Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

"Allahaısmarladık" derken

"Allahaısmarladık" derken

Türkiye gündeminden yakayı kurtarmak zor.. Şimdi internete bakıyorum da, Allahaısmarladık derken yine gündeme takılıyorum.. Hakkınızı helal edin lütfen. Sağlıkla gidip gelelim..
Türkiye’den ayrılmadan önce basındaki son haber, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’ün Genel Af ile ilgili sözleri idi.
Herkes affedilmeyi istiyor ama kimse affetmeye yanaşmıyor sanki.. Oysa affedilmeyi hak edenler, affedenlerdir..
Bir de kimse kendini hak sahibinin yerine koyarak sahip olmadığı bir yetkiyi kullanmamalı. Adalet Bakanı Ergin bu ayrıntıya dikkat çekiyor. Bu önemli.
Af tartışmaları bir defa başladı mı arkası gelir.. Bu iş askerlik süresi gibi..
Af, insani, vicdani, ahlaki, siyasi ve temelde hukuki bir konudur.. Pişmanlık esas olmalı. Eğer kişi benzer bir suçu tekrar işleyecek olursa cezasının tamamını çekmeli. Yoksa aftan beklenen fayda sağlanmayacaktır.. Tevbe ile beslenen bir pişmanlık, yeni bir fırsat olmalıdır af..
Zaten işin çok başında yazmıştık, Ergenekon, Balyoz davaları da bir afla sonuçlanacak. Tabi itiraf ederlerse. Yoksa itiraf etmedikleri bir suçtan dolayı af olmaz.. Önce gerçek ortaya çıkmalı. Adam hâlâ inad ediyor, Evren gibi yine yapardım diyorsa, o zaman affedilmeyi hak etmiyor. Onlara darbe için bir şans daha tanıyorsunuz demektir. Bu bindiğiniz dalı kesmektir..
Devlet kendisi ile ilgili olanda af müessesini işletebilir. Ötesine geçemez.. Bana göre özel davalarda ise zaten af müessesesi yargı denetiminde her zaman açık bir kapı olarak durmalıdır. Zaten dostane çözüm bu yönde, doğru yönde ileri doğru atılmış bir adımdır..
Mesela cezaevindeki hal ve gidişi değerlendirilip, insanlar belli gerekleri yerine getirmek sureti ile her zaman daha iyi şartlara ve şartlı tahliye imkanlarına kavuşabilmeli..
Bir de, bazı durumlarla ilgili olarak devletin affediciliğinden önce, devletin özür dilemesi ve haksızlıktan vazgeçmesi gerekir..
Hala bazı yasalar, suç ve suçlu üretiyor..
Mesela Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı yürürlüğe girdiğinde, ben daha önce müebbet hapis cezası almış birçok kişinin yeniden yargılanma hakkı elde edeceklerini düşünüyorum..
Zaten bu arada kademeli olarak idari tasarruflar sebebi ile haksızlığa uğrayanların mağduriyetleri kademeli olarak ortadan kaldırılmaya başladı.. YAŞ kararları ile ordudan ihraç edilenlerin durumu mesela..
Fişlemeler sebebi ile birçok kişi hakkında benzer kararlar verildi. İnşallah zaman içinde onların sorunları da çözülür.. Belki ulusal ombudsmanlık müessesesi de, ya da Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık denetleme kurulu, şikayetleri toplayıp bu konularda bir çalışma başlatır.
İnsanlar çok aceleci. Kendilerinin başkaların haklarına göstermedikleri özeni, kendileri başkalarından bekliyor olabilir. Bu böyledir. Ama keşke biz hepimiz, devletten beklediğimiz şeyleri biz başkaları için yapabilsek. Gelinler kaynanalarına, kaynanalar gelinlerine zulmetmekten vazgeçse. İşçiler patronlara, patronlar da işçilere zulmetmekten vazgeçse.. Bazan bu işler kan davasına, intikam arayışına dönüşebiliyor.. Herkes kendi yanlışını ötekisinin yanlışı ile temellendiriyor..
Bir de siyasette karşıdakini beklenti içine sokmak riskli bir konu. Eğer doğru değilse söz vermemek gerek. Söz verilirken dikkatli olmak ve söz verilmişse de gerçekleştirmek gerek. Eğer yanlış bir söz verilmişse, özür dilenmesi gerekir.. Öğretmenler twitterde gün boyu yazıyorlar: “Bize verilen bir söz var, bakan düzeyinde. Şimdi 6 Temmuz’da 14.277 değil de 6.575 alacağız diyorlar” diye şikayet ediyorlar.. Sözleşmeli personel ve kadro meselesi yani.
Devlet memuru olmak, devlet kapısında iş bulmak, birinci tercih sebebi olduğu sürece bu dert bitmeyecek gibi.. Aslında Diyanetin Anayasal statüde özerkleşmesi gerek. Sağlık ve eğitimin özelleştirme kapsamında kalanları yerel yönetime bağlanması şart. Trafik ve asayiş gibi polis birimlerinin de yerel yönetime devri gerekiyor..
Kültür ve Spor’un da büyük ölçüde sivilleştirilmesi ve yerel yönetimlere devri gerek.. Merkezi hükümetin yükünün azaltılması gerek.. Eş zamanlı olarak sivil toplum ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesi de gerek.
Türkiye’de en zayıf olanı sivil toplum..
Devlet millete, millet devlete haksızlık etmekten vazgeçmeli.. Devlet kapısını yetim malı gibi görmek gerek.. “Devletin malını deniz” gibi görmek doğru değil. Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi