Aziz Üstel

Aziz Üstel

Postal Cumhuriyeti’nde faili meçhuller ve JİTEM

Postal Cumhuriyeti’nde faili meçhuller ve JİTEM

Faili meçhul cinayetlerle Türkiye biraz geç tanıştı, dünyanın diğer ülkelerine göre. Örneğin İngiltere’nin İRA’yla uzun yıllar süren savaşı boyunca 2 binin üzerinde faili meçhul cinayet işlendi. Öldürülenler ya “İRA’ya yakınlığıyla bilinenler” ya “İRA’ya para verenler” ya da “yakınlarının İRA üyesi olduğu” varsayılanlardı. Öldürenlerse derin devletti.

Türkiye, faili meçhullerin kendi derin devletine uzandığını “örtülü ödenek” ile öğrendi. Örtülü ödeneği, 24 Aralık 1995 seçimlerinden önce Mesut Yılmaz gündeme taşıdı. Yılmaz dönemin Başbakanı Tansu Çiller’e, bugünün parasıyla 500 bin liranın kimlere ve neden ödendiğini sordu. Yanıt gelmedi doğru dürüst. Yalnız Çiller’in “devlet adına kurşun atan da yiyen de şereflidir” sözü kulaklarda çınladı durdu uzun bir süre. Bu arada “Tansu Hanım tak diye emreder, ben de şak diye yaparım!” diyen Doğan Güreş Paşa’yı da unutmayalım...

Derken 3 Kasım 1996’da Susurluk kazası (!) bomba gibi düştü Türkiye’nin orta yerine. Herkes birden özel harekâtçılara ve polis istihbarat birimlerine odaklandı. Ne var ki, bu sırada ‘JİTEM’ diye adı da varlığı da yakın zamana kadar inkar edilen, 1987’de Jandarma Genel Komutanlığı’nca, Genelkurmay danışılmadan kurulmuş bir komutanlık Güneydoğu’yu kasıp kavuruyordu. Binbaşı Cem Ersever kurmuştu, JİTEM’i kimine göre. Kendi açıklamalarına göreyse de Albay Arif Doğan. Ama gerek PKK’yı gerekse de Hizbullah’ı kullanarak Güneydoğu’da, ister teröre bulaşmış olsun olmasın, Kürt avına çıktığı kesindi JİTEM’in. Yargısız infaz yöntemiyle terörü kökünden kazıyacağına inanacak kadar tarihsel gerçeklerden habersiz miydi yoksa uyuşturucu rantının büyüsüne kapılmış başıbozuklar ordusu mu? Bu sorunun yanıtı bugün de tam anlamıyla verilemedi. Ama JİTEM’in, Kolombiya’da CIA tarafından örgütlendiği öne sürülen, yüzlerce siyasi cinayetin faili, aşırı sağcı paramiliter AOC’den pek bir farkı olmadığı kesin. Günü gelince derin devlet bugünse bazı JİTEM üyeleri Ergenekon davasında yargılanıyor. Gene de yer altına giren onlarca JİTEM üyesi var deniyor...

Yeni Türkiye, yasal çerçeve içinde, faili meçhullerle de hesabı kapatmak zorundadır, yoksa postal cumhuriyeti bir hortlar pir hortlar!

Dilini ısır, bağırmadan önce

Eşinize asla, hiçbir koşulda söylememeniz gereken bazı şeyler vardır hanımlar. Bunların başında, “Annem senin hakkında uyarmıştı beni!” gelir. Bunu lafı eşinize söylemeniz için çok ama çok kızmış olmanız gerek. Çünkü sadece onu aşağılamakla kalmıyor, bu konuda sizinle aynı fikirde olan başka insanlar bulunduğunu da söylüyorsunuz. Daha fenası, kocanızın ipliğini pazara (!) önce ananız çıkarmış! Böyle bir lafı söylediğiniz an eşinizden yana olmadığınızı, onu desteklemediğinizi, bu evliliği bitirmeye karar verirseniz size omuz verecekler olduğunu da ortaya koyuyorsunuz.

Eğer tartışma konusu paraysa ve de anneniz “senin kocan amma da pinti ha!” demişse, bunu sakın olduğu gibi eşinize aktarmayın. “Hayatım bazı ihtiyacımız olan şeyleri almak konusunda niye bu kadar çekimser davranıyorsun!” gibi bir soruyla konuya girebilirsiniz. Pinti, cimri, varyemez amca diye daldınız mı lafa, dönüşü olmayan bir yola girersiniz ki kurtuluşu pek zordur. Onun için, öfkeyle kalkan zararla oturur deyişini unutmayın hiçbir zaman.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aziz Üstel Arşivi