Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Somali trajedisi ve...

Somali trajedisi ve...

Son haber: “Afrika’da milyonlarca insan açlığın pençesinde. BM’nin Mogadişu’ya gönderdiği binlerce ton gıdanın aylardır depolarda bekletildiği ve açlıktan ölen insanlara dağıtılmadığı ortaya çıktı.”
Somali’de kirli bir oyun oynanıyor. Somali, potansiyel olarak güçlü ve zengin bir ülke. Ama sonuç felaket.. Ülkenin iki yanı denizlerle çevrili.. İçeride tarım ve hayvancılık yapılabiliyor. Ancak ülke siyasi, ideolojik ve dini akımların savaş alanına dönmüş durumda.. Tabii bir felaketten çok siyasi bir felaket yaşanıyor. Bu temel sorun çözülmeden bu trajedinin sona ermesi de mümkün değil.
Yani konu vicdani olmaktan çok siyasi.. İşin himmet boyutu, ekmek boyutundan önemli.
Tek başına bu insanlara ekmek ve su vermekle bu iş bitmeyecek..
Amerika’nın Somali çıkarmasından sonra işler daha da içinden çıkılmaz bir hal aldı. Biliyorsunuz Çevik Bir de Somali’ye gitmişti NATO adına.. Sonra dönüp geldi ve hiçbir şey de yapmadı.
Mogadişu’da tonlarca gıda yardımı aylardır bekletiliyormuş.. Yeni açıklıyorlar..
Gelen yardımlar öncelikle Hristiyan topluluklara dağıtılıyor zaten.. Gelen yardımların bir kısmının kullanım süresi dolmuş..
Afrika’daki insanlık trajedisi ile ilgili olarak anlatılanlar mide bulandırıcı.. Mesela bir bölgede buğday ekiyorlar değil mi, batılı yardım kuruluşları oraya bol miktarda buğday gönderiyor. Mısır ekiliyorsa mısır, fasulye ekiliyorsa fasulye. Bu işi yapanların kıt kaynakları tüketiliyor. Üretici iflas ettiriliyor. Mesela bir yerde teneke soba üretimine geçiyor bir grup, oraya hemen soba getirip dağıtıyorlar.. Biz bunu daha önce Gümüş Motor olayında da gördük..
Mesela bir kasabada varsayalım 500 erişkin yaşıyor.. Bunlardan 75 aile Hristiyan, 125 aile animist, putperest, 300 aile Müslüman.. Batılı yardım kuruluşları gelip o 75 kişiye meslek edindirme ya da tarım, hayvancılık için destek veriyor. Sonra da sürülerini ve ekim alanlarını korumak için silahlandırıyorlar. Silahlı Hristiyanlarla Müslüman ve putperestler arasında çıkan ilk çatışmada, insani yardım örgütleri, saldırıya uğrayan tarafları köylerinden alıp “güvenli kamplar”a taşıyorlar. Hiçbir şey yapmalarına izin verilmiyor. Küçük bir kilisede sağlık kontrolleri ve yemek ve barınma ihtiyaçları karşılanıyor.. Bunlar içinden kilise ile işbirliğini kabul edenler, Hristiyanların çalıştığı çiftliklere gönderiliyor. Buradaki ürünler de ya doğal ürünler olarak batılı ülkelere, ya da Afrika ülkelerindeki tatil köyleri ve beyazların çalıştığı şantiyeler ve otellere gönderiliyor..
Başbakan’ın bu konuda bir şeyler yapması gerek.. Güvenlik sorununun arkasında da bu çarpık yapı var.. Sorun örgütleniyor..
BM’den gelen yardımlar belli çevrelere gidiyor ve bu yardımlar BM’ye fatura edildiğinden sonuçta hepimizin cebinden çıkıyor ve bu yolla, Afrika’da tarım, hayvancılık, küçük işletmeler batırılıyor ve piyasanın işbirlikçi toplulukların eline geçmesi sağlanıyor..
Kamplarda bir salgın çıkıyor, biz de buradan batılı firmaların ürettikleri ilaçları satın alıp Afrika’ya yardıma koşuyoruz. Yani Afrikalı insanların acıları, hastalıkları, kanları ve gözyaşları bile batılı efendilerin refah ve mutluluğuna hizmet ediyor..
Batılı efendiler Müslümanlar arasındaki her türlü, etnik, dini, mezhebi, ideolojik, politik çatışmayı ve çeteleşmeyi, mafiayı destekliyor ve bununla mücadele etmek adına bütün gruplara karşı baskı uyguluyorlar.. Bu gerekçeyle ülkeye dış müdahaleler için kapı aralanıyor. Kontrollü bunalım stratejisi dedikleri şey gerçek oluyor.. Onun için mutlaka dini önderlik ve aşiret yapısının yeniden gözden geçirilmesi ve bazı gerçeklerin bu insanlara anlatılması gerekiyor..
Somali Demokratik Cumhuriyeti, Afrika Boynuzu denilen bölgede bulunan bir ülkedir. Yüzölçümü 637.657 km2, nüfusu 8 milyon 600 bindir. Başkenti Mogadişu’dur. 1991’deki Somali İç Savaşı’ndan beri devletin çoğu bölgesinde merkezi bir hükümet kontrolü yoktur. BM’nin tanıdığı Federal Geçiş Hükümeti, ülkenin sadece küçük bir parçasını yönetmektedir. Somali aciz bir devlet konumunda olup, ülkenin güneybatı bölgesini de içine alan çok geniş bir kesiminde İslam Mahkemeleri Birliği tarafından kontrol edilmektedir. Kıtadaki en uzun kıyıya sahip bir ülke ama dünyadaki en fakir ve güvenlikten yoksun ülkelerden biridir. Öte yandan Somali’de, çoğu hiç işletilmeyen uranyum, demir, kalay, bakır, cips, boksit ve doğalgaz ve zengin petrol yataklarına sahip olduğu bilinmektedir.. Kuzeydeki Puntland eyaletinde yaklaşık 5-10 milyar varillik petrol rezervi olduğu tahmin edilmektedir. Batılıların iştihasını kabartan ve yoksulluğun asıl sebebinin bu zenginlik olduğunu düşündürmektedir..
Sorun tek başına bir vicdan sorunu değil. İşin bu yönünü de görelim. Buğday yardımı ile bu iş bitmeyecek, işin himmet boyutunu da unutmayalım lutfen. Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi