Süleyman Yaşar

Süleyman Yaşar

Başbakan 'Bizans bürokrasisi'ni yıktı

Başbakan 'Bizans bürokrasisi'ni yıktı

İtalya'nın kamu borçları hep yüksekti ve vadeleri de uzundu. Kamu borçları hiç gündeme gelip sorun olmadı.
Peki niye şimdi İtalya'nın yüksek kamu borçları sorun oldu? Çünkü İtalyan ekonomisi on yıldır büyüyemiyor. Fert başına gelir, son on yılda bir türlü yükselemedi. Ekonomi büyümeyince, borçların ödenememesi riski çoğaldı. İşte bu nedenle İtalya'nın borçları şimdi gündeme getirilip sorgulanmaya başlandı.
Gelelim İtalya'nın niçin büyüyemediğine… İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, iktidara " liberal devrim" vaadiyle geldi. Ama liberal devrim yapılamadı. Aksine İtalyan ekonomisinin verimliliği son on yılda daha da geriledi. Financial Times'dan Giulia Segretti'ye göre, yüksek vergiler, bir türlü karar çıkartamayan etkinlikten uzak yargı ve "Bizans bürokrasisi" İtalyan ekonomisinin gelişmesini engelledi.
Bizans bürokrasisiyle kastedilen şu: Aristokrasiyle işbirliği yaparak atanan ve çok sayıda hiyerarşik unvanlara sahip olup devlet işlerini halkın yararına bitiremeyen memurlar topluluğuna Bizans bürokrasisi deniliyor.
İşte İstanbul'dan Roma'ya uzanan bu Bizans bürokrasisini İtalya yıkamadığı için bunalıyor ve bir trilyon 843 milyar euroyu bulan devlet borçlarını nasıl ödeyeceğini bilemiyor. Çünkü rakamlar umut vermiyor.
İtalya'nın milli geliri 1 trilyon 535 milyar euro tutuyor, kamu borçlarının milli gelire oranı yüzde 120'yi buluyor. İtalya'nın kamu bütçe açığının milli gelirine oranı ise yüzde 5 düzeyinde seyrediyor. Borçların ödenmesi için Başbakan Berlusconi devletin stratejik şirketlerini satmaya hazırlanıyor. Plana göre, İtalya'nın en büyük petrol ve gaz şirketi ENİ'nin yüzde 30'u ve elektrik şirketi ENEL satışa çıkarılacak.
Gelelim Roma'nın doğu ucu Türkiye'ye... Bazıları 'Türkiye'de son dokuz yılda ne yapıldı ki' diye soruyorlar. İşte Türkiye son dokuz yılda İtalya'nın yapamadığını yaptı. Bir türlü gerçekleştirilmeyen özelleştirmeleri gerçekleştirerek bir kere ekonomide verimliliği arttırdı. Ayrıca 12 Eylül 2010 'daki referandumla Anayasa'da çok önemli değişikliğe gitti. Yargının ideolojik gerekçelerle ekonomik yatırımları engellemesinin kısmen önüne geçti. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nu, belli bir azınlığın değil tüm hakim ve savcıların seçmesini sağladı. Kısacası Türkiye çok temelden bir dönüşümü gerçekleştirdi, İtalya'nın yıkamadığı Bizans bürokrasisini yıktı.
Türkiye'deki Bizans bürokrasisi, eski Bizans aristokrasisinin şimdiki temsilcileri olan İstanbul'daki statükocu, büyük işadamları tarafından atanıyordu. Devletin her türlü kilit mevkiine TÜSİ- AD'ın istediği kişiler getiriliyordu. Hatta Merkez Bankası'nın başına AK Parti Hükümeti kendi istediği bir adayı atamaya kalktığında, medyada yeri göğü öyle inlettiler ki, hükümete atamayı yaptırmadılar.
Zaten dönemin Cumhurbaşkanı da, Bizans aristokrasisinin etkisiyle atamaları imzalamadı. Niye? Çünkü istedikleri yüksek faizi ve devlet rantlarını onlara ancak kendi atadıkları adamlar verebilirdi.
AK Parti Hükümetleri, sekiz yıllık iktidar sürecinde, bu Bizans bürokrasisini yıkarak kamu kaynaklarının halkın yararına kullanılmasını sağladı. Sağlık ve eğitim harcamalarını arttırdı. Dar gelirlilere ucuz konut yaptı. Askeri harcamaları azalttı. IMF ile anlaşma yapmayarak İstanbul sermayesinin bütçe rantlarını engelledi. Böylece kamu borç yükü yüzde 41'e, bütçe açığı yüzde 3'ün altına geriledi.
Anlayacağınız, Türkiye'nin Başbakanı Erdoğan Bizans bürokrasisinin hakkından geldi ama İtalya'nın Başbakanı Berlusconi Bizans'tan devralınan bürokrasinin hakkından hâlâ gelemedi. Bu yüzden İtalya şimdi devlet borçlarının batağında debeleniyor ve uluslararası piyasalarda sorgulanıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Yaşar Arşivi