Yalan vardır! Kuyruklu yalan vardır! Bir de çatal kuyruklu yalan vardır!

Muhtemelen şimdi kimi okurlarımız yalanı biliyoruz, kuyruklu yalanı da biliyoruz ama çatal kuyruklu yalan nereden çıktı diye meraklanıyor olmalılar!

Çatal kuyruklu yalan bir zaruretten çıktı efendim!

Kuyruklu yalanın bile meramımızı anlatmaya yetmediği bir ortamda çatal kuyruklu yalan ibaresinden yararlanmayı düşündük!

Neye mi çatal kuyruklu yalan diyoruz?

Hemen açıklayalım:

Arap baharı iddiasına çatal kuyruklu yalan diyoruz!

Bir Arap âleminin içinde bulunduğu duruma bakın bir Arap baharı iddiasına!

Yahu Arap âleminde kan gövdeyi götürüyor!

Bu durumun birinci derecedeki mesulleri de daha çok kan aksın, daha çok gövdeyi götürsün diye tabir caizse Arap âlemini "Arap baharı" lafı ile gaza getiriyorlar!

Birbirlerini acımasızca öldürenler "Demokrasi geliyor" masalının büyüsüne kendilerini kaptırmış durumdalar!

Tamam, isyanları eli kanlı bir zalime karşı!

Buna hiç itirazımız yok!

Ama isyan ettikleri eli kanlı zalimin yerine adil bir adam gelmiyor ki!

O zalimin yerine bir başka zalim işbaşı yapıyor!

Yani bir kötüyü bir başka kötü ile değiş-tokuş yapmaktan başka bir şey yapıldığı yok!

"Demokrasi geliyor" masalı kendilerini öylesine büyülemiş ki, bu masalın anlatıldığı hiçbir yerde gerçeğe dönüşmediğini fark bile edemiyorlar!

Irak'ta da böyle olmuştu, demokrasi geliyor demişlerdi!

Gele gele iç kargaşa geldi!

Saddam gerçekten bir büyük zalimdi ama yerine gelenler zulümde O'nu hiç aratmıyorlar!

İddiaya göre Afganistan'a da demokrasi geliyordu!

Karzai'den başka gelen giden olmadı!

Şimdi Kuzey Afrika'nın eli kanlı zalim yöneticileri birer birer devriliyor!

Peki, yerine adil insanlar mı geliyor? Ne gezer!

Bir zalim yerini bir başkasına terk ediyor, o kadar!

Buna da Arap baharı diyorlar!

Ne baharı yahu? Bu nasıl bahar? İşte bu hali anlatabilmek için yalan demek istedik yeterli bulmadık, kuyruklu yalan dedik yine bizi kesmedi!

Onun için çatal kuyruklu yalan ibaresinden medet umduk!

Bilmem meramımızı anlatabildik mi?