Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Gez sen Anadolu'yu

Gez sen Anadolu'yu

Sürpriz yapmadı, gecikmedi, erken de davranmadı... Tam gününde geldi. Ramazanımız mübarek olsun.

Ramazan zaten mübarek de biz onu lâyıkıyla idrak edelim inşallah.

Nasibimiz bol olsun.

*

Geçen yıl beraber olduğumuz fakat bu seneki oruca yetişemeyenlere rahmet dilerim.

Başta Ahmet Şişman ağabeyimiz.

Bir iftarda buluşmuştuk, çalışmalarından sadece başlıklar halinde söz etmişti, bir saatte bitirememişti.

Bir gün ayrıntılı şekilde konuşacaktık.

Hadi gel de konuşalım diye çağıracak olsa...

Büyük sözüdür, dinlenir ama anlatacaklarından sizin haberiniz olmaz.

*

Övünmek gibi olmasın, bendeniz de söz verdiğim günde geldim.

Çok şükür, bir mani çıkmadı.

İzni uzatmayı gerektirecek bir durum olsaydı, üzülürdüm.

İnsanın sözünü yere düşürmemesi memnuniyet verici.

*

UNESCO, 2011'i "Evliya Çelebi Yılı" ilan etmişti.

Dünyanın en büyük seyyahının torunları olarak, biz de bu sene memleketin bir bölümünü adım adım gezmeye çalıştık.

İlk durak, Kayseri temsilcimiz Erdinç Teğmen'in tavsiyesi üzerine gittiğimiz Nevşehir'in Kozaklı ilçesiydi.

Geniş düzlüklerin ortasında yer alan Kozaklı'nın ilk dikkat çekici özelliği elbette sıcak suyu ve etrafına kurulan termal tesisler.

Fakat ondan daha fazla etkilendiğim husus, temiz havası oldu.

Kuru ot ve sararan ekin kokusunun karıştığı rüzgâr, gün batımını da gün doğumunu da kat kat güzelleştiriyor.

*

Orada bir gece konaklayıp Kayseri'ye geçtik.

Geniş ve temiz caddeleri, insana ferahlık veren meydanı, canlı alışverişin sürdüğü çarşılarıyla Kayseri örnek bir şehir.

Adım başı karşımıza çıkan tarihî eserleri ve özellikle camileri "Burası, yaşanacak bir şehir" dedirtiyor.

Ve tabii her zaman başı dik, şerefli, yiğit bir delikanlı gibi duran Erciyes.

Koca Sinan'a ilham veren Erciyes.

Dört mevsim başı karlı ve çoğu zaman dumanlı olan bu dağ, etrafına bereket saçarken aynı zamanda güven hissi veriyor.

Uzaktan bakınca, Süleymaniye siluetinin Erciyes'e benzediğini fark ediyoruz.

*

Erciyes üzerinde biraz serinleyip önce Develi'ye, oradan Yahyalı'ya geçip Kapuzbaşı Şelalesi yönüne dönünce, yol boyunca harika güzelliklerle karşılaşırsınız.

Yolun bir kısmında yapım çalışmaları devam ediyorsa da büyük bölümü tamamlanmış durumda.

Kayseri'ye kadar gidip de Kapuzbaşı'nı görmeden dönmek olmaz.

Doğal güzellikleri kelimelerle tarif etmeye çalışmak pek doğru değil.

Ne desek noksan kalır.

Dağların içinden çağıldayan suların gür sesini ve o suların getirdiği serinliği, ancak yerinde görünce hissetmek mümkündür.

Yine de imkânlar çerçevesinde birkaç söz söylemek ve gerisini tasavvurunuza bırakmak gerek.

Eh, biz de onu yapmaya çalışıyoruz.

*

Şelale yanında çay içerken köylülerle konuştuk.

"Önceden herkesin bol hayvanı vardı. Çoğu sattı elindekini. Sonra fiyatlar birden yükselince, geri almak isteyenlerin gücü yetmedi."

Bir yerlerde, o köylülerin sattığı sürüleri satın alan birileri de vardır; bir gün belki onlara da rastlarız.

Onlar da "Ucuzken aldık, epey kâr ettik" derler mi acaba?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi