Feyzullah Birışık

Feyzullah Birışık

Rabbim! Sen acı!

Rabbim! Sen acı!

"(Yine de) Ben nefsimi temize çıkaramam. Çünkü gerçekten nefis, -Rabbimin kendisini esirgediği dışında- var gücüyle kötülüğü emredendir. Şüphesiz, benim Rabbim, bağışlayandır, esirgeyendir." Yusuf.53

Onlardan birçoğunun kâfirleri dost edindiklerini görürsün. Nefislerinin kendilerine sunduğu şey ne kadar kötüdür! Allah onlara gazabetmiştir. Onlar ebedî olarak azap içinde kalacaklardır. Maide-80

Yaratılan tüm insanlar imtihan gereği nefs taşırlar… Bu nefs öyle bir yaratıktır ki kiracısı olduğu evsahibine zerre kadar acımaz… Genç ya da yaşlı, hiç umrunda olmaz… Muhatabının konumuna falan bakmaz… İyilik yoktur nefsin kitabında… O sadece küçük- büyük ayırt etmeden hep kötülüğü emreder…

İnsan sürekli nefsiyle mücadele halinde olmalıdır… Kendisini çok iyi hissettiği zamanlarda nefsi kaçmamıştır… Sadece pusuya yatmıştır… Zayıf olduğu anı kolluyordur okadar… Nefsimizin kulağımıza fısıldadığı sözleri pratiğe geçirmeden önce masaya yatırıp o sözlerin lehimize mi yoksa aleyhimize mi sonuçlanacağını iyi düşünmemiz lazım… Nefsimizin şerrinden sürekli Allah’a sığınmamız lazım… Ama sürekli… Şimdi hep birlikte tabiinlerden Avn. b. Abdullah b. Utbe’nin nefsinin şerrinden kurtulmak için Rabbimize nasıl yalvardığına bir bakalım.

Tabiinden Avn b. Abdullah b. Utbe şöyle diyor:
"Yazıklar olsun bana! Hangi şeyle Rabbime asi olmadım ki? Yazıklar olsun bana. O’na bana verdiği nimetlerle asi oldum. Lezzeti gidip bende, benden bir an olsun ayrılmayan kiramen kâtibin meleklerinin yükü ve sorumluluğu kalan günahlarım yazılıp kaydedilmesiyle vay halime!
Âah, neden onlardan utanmadım, Rabbimin gördüğünü aklımdan çıkardım? Aah onların hiç unutmayacakları şeyi unutup yaptım. Aah, gaflete düştüm, onlar ise hiç gafil kalmadılar benden. Onlardan utanmadım, Rabbimizin gördüğünü düşünmedim.
Aah, vay halime! Kaybettiğimi onlar ezberleyip kaydettiler. Aah nefsime itaat ettim, o ise bana itaat etmiyor. Aah hem kendisine hem bana zararı dokunacak şeyde nefsimin sözüne uydum.
Aah, hem kendisine hem bana fayda verecek şeylerde bana itaat etse ya... Ben onu ıslah etmek istiyorum, o ise beni bozmak. Yazıklar olsun ona! Ben ona insaf ediyorum, o bana insaf etmiyor. Onu doğru yola çağırıyorum, o ise beni yoldan sapmaya çağırıyor. Yazıklar olsun ona, vallahi o bu haliyle benim düşmanımdır.
Yazıklar olsun ona! Bugün beni helak etmek istiyor. Yarınsa benimle tartışacak.
Rabbim onu bana musallat etme. Rabbim, bana nefsim acımadı, sen acı. Rabbim ben onu mazur görüyorum, o ise beni mazur görmüyor. Hayırlı bir şey varsa birbirimize engel çıkartıyor, kötü bir şey varsa birbirimizin sırtını sıvazlıyoruz. Rabbim! Beni ondan, onu da benden koru. Ta ki ne ben ona zulmedeyim ne de o bana... Beni onun için ıslah et, onu da benim için. Ta ki onu helak etmeyeyim, o da beni. Rabbim ne beni ona terk et, ne de onu bana.
Bana yazıklar olsun! Canımı alması için melek tayin edilmişken ben ölümden nasıl kaçabilirim. O beni unutmazken ben onu nasıl unutayım? Aah, o beni adım adım takip ediyor. Kaçacak olsam arkamdan yetişecek, olduğum yerde dursam gelip bulacak.
Aah! Acaba bana haber verip sabaha veya akşama kadar mühlet mi verecek, yoksa kapı mı birden mi çalacak? Aah günahlarımın yüreğimi yaraladığını dü¬şünüyorum, ama geceleri yanımı yataktan uzaklaştırmıyor, geceyi uyanık ge¬çirmiyorum ve gözlerimden yaş akmıyor. Oysa halim böyleyken nasıl uyu¬yabili¬rim geceleri?
Aah benim gibi birisinin bu hal üzere uyuması hiç uygun olur mu? Korkuyorum bu ihlâs ve samimiyetin benden olmamasından. Vay halime Rabbim bana merhamet etmeyecek olursa!
Yazıklar olsun bana nasıl gücüm tükenmiyor, içim susamıyor... Aah! Rabbim bana merhamet etmeyecek olursa vay halime!
Aah, Rabbimin hakkımda açığa çıkardığı hususlarda neden gayretle çalışmıyorum? Hayır! Rabbim merhamet etmezse vay halime!
Yazıklar olsun bana! Günahlarımı hatırlamam nasıl olup da tembelliğimi gidermiyor, onların benden götürdüklerini telafi için çalıştırmıyor. Hayır! Rabbim merhamet etmezse vay halime!
Bu güzel sözler edebiyat olsun diye Avn b. Abdullah b. Utbe’nin dudaklarından dökülmüyor… Meselenin farkında olan, yarın rabbinin huzuruna çıkacağını sürekli düşünen, Allah’ı görür gibi ihsan derecesine ulaşmış(öyle hüsnü zan besliyoruz.) bir tabiinin yüreklerinin derinliğinden çıkan sözleri okuduk…

Rabbim biranlık bile nefsimizle bizleri baş başa bırakmasın. Âmin

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Feyzullah Birışık Arşivi