldızların altında!

Bu yaz... Yıldızların altında!

"Yazı nasıl geçireceksin?" diye sordu bir arkadaşım. Yine Ege taraflarına gidip gitmeyeceğimi merak ediyordu! Bir yandan da aklımın İstanbul'daki konserlerde olduğunu biliyordu!
Üstelik bu yaz bir süre eve kapanıp yazmayı planlıyordum.
O anda tuhaf bir cevap çıktı ağzımdan...
"Bu yaz yıldızlara bakacağım" dedim.
Kendi lafıma şaşırıp şöyle bir toparlandım ve devam ettim: "Geceleri sırt üstü yatıp yıldızları seyretmeyi özledim. İstanbul'da ışık kirliliği var, burada kalamam."
Yaşıma başıma hiç uymayan bir yeniyetme romantizmine kapılmışım gibi yadırgayarak baktı önce.
Sonra "İyi fikir!" dedi.
İkimiz de gülümsedik.
***

Hatırlıyorum.
İçimde birden patlak veren bu özlemin kaynağı 80'li yıllardaki Gümüşlük yazlarımızın geceleriydi.
Bir grup gençtik.
Kavun İskelesi'nin orada, iğde ağacının yanı başında kumlara yatardık. Hafifçe üşürdük. Yoksa bizi ürperten manzara mıydı?
Gökyüzü iyiden iyiye yere yaklaşıp ışıl ışıl simle işlenmiş bir battaniye gibi üzerimizi kapatırdı.
O sırada Emre gün boyunca okuduğu kitapları anlatırdı. Lale yeni yazdığı şiirden bir iki dize çıtlatırdı.
Nilgün parmağını yukarı uzatıp neşeyle Büyük Ayı ve Küçük Ayı'yı gösterirdi.
Bir bilmece çözmenin heyecanıyla en parlak yıldız Sirius'u arardı gözlerimiz.
İstanbul'a dönüşte ciddi ciddi astronomi çalıştığım bile olmuştu.
***

Neyse işte...
Geçmişi bırakıp şimdiye bakmalı!
Artık gökyüzüne karşı astronomik ilgim yok!
Romantik ilgim sürüyor elbet!
Ama şimdi beni saran yıldızların altına uzanma özlemim içinde bir tür kaçış arzusu taşıyor.
İç daralmalarından, beton tavanlardan, şehrin insana biçtiği deli gömleklerinden kaçış...
Büyük evlerden, büyük arabalardan, büyük adamlardan, büyük laflardan kaçıp hiç değilse bir gece saatlerce evrenin sonsuz büyüklüğüyle kucaklaşma isteği bu...
Düşünün...
Karanlığın içindeki mavi, sarı, kızıl ışık bulutlarına dikersiniz gözlerinizi. Sevgiliniz yanınızdaysa, elini avuçlarınızın içinde kavrarsınız. Yavaş yavaş başınız dönmeye başlar. Gözleriniz uzay gemisine dönüşür sanki. Ruhunuz o gemiye atlar ve birden ışık hızıyla kopup gider gövdenizden...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Haşmet Babaoğlu Arşivi