Kemal Belgin

Kemal Belgin

Bu ne biçim spor basını?

Bu ne biçim spor basını?

Olacak şey değil… Türkiye'nin dört spor gazetesi var… Ve bunlar transfer dönemine girilirken, dünyada ne kadar büyük yıldız varsa hemen hemen hepsini başta Fenerbahçe olmak üzere Beşiktaş ve Galatasaray'a aldırıyorlar. Geçenlerde bunlardan Fotogol alanı içine Trabzonspor'u da alan Dörtler için bir transfer ilgi listesi yayımlamıştı. Toplam seksene yakın ünlü futbolcunun ismi vardı bu listede… Tabii diğerleri de bundan farksızdı. Fanatik, Fotospor, Fotomaç adeta birbirleriyle yalan haber vermede yarışıyorlar. Ve her gün, özellikle de Fenerbahçe resmi sitesi başta olmak üzere, diğer kulüplerin sitelerinden yalanlanıyorlar. Hatta Fenerbahçe önceki gün, yani Perşembe günü son bir ay içinde transfer edileceği şeklinde adları geçenlerin listesini "Yalan listesi" olarak resmi sitesinden sundu. Listede kimler yoktu ki… İşte bunlardan biri bir takıma transfer olsa, "Biz yazmıştık" diye böbürlenecekler.

Peki eskiden böyle mi idi? Asla… Gazeteciliğimin altıncı yılında yaşadığım bir olayı anlatayım da, dünle bugünün arasındaki farkı kolayca anlayabilesiniz. 1975 yılının Temmuz ayının birinci günü, o yıllarda çalıştığım Tercüman Gazetesi'nde şöyle bir transfer manşeti yer almıştı: "G.Saraylı Engin, F.Bahçe'de… " Fenerbahçe, transferin ilk gününde Galatasaray'ın genç ama önemli oyuncularından Engin Verel'i almıştı. Ve haber sadece bizim Tercüman'da yer almıştı. O sabah spor müdürümüz Necmi Tanyolaç servise girdiğinde gözleri hemen beni aramış ve şöyle seslenmişti: "Bu müthiş bir haber… Ama inşallah doğrudur. Sana inanırım… Ama haber öyle müthiş ki… Haber gerçek değilse, o zaman külahları nasıl değişeceğimizi de bilirsin…" Haber doğruydu. Zaten, Allah'a şükürler olsun ki, muhabirlik dönemimizde hiç sallamamıştık. Engin de Fenerbahçe'ye geçmişti…

Şimdi en çok neyi merak ediyorum biliyor musunuz? Bu haberler yazılırken ve sayfaya aktarılırken yazan, nasıl rahatlık hissediyor ve de spor sorumlusu bu haberleri kullanırken hiç mi sıkılmıyor? Dahası… Ertesi gün kulüpler haberleri yalanladıklarında, müdür ve haberi yazan acaba neler hissediyor? Utanma duygusunun var olduğunu söyleyebilmek mümkün değil… Ama en azından mesleğin onurunun bu kadar ayaklar altına düşmesine seyirci kalmak da neyin nesi… Türkiye Spor Yazarları Derneği denen bir kuruluş var… Tam 45 yıllık… En sonunda Fenerbahçe son yalanlamasında TSYD'yi de kınar gibi olmuş… Peki, bir önlem alınamaz mı? Alınabilir. örneğin bu yalan haberlerde imzası bulunanları maçlara akredite etmezsiniz. Yalanlar devam ederse, sorumlu müdürleri uyarır ve gazetenin maç kontenjanlarını indirir ve inatlaşma halinde bir süre için sıfırlayabilirsiniz… Yani bir şeyler yapmanın zamanı geldi de geçti bile… Ben şahsen ders verdiğim iki fakültede üzerime düşeni yapmaya gayret ediyorum… Derslerde neler mi anlatıyor ve öğretmeye çalışıyorum… çok basit… Günlük gazeteleri derslere götürüp orada öğrencilere okuyorum, gösteriyorum… Bundan daha iyi ders mi olur?


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Belgin Arşivi