Aziz Üstel

Aziz Üstel

Siyasi yasaklıyken Cumhurbaşkanı olanı da gördük biz

Siyasi yasaklıyken Cumhurbaşkanı olanı da gördük biz

Hukuk “kara kaplı kitapta” yazılanları uygular mantığına başvurmadan önce. YSK, yani seçimlerin yasalara uygun bir biçimde yapılmasını sağlamakla yükümlü yargı organı, önce Hatip Dicle’nin adaylığına ses çıkarmadı. Ardından kara kaplıyı biraz daha karıştırıp, başka bir hükme sırtını dayayarak “seçilse de meclise giremez!” dedi. Ve tabi BDP’nin eline, karşısında, en azından duygusal bağlamda, karşı çıkılması zor bir malzeme verdi. BDP zaten böyle malzeme arıyor, yani canına minnet YSK’nın kararı! Amacı TBMM’de çözüm üretmek değil, Öcalan’ın İmralı’dan çıkmasını sağlamak için sür-git kavga çıkarmak, zorbalığa başvurup mağduru oynamak!

Ne var ki, bazı gerçekleri de yadsıyamayız. Geçmişte de kara kaplı kitabı havada sallayarak AK Parti kapatılmak istenmiş, ancak anayasa değiştirildikten sonra Tayyip Erdoğan bir ara seçimle Siirt’ten seçilerek meclise girebilmiş, Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı da aynı kitabın sayfalarına gömülmek istenmişti. Burada da çelişki var mı? Var tabi! Şiir okumakla terör örgütü propagandası yapmak aynı şey değil. Gene de, şimdilik neyse diyip konuyu fazla uzatmayalım.

Peki, şimdi ne yapmak gerek? Meclis’te grubu olan partilerin işbirliğine soyunarak sadece Hatip Dicle’yi değil Mustafa Balbay’ı, Mehmet Haberal’ı, Engin Alan’ı da meclise taşımanın bir yolunu bulmaları gerek tabi. Bunun için de BDP’nin “meclise gitmeyiz” gibisinden, Kel Hasan’da apartma tuluatı bir yana bırakması, çözümü TBMM’de araması şart! Hatip Dicle’nin kesinleşmiş cezası, Balbay, Haberal ve Alan’ın yargılanmaları milletvekillikleri sonrasında gündeme gelmelidir; eğer siyasi bir af meclisten çıkartılmayacaksa ki, bu da Ankara’da, kapalı kapılar ardında konuşuluyormuş, dedikoduya bakarsan!

Yargının mantıkla bir potada eritilme zamanı gelmiş de geçmek üzeredir. Demokratikleşme yolunda okyanusları aşıp, küçük bir gölde çırpınmanın anlamı var mı? Zaman çözüm üretme, gerçek demokrasiye giden yolda kalmış son mayınları da temizleme zamanıdır.

Kadınları mutlu etmek kolay mı?

Efendim bir kadını mutlu etmek için şunları olmak zorundasınız:

1. Bir dost. 2. Bir yoldaş. 3. Bir aşık. 4. Bir ağabey. 5. Bir baba. 6. Bir usta. 7. Bir aşçı. 8. Bir elektrikçi. 9. Bir marangoz. 10. Bir muslukçu. 11. Bir tamirci. 12. Bir dekoratör. 13. Bir ruh doktoru. 14. Bir haşere yok edici. 15. İyi bir dinleyici. 16. Çok temiz. 17. Çok çekici. 18. Çocuklara çok iyi bir baba. 19. Atletik. 20. Kibar. 21. Nazik. 22. Komik 23. Yaratıcı. 24. Zeki. 25. Şefkatli. 26. Anlayışlı. 27. Hoşgörülü. 28. Sağduyulu. 29. Hırslı. 30. Yetenekli 31. Cesur. 32. Kararlı. 33. Doğru sözlü...

11987. Güvenilir. 11988. Tutkulu 11989. İltifatkar. 11990. Alışveriş seven. 11991. Dürüst. 11992. Çok zengin... Aynı zamanda şunları da yapmalı: 11993. Kendinden çok ona odaklanmalı. Unutmaması Gerekenler: 11.994. Doğum günleri. 11.995. Yıldönümleri. 11.996. Onun aldığı kararlar.

Peki Bir Erkek Nasıl Mutlu Edilir?

1. Karnını iyice doyurarak. 2. Uzaktan kumanda ve çayını ya da kahvesini eline tutuşturup onu rahat bırakarak... Eğer erkek bir huzursuzluk belirtisi gösterirse, o zaman Madde 1’e geri dönün, önüne yiyecek bir şeyler koyun.

(Sayın Bilger Duruman’a teşekkürler)



Oğlum okula gider misin?

Anne oğlunun yatağı başına dikildi: Hadi oğlum kalk; okula geç kalacaksın.

“Anne ben okula gitmek istemiyorum.”

“Okula neden gitmek istemediğinle ilgili, iki neden ver bana!”

“Anne birinci neden bütün öğrenciler benden nefret ediyor, ikinci nedense öğretmenler benimle konuşmuyor. Sen bana okula gitmem için iki neden ver.”

“Hemen evladım. Her şeyden önce, yani birinci neden, sen 52 yaşındasın. Ve ikinci neden, okulun müdürüsün!”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aziz Üstel Arşivi