Abdullah Büyük

Abdullah Büyük

Kadir gecesi ve dualarımız Yarabbi!

Kadir gecesi ve dualarımız Yarabbi!

Enfal Suresinde, “Kâfir olanlara söyle, eğer küfürlerinden-inkârlarından vazgeçer, iman ederlerse, geçmiş günahları bağışlanır” buyurdun. İnkâr ehlinin ağzından çıkan bir kelime-i tevhid, Seni razı etti. Sen en iyisini biliyorsun ki, kalbimizden, dilimizden çıkan şahadet kelimesi uğruna, kulların hayatlarını ortaya koydular. Bir asra yakındır, inançlarından ve ibadetlerinden dolayı dışlandılar, kaldırılana kadar 163. Madde ile binlerce kulun hapishanelere girdi. Binlerce kulun kıyafetleri sebebiyle zulme uğradı. Binlerce kulun renk ve dil farklılığı sebebiyle aşağılandı... Tüm bu baskı, dayatma ve zulme rağmen, ne senden, ne de kelime-i tevhidden dolayı geri adım atmadık, kınayanların kınamalarına prim vermedik ve bugünlere geldik. Bu gecede inmeye başlayan Kur’an’ın hatırı için, biz günahkâr kullarını da bağışlar mısın Ya Rabbi... Yaşamış olduğumuz ülkenin, sınır ötelerinde olan ülkeleri ve ülke halkını, kendi ülkemiz ve kendi insanımız bildik, bilmenin ötesinde bağrımıza bastık. Nişanlı kızımızın nişan yüzüğünü, okuyan öğrencimizin cep haçlığını, alnı secdeye varan kullarının zekât ve fitrelerini, mübarek ay hürmetine kalplerini yumuşattığın nice zengin insanların verdiği yardımlarını görüyorsun. Her biri toplumsal barış için birer adım olan, damla olan, ırmak olan bu gönül zenginliğimizi, bir daha fakirleştirecek söz ve tavırlara mağlup ettirme Yarabbi. Mahiyetini bilemediğimiz birçok doğal afetlerle biz kullarını buluşturdun. İntikam almak için değil, Sana dönmek, kitabına dönüş yapmak, küfürden, şirkten ve nifaktan ve haramlardan, günahlardan bizleri uzak tutman için belalarla, afetlerle tanıştırdın. Hiç birimiz isyan etmedik Sana. Senelerce yaptığımız vaaz ve nasihatlerle 2 milyar kulunun birbirleri ile iletişim içine girmediğini biliyorsun. Doğal afetler sebebi ile bugün kulların, yeryüzünün her tarafı ile irtibata geçti. Yatırım, infak, zekât ve her türlü imkânlarla koşup, koşturan kulların yine Sana emanettir. Bizleri, bir daha azgın, taşkın, merhametsiz, dinozorlaşmış insanlara, zihniyetlere muhatap kılma Yarabbi. Biliyor ve inanıyoruz ki yeryüzünde nelerin olup bittiğini en ince noktasına kadar görüyorsun. Hak etmediğimiz nice nimetlerle bizlere taltif ediyorsun. Nazlı, niyazlı bir kulun yalvarışı ile: Allah’ım Sana yakışan af, ihsan ve bağış, bize yakışan ise günah, isyan ve hata... Biz, bize yakışanı yapıyoruz, Sen de Sana yakışanı yap Yarabbi. Bu gecede inmeye başlayan kitabını, kulluk kitabımız haline döndüremedik. Her türlü haber, ikaz ve uyarı onda olduğu halde, kitabınla doğru dürüst ilgilenemedik. Ama bunun ızdırabını her an içimizde yaşadık. Bizleri, dinine karşı cahilleştirdiler. Kitabının harfleriyle alay ettiler. Kitabını okuyanlara en büyük eziyeti ettiler. Babalarımızın, dedelerimizin ellerinde, kitabını pek göremedik. Buna rağmen, Kur’an’ın anlaşılması için sarhoş kulların bile Kur’an Kursu inşaatlarına yardım ettiler. Dekolte kıyafetli nice kadın kulların da, kendileri gibi olmaması için kızlarını kaçak-göçek kurslara gönderdiler. Sen ki, kalbi kırık, gönlü mahzun, boynu bükük olanların yanında olacağını bildirdin. Allahım! Kitabını ezberleyenleri, öğrenmek isteyenleri, bunun için her türlü fedakârlığı yapanları bilirsin. Bu kulların için, zatına, şanına yakışan ne ise onu yap Yarabbi. Kur’an’ın sesini, mesajını kesmek, kısmak için çağın her çeşit imkânlarını kullananlara karşı, ilahi mesajının anlaşılması ve gereğinin yapılması için her türlü meşru imkânları kullanan insanlara, teşkilatlara, kurum ve kurslara, dernek ve vakıflara ve bu uğurda hizmet veren sivil toplum kuruluşlarına yardım eyle Yarabbi... Âmin, âmin, âmin. Gecemiz mübarek olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Büyük Arşivi