Hüseyin Deniz

Hüseyin Deniz

Piyasalar çıldırdı mı?

Piyasalar çıldırdı mı?

Piyasalar çıldırtıldı. Döviz ve altın fiyatlarının sıçraması işin içinde olmayan çoğu kişi için sürpriz oldu. Aslında bu manzarada, özellikle döviz fiyatları için, bir sürpriz yok. Olan biten tam olarak bir kontrollü devalüasyon, örtülü devalüasyondur. Bu kelimeyi kullanmak piyasaların huzurunu kaçıracağı için resmi makamlar otoriteler tarafından kullanılmaz, kullanılmayacaktır da, ama olan biten tam olarak bundan ibaret.

Son 1 haftadır bir tiyatro seyrediyoruz. Lütfen kronolojiye dikkat: 19 Temmuz’da AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ekonomi İşleri Başkanı Dr. Bülent Gedikli, dünya ekonomisi üzerinde kara bulutların gözükmeye başladığını, bunun Türkiye’ye olumsuz etkileri olacağını ve tedbirli olunması gerektiğini açıkladı. “Ne varsa onu tutun. Fazla harcamayın, kriz kapıda” dedi. Ardından 20 Temmuz’da Başbakan Yardımcısı Ali Babacan basın mensuplarına konuşarak “olumsuz senaryolara hazırlıklı olmalıyız” dedi. Kokuyu alan derecelendirme kuruluşu Fitch de 21 Temmuz’da Türkiye’nin artık krize daha açık bir ülke olduğunu açıkladı. Bir gün sonra 22 Temmuz’da Merkez Bankası Başkanımız Erdem Başçı “Açık pozisyonu sınırlayan rahat eder” açıklaması yaptı, yani döviz artacak, döviz borçlarınızdan kurtulun mesajı verdi açık açık. Dün böyle konuşan başkaları vatan haini ilan edilip kriz simsarı olarak adlandırılırken hükümet üyelerinin ve otoritelerin birden bu söyleme geçmesinden mesajı alanlar aldılar. Tüm bu olanlardan ve açıklamalardan sonra Temmuz’a 1,60 TL’den başlayan Dolar 1,70 TL’nin üzerine çıktı. Bu çıkış bilinçli olarak yönlendirilmiş bir hareketin sonucunda meydana geldi. İthalatın patladığı, ihracatçıların belli bir banda sıkışmış döviz fiyatları karşısında kıvrandığı ve cari açığın sürekli artmaya devam ettiği bir ortamda “devalüasyon” beklenen bir gelişme olmalı. Devalüasyon nedir? Devalüasyon en basit anlatımıyla hükümet kararıyla döviz kurlarının belli bir oranda arttırılmasıdır. Döviz kurlarının artmasını neden ister bir hükümet? Döviz kurları artınca ithalat azalır, yurt dışından mal ve hizmet almak zorlaşır pahalı hale gelir, öte yandan ise bizim ürettiklerimiz döviz bazında ucuzladığı için bunları yurt dışına satabilmemiz kolaylaşır, ihracat artar. Böylelikle yurt dışına daha az döviz göndeririz, yurt dışından daha fazla döviz getirmiş oluruz. Yani şu an başımızın belası cari açığı azaltmak için önemli bir avantaj elde etmiş oluruz.

Yaşadıklarımız ve önümüzdeki dönemde yaşayacaklarımız cari açıkla mücadele için yetkililer tarafından bilinçli olarak tetiklenmiş bir süreçtir, "örtülü" ve Merkez Bankası "kontrollü" devalüasyondur. Bu devalüasyon öncekiler gibi akşamdan sabaha kurların % 20 vs arttırıldığı açık bir devalüasyon şeklinde olmayacaktır. Yatırım danışmanlık şirketlerinin ekonomistlerine göre, ay başına göre henüz % 7’lerde olan bu düzeltme önümüzdeki süreçte % 10 - % 15’i bulabilir. Yani Dolar’ın 1,75 – 1,85 bandına gelmesi sürpriz olmayacaktır.

Fiyatı uluslar arası piyasalarda oluşan altında ise ilginç bir durum yaşanıyor. Uluslar arası piyasalarda zaten ons’u 1600 Dolar’ı aşarak rekor seviyeye gelmiş altın, ülkemizde Dolar’ın da yükselmesiyle birleşince gramı 90 TLseviyesine geldi. Şunu çok açık, kısa ve anlaşılır bir biçimde ifade etmek gerekiyor: altın fiyatları uluslar arası piyasalarda zaten artış trendinde. Bizde döviz de artış trendinde olunca birleşen bu iki dalga ile çok uzak olmayan bir zamanda altın gram fiyatında 100 TL’yi görmemiz bizi şok etmemeli.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Deniz Arşivi