Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Bir geziden notlar

Bir geziden notlar

Benim de yazı yazdığım "Haber AJANDA" dergisi, yazarlara bir bahar gezisi düzenledi...
Mekân olarak Ankara ilçelerinden Beypazarı..
Günlerden Pazar... Herkes serbest sayılır... Yine de bazı arkadaşlar özel işleri nedeniyle gelememişler...
70 civarında yazar Beypazarı için otobüse binmiş geldiler... Daha önce de Lütfi Şehsuvaroğlu beni almaya gelmişti... Arabasını bizim evin önüne park ettik ve otobüsle yola çıktık...
Hafiften hafiften yağmur yağıyor...
Beypazarı son yıllarda büyük atak yaparak turizmde hatırı sayılır yerlerden birisi oldu... Tabii bu gelişmede Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın başı çektiği bir gerçektir...
Her yer tertemiz...
Evler badanalı, caddeler temiz, parklar yemyeşil... Hele de yukarılara çıkıp dağ havasını almak, insanı ferahlatıyor...
İlçenin arka tarafındaki vadi görülmeye değer... Sarp kayalara oyulmuş mağara evler en fazla dikkat çekici... İki kişilik koltukta Prof. Dr. Turan Güven Hoca ile beraberiz. Vadi ve mağara evler hakkında tahminler ileri sürüyoruz...
Amma görmeye değer...
Beypazarı "Havuç" deposu... Söylendiğine göre Türkiye'de tüketilen havucun % 60'ı burada üretiliyormuş...
çay müptelası olanlarımız bile havuç suyu içmeyi tercih etti...
Dutlar beyaz beyaz insanları çağırıyor...
Otobüsümüzde rehber var... Nereye gideceğimiz ve göreceğimiz her yer sıraya konmuş...
Beypazarı denince akla önce gümüş takılar gelir, renkli yazmalar, el dokuması kilimler gelir...
Atölyeleri gezdik, kızların tezgâh önünde çalışmalarını seyrettik...
Sonra acıktığımızı farketmişler ki, götürdüler bizi "Cırcırların Konağına"...
Her konağın geniş bir bahçesi... Bahçe içinde yemek yenecek, havuç suyu ve çay içecek mekânlar ayrılmış...
Biz, "Haremlik-Selamlık" dedikleri, devrimci ipsizlerin içine batan tertiple oturduk... Yani hanımlar bir tarafta, erkekler bir tarafta...
Neler yediğimizi söylemeyeceğim... Nazar etmenizden korkarım(!)...
Mola verdiğimiz yerlerde siyaset de konuşuldu, edebiyat da...
Bir haber herkesin dikkatini çekti...
Kanal Türk televizyonunu, yine solakların yazdıklarına göre, sağcı, aynı zamanda Fethullah Gülen Hocaya yakın bir şirket almıştı...
Amma da yanıltılmışız...
Haberdeki açıklamaya göre Kanal Türk TV'de, meşhur "Ulusalcı kahraman" Hulki Cevizoğlu program yapmaya devam edecekmiş...
Yapsın, bize ne...
Kabukçu Hulki mutlaka Ergenekon artıklarından adamlar bulup Gülen Hoca'ya ve dahi dindar kesime sövdürür...
Ve...
Evet ve, meşhur, maruf, ateist ve dahi Fransızlaşmış Mine Kırıkkanat yazıları başka yerde olsa da burada konuşmalara devam edecekmiş...
Etsin etsin!..
Ağır fırça yemeye alışmış kesime Kabukçu Hulki ve kabuklu Fransız eşli Kırıkkanat birebir fayda verir herhalde...
Ben ise, eyvahlar çeken sığ solculara ve "çok şükür" diye sevinen enayi sağcılara hayret ettim...
Peki ne değişmiş?
Hiçbir değişen yok... Bir müddet ulusalcılardan, bir müddet solculardan geçinenler bu sefer de dindar görünüşlü aptallardan geçinecekler...
Biz buyuz beyler...
Siyaset tarlasında yürüyenlerin ayağına meziyet/fazilet bulaşacak değildir herhalde... Bulaşsa bulaşsa üçkâğıtçılık bulaşır...
Belli olmaz... Bir süre sonra Tuncay özkan'ı da genel müdürlüğe atayabilirler... Hakkıdır adamın... O kadar emek ver, o kadar küfürler et, o kadar avanak avla, şimdiyse kenardan seyret...
Olmaz beyler, olmaz...
----------
Solcudur, devrimcidir, zinaya sahip çıkar
Alnı siyon yıldızlı binaya sahip çıkar
Deseler ki dindarlar kıyıma uğratıldı
Koşar tezgâhlardaki kınaya sahip çıkar.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi