Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Uzun yürüyüşten safhalar

Uzun yürüyüşten safhalar

Ben, onun körpelik zamanını bilirim..

Serapa heyecan, serapa çene idi..

Kendi vilayetinde “Çifte hoporlörlü imam” diye bilinirdi..

Çeneyi açınca (zaten hiç kapanmazdı) Alleben deresinden girer, At Deresi’nden çıkardı..

İstisnai bir yapıya sahipti..

Sisteme şekil veren büyüklerin dikkatini çekmiş olacak ki, elinden tutup ‘büyük adam’ mertebesine yükselttiler..

Argo tabirle haybeden üniversite diploması sahibi yaptılar..

Merdivenleri çifter çifter atladı zat-ı muhterem..

Araştırma görevlisi,

Doçent doktor,

Profesör.....

Derin devletin en derin sularında yüzen balık olmuştu..

Kritik dönemlerde dini, ilmi, siyasi kitaplar yazmaya başladı.. Kendi ismiyle pek kitap yazmadı, amma takma isimle dökdürdü de döktürdü..

Humeyni tarafından İran İslam Cumhuriyeti kurulduğu zaman, İslam adına karşı cephede istihdam edilen en sadık eleman olmuştu..

Profesörlük titrine sahipti artık.

En keskin laik ilahiyatçı olarak çağa damgasını vuruyordu..

Televizyon televizyon geziyordu, gezdiriyorlardı..

Hiç yoktan meşhur eden irade bir takım aykırı görüşleri de sırtına yükleyip, dindarlığı yozlaştırma yollarına sevketti onu..

Dünden teşneydi adamımız..

“Kurbağadan kurban olur mu” diyene, derhal ‘Olur’ cevabı veriyor, hem de kurbağadan kurban kesmenin faziletlerini(!) sayıp döküyordu..

Sığır ve davardan kurban kesmenin kıyıcılık olduğunu, ekonomiye zarar verdiini dallandıra/ballandıra anlatıyordu..

Esas din hocalarıyla arasına politik perdeler germişti..

Laikçi, Kemalist, ilerici hoca olarak lanse edildi din düşmanı mahfiller tarafından.. Eskisi kadar olmasa da arada bir derin bilgisine müracaat eden siyasiler, medya yöneticileri devamlı bulunuyordu..

Son günlerde pek sesi çıkmaz olmuştu, merak ediyordum nerelerde yaşadığını.. Meğer ben uyuyormuşum..

Değerli allamemiz Uzun Yürüyüşte imiş..

Komünist Çin’in komünist zorbası Mao Zedung’un meşhur uzun yürüyüşüne nazire olarak, Mao’cu TV kanalında sallayıp sallayıp atıyormuş.

Ve yine grubun çirkefliği ile maruf gazetesinde vazifesine devam etmekte imiş..

İsmini duyunca tiksineceğimiz, çaptan düşmüş yazarların, siyasetçilerin arasında bir daha sivrilmeye azmetmiş..

Amma geçti o günler..

Çaptan düşen siyasetçi eskileri, akademisyen müsvetteleri şartlar icabı “derin” sulardan “sığ” sulara çekildiler..

Mao Zedung takipçileri 60/70 yıl boyunca armut ağacına ahlat aşısı yapmak için çalıştılar, didindiler, olmadı..

Görüyoruz ki daha pes etmemişler..

12 Haziran seçiminin akabinde uyanıklıktan uyandılar..

Oluyor işte..

Başladık, bitirelim inadıyla sağa/sola saldırıyorlar..

Evlatsız BABA’lar, KİTAPSIZ hocalar başarılı olabilirler mi?

Asla ve kat’a!.

Görüyorsunuz komünizm Sovyetler’le birlikte tası-tarağı toplayıp gelmez yollara gittiler..

Çin ise, kapitalizm hegemonyasına teslim olmuş vaziyette..

Şu bizim aklıevvellere ne oluyor da hâlâ Marksizm bataklığında debelenip duruyorlar?

Türk insanı ülkesini sever, dinini sever, çapaçul isyancılara asla pabuç bırakmaz..

Söğüt ağacına hurma aşısı vurma sevdalıları bari kendilerini hiç yormasalar da ülke menfaatı için emek sarfetseler..

Halkımızı 40 yıl, 60 yıl aldatanlar veya onların çocukları bu sefer yeni yetmeleri iğfal peşindeler.. Amma avuçlarını yalasınlar.. Türk insanı çapkını-sapkını saptırmadan tanıyor çok şükür..

Bilimsel keratalar deryada iz sürerler

Toprağı kalleş sayar, çamura yüz sürerler

Allamelerden hikmet sorulmaz bu havada

Dile ateş basılır, yaraya tuz sürerler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi