Cemal Nar

Cemal Nar

Bunu da görmeseniz olmaz mı?

Bunu da görmeseniz olmaz mı?

Yasalarımızda devlet memurlarına şapka giyme mecburiyeti getirilmiş, "Efendi, Bey, Paşa gibi Lakap ve ünvanların Kaldırıldığı” bildirilmiştir.

Devlet memurlarının özellikle de yazın şapka giymediklerini biliyoruz.

Allah aşkına, devlet memurlarının şapka giyip giymediğini araştıran, soruşturan var mı?

İhbar eden, şikayetlenen, bu yasağın uygulanmadığından dolayı dırdırlanan birisini gördünüz mü?

Hatta kalpak giymek hala yasak. Ama bütün Kemalistler arasında moda oldu son zamanlarda bu yasağa uymamak.

Kemalistler, kalpak giymekle inkilap kanunlarını çiğniyorlar, bir rahatsızlık duyan var mı?

Yok böyle bir şey.

25 Teşrinisani 1341 ve 671 sayılı Şapka İktisası Hakkında Kanun, Anayasa’nın 174. maddesinde tekrar gündeme gelmiştir.

Kanun orada duruyor ama, kimsenin umurunda değil…

Yaşayıp gidiyor insanlar…


* * * * *

“Efendi, Bey, Paşa gibi Lakap ve ünvanların Kaldırıldığına” dair yasaklayıcı kanun ve anayasanın 174. maddesi de orada duruyor.

Ama televizyonda emekli veya değil, üst düzey askerî rütbelilere sunucu ve katılımcılar hep “paşam” diye hitap ediyorlar. Daha bir gün de onlardan, “arkadaşlar, paşam demek yasak, bir daha demeyin” diye bir ikaz duymadık.

Gazeteler “Yaşar Paşa” diye manşet atıyorlar Genelkurmay Başkanı için.

Bu programlar ve gazeteler hakkında bir soruşturma açıldığını da duymadık savcılıklarca…

“Efendi, bey” gibi lakaplar da öyle, günlük hayatta o kadar yoğun ve rahat kullanılıyor ki, kimse onları kullanırken suç işlediğini bilmiyor bile.

Bir rahatsızlık da yok.

Yaşayıp gidiyor insanlar…

26 Teşrinisani 1934 tarihli ve 2590 sayılı “Efendi, Bey, Paşa gibi Lakap ve ünvanların Kaldırıldığına Dair Kanun” da aynen öyle duruyor yerinde.

Demek böyle de oluyormuş.

Hukuk tarihinde olağan işlerdendir bunlar. Her ülkede yazılı olduğu halde uygulanmayan yığınla kanunlar vardır.

Hatta bazıları bir hayli de güldürür insanları…

Bir rahatsızlık da olmaz toplumlarda bundan ötürü.

Bizde de örneği mesela bunlar.

* * * * *

Bütün bunları niye mi yazdım?

Başörtüsü için.

O da, aslında değil ama, yasak olsa bile, böyle karşılanabilir.

Erkeklerin şapkası gibi, aranmayabilir…

“Paşam” diyenler gibi, görmezlikten, duymazlıktan gelinebilir.

Eğer böyle olursa rahatsızlık kendiliğinden biter…

Ama olmuyor.

Neden?

Onun laikçi bekçileri var da ondan.

İşte size bir haber:

“YöK Başkanı'nın 'mahkeme kararlarını uygulamayın' çağrısının hemen ardından yasak delindi

üniversitelerde türban yasağını rektörlerin "inisiyatifine" bırakan YöK Başkanı Yusuf Ziya özcan 'ın çağrısına ilk yanıt çukurova üniversitesi'nden (çü) geldi. . üniversite yerleşkesinde gezen türbanlı öğrenciler, fakültelere, bölümlere, dersliklere, hatta üniversitenin idari birimlerine bile hiçbir engelle karşılaşmadan rahatça girebiliyorlar. öğretim üyeleri ise üniversite idaresinin gerekli önlemi almamasına tepkili.

özcan'ın, "Yasaklar kendiliğinden kalkacak" , "Rektörler hoşgörü gösterecek" şeklindeki açıklamalarının ardından mahkeme kararlarıyla da sabitlenen (!..) türban yasağı, çü'de fiili olarak delindi. Türbanlı öğrenciler çukurova üniversitesi'nin Balcalı Yerleşkesi'nde rahatça dolaşmaya başladı.


çukurova öğretim Elemanları Derneği Başkanı Prof. Dr. Erhan Yıldırım , üniversitede türbanın yasal olmadığını söyledi. Rektörlüğü bu konuda uyaracaklarını belirten Yıldırım, "Anayasa Mahkemesi kararıyla yasaklanan türbana müsaade edilmemesi gerekiyor. üniversitede türbanın bulunması normal bir şey değildir. Yönetim kurulumuzla toplanıp rektörlüğü bir bildiriyle uyarma konusunda yapılması gerekeni konuşacağız" dedi.

Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr Ayzin Küden ise türbanlı öğrencilerin kapıda kontrol edilmesi gerektiğini belirtti. Küden, Ziraat Fakültesi'nde mahkeme kararlarıyla sabitlenen yasaklanmış şeylere izin vermediklerini vurguladı.

ODTü Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut, YöK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya özcan'ı Anayasa Mahkemesi kararları ve üniversitelerdeki yasaklar konusundaki açıklamalarını eleştirdi. Akbulut, "Anayasa Mahkemesi kararlarını herhangi bir rektörün ya da YöK Başkanı'nın görmezden gelmesi mümkün değildir ve bu çok ağır suçtur" dedi

Şapka giyme emri delinmiş, umurlarında değil.

Belki kendileri de giymiyor…

Paşam, bey, efendi demek yasak.

Belki kendileri de günde kaç kere diyorlardır Allah bilir…

İş türbana gelince, bekçi kesiliyorlar...

Maksatları kanun hakimiyeti olsa, laikliği korumak olsa, şapka giymeyenleri de dile dolamaları gerekirdi. Ama o değil

Peki ne?.

Neden milletin tansiyonunu fırlatır, halkın huzurunu bozar, gençleri kamplara böler, eğitimin tadını kaçırırlar?

Ben de bilmiyorum!..

Bir tahminim var ama, adı üstünde tahmin.

Tahmin, zan demektir bir yerde. Zan, gerçeklerden yana bir şey ifade etmez.

Biz her zaman hakikatin peşindeyiz.

Onun için tahminimi söylemem, çünkü başkalarında kınadığım niyet okuyuculuğunu kendim için de sevmem.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi