Ahmet Doğan İlbey

Ahmet Doğan İlbey

Silahlı Her PKK’lıyı Meydanda Asacaksın Efendi! -2

Silahlı Her PKK’lıyı Meydanda Asacaksın Efendi! -2

Bu ülkede çeyrek asırdır hep Mehmetçikler şehit edilir. Anadolu’nun zencileri, yani
Siyah Türkler ve Siyah Kürtler PKK’yla savaşır, şehit olur, sakat kalır ve sonunda bir hane
de sahipsiz yazgısına razı yaşarlar. Bu fedakâr ve sâdık, Müslümanlığıyla temayüz etmiş
gençleri, bu, hesapsız vatansever delikanlıları, bu, kıt kanaat geçinen ailelerin çocuklarını sen
iyi tanırsın efendi!

Askerlik zamanları geldi mi hiçbir kaçamağa, bürokratik üçkağıda, sahte sağlık raporuna,
yurt dışı ikametlerine tenezzül ve tevessül etmezler. Askerlik çağları geldi mi sektirmeden
koşa koşa, gâzâya çıkar gibi giderler sülüslerinde yazılı kıtalarına.

Ceplerine yol paraları zar-zor denkleştirerek konulmuştur gözü yaşlı babaları tarafından.
Borç almışlardır bir yerden. Sen bu hâlleri iyi bilirsin efendi! Sonra, bu sâdık ve vefalı
Anadolu’nun Türk ve Kürt gariban çocuklarının cenazeleri döner sılaya, ya da sakat olarak
hanesine teslim edilir birkaç rütbeli askerce. Ardından bir miktar para yardımıyla kaderlerine
terk edilir.

Bu, böyle devam edip gidiyor çeyrek asırdır. Bu ülkenin 790 bin muvazzaf asker kadrosu,
360’a yakın generali var. Savaş için yetiştirilmiş binlerce subay sözde tetikte bekler. Fakat
nasılsa analarının, eşlerinin başörtüsüne “gericiliğin simgesi” denilen hep gariban Anadolu
çocukları PKK’yla savaşır.

Bu ülkede İslâmî sosyal adalet yok efendi! Kapitalizmin azgın iştihası içinde yaşayan
milyonlarca güruh var. Ülkenin kremasını yiyen subaydan sivile nemelâzımcı, lüpçü,
eyyamcı, rantçı büyük bir kitle var. Bunlar için mi PKK’yla savaşıyor bu gençler?

Ciğeri beş para etmez azgın kapitalist nemelâzımcı, lüpçü, rantçı, ulusalcı, laikçi,
Müslüman insanını hor gören, sık sık irtica sendromuna tutulan zümreler için mi askere koşa
koşa gidiyor bu gençler? Bu karaktersiz ve millet düşmanı egemen zümre bombalardan,
terörden uzak rahatça semirsinler, hayvanlar gibi eğlensinler, yiyip içsinler diye mi koşa koşa
Silvan dağlarında şehit oluyor bu masum Anadolu çocukları?

Ah, efendi! Anadolu’da Müslüman Türk ve Kürt anaların, babaların ciğerleri yanıyor?
Vatan-ı İslâmiye aşkı olamasa askere gidecek genç de bulamazsın. Her defasında şehit olan
bu gariban Müslüman gençler, analarının ve eşlerinin başörtüsüne “ bir metrelik paçavra”
diyen generaller için mi askere gidiyor sanıyorsun?

Türkiye’nin gelir ve imkânının yüzde seksenine sahip bu azgın kapitalist zümre ile
bürokratik askerî ve sivil egemenler için değmez PKK’yla savaşmak ama.... Dağlar, ovalar bu
şerefsiz nemelâzımcı zümrenin egemenlik çatışması için mi şehit kanlarına boyandı efendi?

Ah, efendi! Anaların, babaların feryatlarından fışkıran kelimelerle yüreğine yüreğine
vurdum, biliyorum. Sen de Anadolu’nun Zencilerindensin. Nasibini ve üçüncü defadır başına
konan devlet kuşunun sebep ve hikmetini iyi anlamalısın. Hz. Ömer Efendimizden cesaret
alıp devlet işlerini bir daha gözden geçirip güçlendirmelisin.

“Ya millet başa....!” deyip anayasayı AB’ye göre değil, bu ülkenin bin yıllık gerçeklerine
ve ihtiyacına göre değiştirip, askerî cuntaları ve Ankara oligarşisini silkeleyeceksin. Ulusalcı-
Ergenekoncu meydaya aldırış etmeden “ ben milletim, ben Meclis’im” deyip Türkü Kürdü bir
gözle görerek silahlı yakaladığın her PKK’lıyı köy, kasaba ve şehir meydanlarında asacaksın
efendi!

Esasında bu ülkenin rejiminde bir problem var. Hür kümeste hür tilkilerin, aslanların,
kurtların cirit attığı sözde demokratik, kapitalist, liberal, eşitlikçi rejim için mi şehit oluyor
bu gariban saf Anadolu çocuklar? PKK’yla savaşan çocukların sosyo-ekonomik ve sosyo
kültürel kimliklerine iyice dikkat edildiğinde bir tane rejimin tilkilerinden, aslanlarından,
kurtlarından bir fert göremezsin efendi!

Bürokratik hilelere başvurmadan kıtalara koşanların içinde kapital zenginlerden,
bürokratik ve üst siyaset taifesinin çocuklarının hemen hiç birini göremezsiniz. Çünkü bu
rejim İslâmî sosyal adaletten mahrum bir rejimdir. Tilkiler, aslanlar ve kurtların her vakit
gücünü ve şeytanî zekasını kullanıp güçlenebileceği bir rejimdir. Bu taife her zaman zorlu
görevlerden sıyrılıp işini yürütür.

Ah, efendi! Sana yoksulluk gibi ölümde de, şehitlikte de, askerlikte de eşitlik teranesi
anlatmak değil muradım. Adalet istiyor millet. Adalet ve hukukun gerçekleşmesini. Çeyrek
asırdır sayısız asker şehidimizin varlığına ilave olan Silvan’daki 13 şehidin mesullerini kim
açıklayacak? “PKK’nın hain saldırısı” deyip unutulacak mı?

Önce her silahlı PKK’lıyı yakaladığın yerde asacaksın efendi! İstanbul’da, İzmir’de,
Adana’da, Hakkari’de, Şırnak’ta, Silvan’da..... silah çeken PKK’lıyı yakaladığın an meydanda
asacaksın. Hz. Ömer Efendimizin merhamet ve celadetini göstereceksin. Çâre kalmadı artık!
Bu azgın PKK ve benzeri teröristlerle baş etmenin başka yolu yok.

Asıp sallandırmazsan olmaz efendi! Bu şenî ve cinaî meseleler için âyet var. “Müşrikler
sizinle toptan savaştıkları gibi, siz de onlarla toptan savaşın” (Tevbe / 36). “Sizlinle
savaşanlarla siz de Allah yolunda savaşın ve aşırı gitmeyin. Şüphesiz Allah aşırı gidenleri
sevmez” (Bakara /190). “Seni oyuna getirmeye kalkışırlarsa kuşkusuz Allah sana yeter;
yardımıyla ve müminlerle seni destekleyen O’dur.”

Bak efendi, şu âyet üzere silahlı yakaladığın her PKK’lı ve yandaşı teröristi görünür
yerlerde asacaksın: “Kendilerine haksız yere saldırılan kimselere savaşma izni verilmiştir.
Şüphesiz Allah onlara yardım etmeye kadirdir (Hacc suresi / 39-40)

Asacaksın ki, İslâm’ın merhamet, sevgi ve korkusunu aynı anda yaşamalı bu şenî
insanlar. İnsan hak ve hürriyetlerine asla aykırı değildir bu düşünce. Hak ve hukuka,

hoşgörü ve hürriyetlere zarar gelmeyeceğini açık yüreklilikle beyan edeceksin, fakat PKK’lı
canileri de köy, kasaba ve şehir meydanlarında asacaksın. Döşlerine de gerekçeli fermanları
iliştireceksin ki niçin asıldığını görmeli millet. Böylece Hz. Ömer Efendimizin merhamet,
sevgi, adalet ve otoritesiyle donanmış bir hayatın daha güllük gülistanlık ve huzur içinde
olabileceğini kavrayacaktır insanlar.

Otoriterlikten kastımız ceberrut, zalim, mütehakkim, hak ve hürriyetleri kısıtlayıcı despot
bir devlet değil elbette. Nizam, yani adaletin, hukukun hükümferma olduğu bir hayatı
kana bulayanların haddinin İslâmca bildirildiği ve anında bildirileceği merhamet yüklü bir
otoriteden bahsediyorum.

“Dünyanın en güçlü ordusu” diye tafra satan generallerin komuta ettiği birlikler böyle mi
olur efendi! Komutanların mantalitesizliğini, beceriksizliğini, ihmalliğini kim yargılayacak ve
tecziye edecek? İstihbarata başvurmadan askerleri araziye yayanların kurmaylığına yuh olsun!
25 yıldır dağda belde gezen teröristlerle baş edemeyen “dünyanın en güçlü ordusunun” bir
kısım komutanlarına yazıklar olsun!

Dostunu, düşmanını hâlâ öğrenemeyen, milletinin güven ve sevgisini İslâm
üzere kazanamayan ulusalcı-laikçi komutanlara yuh olsun! Bütün teçhizat ve yetkilerle
donandırılmış, sözde en yeni savaş ve gerilla taktikleriyle kurmay olmuş inançsız,
nemelâzımcı komutanlara yazıklar olsun! Kışlalarda, orduevlerinde rahat uyuyan, dağdaki
uçan kuştan, gezen teröristten haberi olmayan istihbaratçılara yuh olsun!

İşleri PKK’yla savaşmak olan binlerce hantal, geviş getiren subay güruhunun varlığı ne
işe yarar? Bir yanda “büyük bir ordu”, bir yanda bir avuç altı aylık komando eğitimi almış
gariban Anadolu gençleri var. Sanki PKK’yla savaşmak ve şehit olmak bu bir avuç gariban
askerlere havale edilmiş. Öte yandan mekanize teçhizatlarla savaşın kurmaylığı üstüne
eğitilmiş devasa bir muvazzaf ordu kütlesi ise sanki teori üreten, Ankaralarda, merkezlerde
ofis ve orduevlerinde fazla gıdadan fazla kilolarını atmak üzere emniyetli salonlarda zaman
öldüren bir güruh...

Böyle adalet olur mu efendi! Ulusalcı darbeci generallerle Kandilciler arasında eylem
pazarlayan münafık şeytanlar var içeride. Onları bulup bulup atacaksın bünyenden. “Ben,
Meclisim, ben milletin diyeceksin ve kanun çıkarıp yakaladığın her PKK’lıyı meydanlarda
asacaksın efendi!

Bilinen senaryolar belli zamanlarda yürürlüğe sokulduğu açık. Bunu ABD, İsrail, ve
Avrupa ülkeleri tezgahlayabilir. Dost görünen düşmanlar vardır. Ama sen, efendi! Ülke
dahilinde işini Hz. Ömer Efendimizde terkip olmuş merhamet, sevgi, celadet ve korkuyu
milletine göstererek yapacaksın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Doğan İlbey Arşivi