Süleyman Yaşar

Süleyman Yaşar

Krizi önleyecek asıl tedbir niye ertelendi?

Krizi önleyecek asıl tedbir niye ertelendi?

Gelişmiş yedi ülkenin maliye bakanları dün Marsilya'dan yaptıkları açıklamada "dünya ekonomisindeki dengesizliğin bütçe açıkları ve yüksek devlet borçlarından kaynaklandığını" ileri sürdüler. Gerekli tedbirleri hep birlikte alacaklarını belirttiler. Oysa dünya ekonomisini krize sokan nedenlerin en önemlisini ABD'nin kayıt dışı mali işlemleri oluşturuyor. Çünkü bütçe açıklarına ve yüksek devlet borçlanmasına 2008 krizinde batan banka ve şirketlerin kurtarılması neden oldu.
Genellikle kayıt dışı ekonomi gelişmekte olan ülkelerin sorunu olarak dile getirilir ve zengin ülkeler, sürekli gelişmekte olan ülkelere "kayıt dışı işlemleri önleyin" mesajını verirler ama kendi ülkelerindeki kayıt dışı işlemleri geliştirmek için de ellerinden geleni yaparlar.
Mesela vergi cenneti denen para aklama merkezlerini bir türlü kapatmazlar. Bu vergi cennetlerinde yapılan silah, uyuşturucu, insan kaçakçılıklarından elde edilen paraları toplarlar. Hiçbir alın teri dökmeden kazanılan bu paralarla çok kolay risk alırlar. Mali piyasalara büyük tutarlarda yatırım yapıp, hisse senedi ve emtia fiyatlarını yükseltirler. Sorumsuzca alınan bu emtia ve hisseler bir anda yüksek kâr için satılınca, olan küçüklere olur. Düşen hisse ve emtia fiyatları pek çok küçük yatırımcının tasarruflarını cebinden alır götürür. Pek çok insan işini kaybeder, borç ve sefalet içinde iş aramaya başlarlar. İşte bütün bu yüksek riskli işlemler zengin ülkelerin borsalarında kayıt dışı olarak yapılır.
Bu kayıt dışı işlemler nasıl yapılıyor derseniz... Sermaye ve para piyasalarında tezgâh üstü işlem (over- the- counter) olarak isimlendirilen alım satımlar, ABD'de bildirime tabi değildir. Mesela, bir yıl sonrasına vadeli bir buğday kontratı (türev ürün) alan kişi, bu kontratı başkasına sattığında, bu işlemi borsa ya da banka yetkilisine bildirmek zorunda değildir. Böylece ilk alımın ardından yapılan pek çok alım- satım kayda girmez. Dolayısıyla bu işlemleri düzenlemekle görevli olan regülatör kuruluş işlem hacmini bilemez. Bilmeyince de emtia piyasasında işlerin nereye gittiğini gözleyip tedbir alamaz.
İşte bu nedenle, 2008 mali krizi öncesinde kayda alınmayan türev işlemlerin 601 trilyon dolara ulaştığı, ancak krizin ardından yapılan araştırmalarda ortaya çıkarıldı. Ve bu büyük krizin en önemli nedenlerinden birinin bu kayıt dışı türev işlemler olduğu anlaşıldı. Ayrıca kaldıraçlı olarak yani krediyle yapılan bu işlemler, zenginler için açığa satış ve çıplak açığa satış türünden uygulamalarla bir kumara da dönüştürüldü.
Peki kayıt dışı işlemleri önlemek için neler yapıldı? 2008 krizi sonrası gerçekleşen G-20 toplantılarında, vergi cennetlerinin kaldırılması ve tezgâh üstü türev ürün alım satımlarının kayda alınması kararlaştırıldı. Bunun üzerine Amerikan Kongresi, Vadeli Emtia Ticareti Komisyonu'nu (Commodity Futures Trading Commission) tezgâh üstü işlemlerin kayıt altına alınması için Temmuz 2011'e kadar süre verdi. Ama Komisyon Başkanı Gary Gensler bu hafta sonu açıklama yaparak çalışmaların 2012 ortasına kadar bitemeyeceğini belirtti.
Anlayacağınız, mali krizlerin en önemli nedeni olan tezgâh üstü ya da kayıt dışı türev ürün işlemleri yine kayıt dışında kaldı. Yılda 68 trilyon dolarlık üretim yapılan dünyada bugün 601 trilyon dolarlık kayda girmemiş türev ürün işlemi yapılıyor. Ve kimse, "bu değirmenin suyu nereden geliyor" diye sormuyor. Sormayınca istikrarlı bir dünya ekonomisi kurmak hep gelecek yıllara kalıyor. Tabii işin gerçeği şu ki, kayıt dışı mali işlemler ABD tarafından "kayda alınmak isteniyor mu istenmiyor mu" o da tam olarak bilinmiyor. Söylenenlere değil, yapılanlara baktığınızda, zenginlerin kayıtdışı ekonominin haksız kazançlarından vazgeçmediği görülüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Yaşar Arşivi