Hüseyin Deniz

Hüseyin Deniz

Dış ticarette son durum

Dış ticarette son durum

Geçtiğimiz günlerde Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı, Haziran 2011 dönemine ait dış ticaret istatistiklerini yayınladı. Alınan bazı tedbirlerle ihracatın diri tutularak ithalatın azaltılması planlanmıştı ancak verilere bakıldığında durumun istenilen şekilde gelişmediği görülüyor. Haziran ayında ihracat geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre %19 artarak 11 milyar dolar oldu. Aynı dönemde ithalat ise %42 arttı ve 22 milyar dolar oldu. Yabancı ülkelere mal hizmet satarak yurda kazandırdığımız döviz 11 milyar dolar iken yurt dışından satın aldığımız mal ve hizmetlere ise 22 milyar dolar ödemişiz. Bu durumun sürdürülemez olduğunu herkes her ortamda dile getiriyor. Alınan ilk tedbirler bankalara olmuştu. Kredilerin yavaşlatılarak ithalatın dolaylı yoldan frenlenmesi planlanmıştı. Bekleme süresini doldurduk ve bugün gördüğümüz manzara sadece bankalara getirilen önlemlerle ithalatın hız kesmediği oldu.

Cari açığın düşürülerek makul seviyelere getirilebilmesi için ek önlemler alınacağı çok açık. Vergi artışı gibi daha sancılı önlemler yerine son günlerdeki gelişmelere bakılırsa alınacak ilk tedbirin kurların arttırılması olacağını söylemek mümkün. Nitekim şimdiden dolar 1,60 TL’den 1,70 TL seviyesine oturmuş durumda. Geçen yazımızda bahsettiğimiz gibi ithalat ihracat makasını daraltabilmek için en kestirme çözüm kurların kontrollü bir şekilde arttırılmasıdır. Kurların ne oranda hangi seviyeye kadar arttırılacağını kesin olarak söylemek mümkün değil. Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanvekili Ahmet Akbalık bir süredir sektörün devalüasyon isteğini açıkça belirtiyor. Aslında herkesin bildiği şeyler ancak herkesin açıklamakta çekingen kaldığı yegane çözüm bu süreçte devalüasyon. Akbalık, %20 civarındaki bir kur artışının ithalatı dizginleyeceğini ihracatı coşturacağını dolayısıyla cari açığın da böylelikle frenlenebileceğini söylüyor. Söylediklerinde son derece haklı. Cari açığı düşürmek için tüm piyasaları kapsayan tedbirlerle ekonominin tümüne yönelik değil özellikle tüketimle üretim yapan sanayiye yönelik tedbirlerin ayrıştırılması gerektiği son derece yerinde bir çözüm önerisi. Cari açık öyle bir noktaya geldi ki artık kur artışından başka herhangi bir tedbir cari açığı düşürmekte yetersiz kalacaktır. İhracatçıların istediği seviye 1,80 – 1,85 seviyeleri. Başbakan bu isteğe “ortasını yakında bulacağız” diyerek yanıt verdi. Çok uzun olmayan bir zamanda dövizde ortası bulunacaktır. Önümüzdeki dönem için kurların ne olacağını söyleyebilmek imkansız ancak ekonomistlerin tahminlerine göre en makul seviye tahmini doların 1,75 – 1,85 seviyelerine oturacağıdır.

Bu süreçte önemli bir diğer nokta da kurların artışından sonra ihracatın istenen seviyede gerçekleşebilmesi. Dünyada ortalık toz duman. En çok ihracat yaptığımız bölge Avrupa’nın durumu hiç iç açıcı değil. Kontrollü kur artışından sonra umudumuzu tamamen ithalatın azalmasına ihracatın artmasına bağlayacağız. İthal malların fiyatlarının artması kaçınılmaz olacak. Dolayısıyla ithalatta bir azalma tahmin etmek hiç de zor değil. Diğer kanatta da istediğimiz durumun olması için Avrupa’da işlerin rayında gitmesi gerekiyor. Geçtiğimiz ay en çok ihracat yaptığımız ilk üç ülke Almanya, İtalya ve İngiltere idi. Şayet Avrupa’da gündemde olan ülkelerin haricinde bir iki ülkede daha kriz çıkarsa ihracatçılarımız kur desteğine rağmen mal satışında zorlanacaklar ve bundan sonra en istenmeyen senaryo olarak diğer ilave tedbirler gündeme gelebilecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Deniz Arşivi