Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Çok korkuyorÇok korkuyor

Çok korkuyorÇok korkuyor

Beş yaşında bir oğlum var. Eli çok yavaş, işlerini yapamıyor, yemeğini üstüne başına döküyor, kendini yaptığı işe veremiyor. Ben de çok titiz ve tez canlı bir insanımdır. O yüzden çocuğa izin vermiyor her şeyini kendim yapıyorum. Ama bunun çocuğa çok zararı oldu. Bu yıl anaokuluna verdim tuvalete bile gidemiyor, yemeğini yiyemiyor, ayakkabılarını giyemiyor. Bu konuda öğretmenden yardım istedim ama o da sorumluluğu bana yüklüyor. Oğlumu bir psikoloğa götürmem gerekir mi? G. A

Bu iyilik değildir

Anne babalar çocuklarının bütün sorumluluklarını üzerlerine alarak ona iyilik yaptıklarını düşünürler. Oysa çocuk bireysel becerilerini geliştirebilmek için sorumluluk almayı öğrenmelidirler. Üç yaşından itibaren çocuk ayakkabılarını giyebilir, dişlerini fırçalayabilir, yemeğini yiyebilir, tuvaletini yapabilir...Anne baba bu konuda ona Fırsat tanımalı ve desteklemelidir. Bazı anneler, "aşırı titizim, çocuk üstünü kirletiyor" diyerek çocuğun yemeğini kendileri yediriyorlar ya da onun yapabileceği şeyleri kendileri yaparak çocuğun yeteneklerinin körelmesine sebebiyet veriyorlar. Beş yaşındaki bir çocuk yemeğini kendisi yiyebilir, giysilerini giyebilir, dişlerini fırçalayabilir, yemekten sonra ellerini yıkayabilir... Siz çocuğa lütfen fırsat tanıyın, yardımcı olun ve ev kirlenecek diye endişelenerek onun önünü tıkamayın. Bırakın yemek yerken üstüne döksün, etrafı kirletsin bir zaman sonra kirletmemeyi de öğrenecektir. Sanırım çocuğu evde tuvalete siz götürdüğünüzden ve buradaki genel temizliğini de siz üstlendiğinizden çocuk okulda siz olmadan tuvalete gidemiyor. Eğer evde onun tuvaletini kendisinin yapabileceğini ifade ederseniz ve burada ne yapması gerektiği konusunda bilgilendirirseniz bu sorunun ortadan kalkacağına inanıyorum.
Acılarımı hatırlatıyor

Gençliğimden beri yağmurlu havalarda kötü oluyorum. İçime kötü bir şeyler olacakmış gibi geliyor. Evden çıkmak istemiyorum, akşama kadar uyuyorum. Şu an elli yaşındayım. Emekliliğimden sonra korkularım biraz daha arttı. Güneşi sevdiğim gibi yağmuru da sevmek istiyorum ama yağmur bana acılarımı hatırlatıyor. Babamı yağmurlu bir günde yolcu ettik, iki evladım da yağmurlu bir günde evlendiler. Bunun bir takıntı olduğunu biliyorum ama yine de atamıyorum. Dualarınızı bekliyorum. L. E

Yağmuru seyredin

Yaşadığımız bütün değişimler olumlu ya da olumsuz duygularımızı etkiler. Özellikle sonbaharda güneşin daha az görülmesi, havanın kapalı ve yağışlı olması ruh halimizde dalgalanmalara neden olabilir. Güneş ışınlarının azalmasıyla çıkan bu değişimi uzmanlar , melatomi hormonunun kapalı havalarda daha fazla salgılanmasıyla ilişkilendiriyorlar. Onlar bu duruma bağlı olarak kişide bitkinlik görülebileceğini ifade ediyorlar. Mevsimlerin değişimiyle, karamsarlık, bitkinlik, uyku hali, umutsuzluk, uyku düzeninin bozulması, sinirlilik hali görülüyorsa ve bu durum uzun süre devam ediyorsa bir psikiyatriste gitmek gerekir. Ancak ifadenizden anladığıma göre siz, yaşadığınız mevsimsel değişimi geçmişte yaşadığımız kayıplarla ilişkilendiriyorsunuz. Yani aslında yağmur size artık yanınızda olmayan sevdiklerinizi ya da geçmişte yaşadığınız acıları hatırlatıyor. Bunun gerçekle ilgisinin olup olmadığını değerlendirebilirsiniz. Zaten siz de bunun bir takıntı olduğunu belirtiyorsunuz. Yani, yakınlarımız herhangi bir mevsimde hayata veda edebilirler ya da sizden ayrılabilirler, yaşadığımız acılar da aynı şekilde haftanın herhangi bir gününe veya yılın herhangi bir ayına tekabül edebilir. Bunu kalıp bir düşünce haline getirdiğiniz için yaşadığınız sıkıntılar katlanıyor ve bu mevsim bir kayıpla karşılaşabileceğinizden endişe ediyorsunuz. Size bu düşüncenizin analizini yapmanızı tavsiye ederim. Hayatımızda böyle bir determinizm yok ve gelecekle ilgili neler yaşayacağımızı da bilemeyiz. Düşüncenizi analiz ettikten sonra yavaş yavaş yağmurlu havalarda dışarı çıkmaya çalışın. Yağmuru seyredin, yağmurun da güneş gibi Allah'ın bir rahmeti olduğunu düşünün...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi