Rahim Er

Rahim Er

Merkez medya sendromu

Merkez medya sendromu

Türkiye, merkez medyasına değil, medyaya muhtaç. Merkez olmanın ölçüsü ne? Darbe yandaşlığı mı, çıplak fotoğraf basmak mı?

Bir ucube söz de ‘merkez medya’ yakıştırması. Bu da bir başka sendrom. Malum, ‘syndrom’ Fransızca bir kelime ve araz, belirti anlamında.
Son zamanlarda bilgiç edalarla bir merkez medya lafıdır gidiyor.
Bazıları merkezin medyası, diğerleri varoşların. Bazıları merkezin seçmeni diğerleri kenar semtlerin, Özhan Eren gibi yerli duruşlar, köylülüğün sembolü, Kars ucubesi AB’nin sevdası... Çünkü, Özhan Eren ‘aynı’ diyerek birleştirirken, CHP 1950 Alışkanlığıyla ‘Hasoların-Memoların’ çocuklarına ‘celladına âşık manyak’ diyor.
28 Şubat Darbesinin basın ayağı, şimdi sütten çıkmış ak kaşık. Bilge kişi pozisyonunda. Yahu siz değil misiniz şu gün dünyanın sayılı bir kaç liderinden biri olan Tayyip Erdoğan’a ‘Köy Muhtarı bile yapmazlar’ diyen? Siz değil misiniz Ahmet Kaya için ‘Vay Hain!’ diye manşet attıktan 10 yıl sonra mezarına gidip özür dileyen, bundan dolayı da bir hanım yazardan ‘yelloz’ hakaretine maruz kalan? Halbuki özür dilemek, hatayı kabul dürüstlüğüdür.
Tekel medya olup bu milleti yıllar boyu şartlandırdınız. Sizi okudular fakat ne dediyseniz tersini yaptılar. İşte bunu göremediniz. Belki sattınız, belki konuşuldunuz fakat inandırıcı olamadınız. Gazete kulübesinde size para verenler, sandıkta yerdiklerinize destek oldular.
Bunlar üzerine kafa yormak, sebep-sonuç ilişkilerini ortaya çıkarmak varken kolaycılığa, ucuzculuğa kaçıp etiket üretmek yanlışta ısrardır. Bu kadar darbe yandaşlığına, bu kadar sicil bozukluğuna rağmen hâlâ pişkinlik.
O pişkinlikle malum medya, merkez medya oluyor...
Bazıları merkez medya.
Diğerleri dinci medya.
Yandaş medya.
Dilin kemiği yok, karalayabildiğin kadar karala.
Ötekileştirme olsun da nasıl olursa olsun!
2011 Seçimlerine kadar AK Parti’yi merkeze layık görmüyorlardı. Damga hazırdı, İslamcı parti. Yüzde 50’yi görünce sustular. Siyasetteki gibi medyada da taşlar oturuyor. Bu sebeple bu merkez medya lafı, bu ucube cümle ‘burası benim!’ çocukluğunun ifadesidir.
Siyasi gerekler gibi sermaye de medya da sivil, asker yargı kuvveti de yerine oturacaktır. Kimse ikinci sınıf olmayacak. Kimse kimseye tepeden bakamayacak. İdeolojiler gibi şartlanmışlıklar da çöp sepetine atılacak. İstense de istenmese de yeter artık söz milletin! Söz, Hasoların Memoların torunları, göbeğini kaşıyan bidon kafalıların Stockholm Sendromuna yakalanmış aptalların.
Türkiye, merkez medyasına değil, medyaya muhtaç.
Dünya medyası gibi bir medya.
Merkez olmanın ölçüsü ne?
Darbe yandaşlığı mı, çıplak fotoğraf basmak mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rahim Er Arşivi