Ahmet Doğan İlbey

Ahmet Doğan İlbey

Şehitler İçin Bir Daha “Ya Millet Başa” Diyoruz

Şehitler İçin Bir Daha “Ya Millet Başa” Diyoruz

Aziz şehitlerimiz için ve onları cepheye yollayan devletlû “efendi” ve komutanlara hitaben bir müddet önce nâçiz kelimelere döktüğüm yüreğimi kanatan sayhalarımı ve beyanlarımı tekrar “acıyan yerimden” çıkarıp âyet emrine bağlı olarak atom bombasından daha yakıcı bir şekilde muhatapların sağır ve ebleh dimağlarına bir daha tebliğ ediyorum.

Her şehit haberi geldikçe o mübârek şehitlerle birlikte “vurulup vurulup kıvranıyor” millet. Öfke ve figan Anadolu’yu sarıyor, öfke ve gözyaşı anaların, babaların, eşlerin, çocukların ciğerlerini dağlıyor, öfke ve acı damar damar, yürek yürek büyüyor.

Bu öfkede nefs ve kin yok. Bu öfkede menfaat ve hınç yok. Bu öfkede Allah (c.c)’ın âyetlerine, Hz. Peygamber (s.a.v)’in sünnet ve hadisine aykırılık yok. Kadere ve kazaya, Allah (c.c)‘ın ecel vaktini yazdığına inanıyoruz elhamdülillah. Şüphesiz ki Allah (c.c), âyetinden bildirdiği üzere her kul bir vesile kılınarak ölecektir ve şehitlik mertebesine ulaşacaktır. Âmenna!

Fakat efendi! Düşman, yani PKK azıttı, haddini bilmez oldu, kan içen vampirlere dönüştü yine. Askerlerimizi ve polislerimizi peş peşe şehit etmeye başladı. Karakollar yine şehit kanlarına boyandı.

Bu ülkede çeyrek asırdır hep Mehmetçikler ve polisler şehit edilir. Siyah Türkler ve Siyah Kürtler, yani Müslümanca yaşayan millete aidiyeti olanlar PKK’yla savaşır, şehit olur, sakat kalır ve sonunda bir hanede yazgısına razı yaşarlar. Bu fedakâr ve sâdık, Müslümanlığıyla temayüz etmiş gençleri, bu, hesapsız vatansever delikanlıları, bu, kıt kanaat geçinen ailelerin çocuklarını sen iyi tanırsın efendi!

Askerlik zamanları geldi mi hiçbir kaçamağa, bürokratik üçkağıda, sahte sağlık raporuna, yurt dışı ikametlerine tenezzül ve tevessül etmezler. Askerlik çağları geldi mi gâzâya gider gibi giderler sülüslerinde yazılı kıtalarına.

Kandil Dağı’nın yakacaksın efendi! Fakat düşman Kandil Dağı’ndan ziyade şehirlerin, ilçelerin içinde ve cangıllarındadır. Gündüz işçi, memur ve esnaf sûretinde görünüyor, geceleri veya birkaç adım ötede kılık değiştirmiş PKK iblisine dönüşerek kanlı eylemlerin faili olabiliyor.

O bakımdandır ki habire Kandil Dağı’nı bombalamakla kaç PKK’lının itlaf edildiği de meçhuldür. Âcilen dahilde gizlenmiş, pusuya yatıp saldıran PKK’lılarla nasıl mücadele edileceğinin tâlimini yapmak gerek.

Bu fecaat hâl üzere silahlı gördüğün her PKK’lıyı meydanlarda asıp sallandıracaksın. Savaştır bunun adı. Savaş açan düşman alçaklığın, namussuzluğun, canavarlığın bütün icaplarını ve şenaatını taşıyarak saldırıyor. O zaman açıp Kur’an-ı Kerim’i, böyle bir düşmana ne yapılır, okuyup gereğini yerine getireceksin efendi! Kısasa kısas; âyet böyle buyuruyor.

Asıp sallandırmazsan olmaz efendi! Bu şenî ve cinaî meseleler için âyet var. “Müşrikler sizinle toptan savaştıkları gibi, siz de onlarla toptan savaşın” (Tevbe / 36). “Sizlinle savaşanlarla siz de Allah yolunda savaşın ve aşırı gitmeyin. Şüphesiz Allah aşırı gidenleri sevmez” (Bakara /190).

Bak efendi, şu âyet üzere silahlı yakaladığın her PKK’lı ve yandaşı teröristi görünür yerlerde ibret için asacaksın: “Kendilerine haksız yere saldırılan kimselere savaşma izni verilmiştir. Şüphesiz Allah onlara yardım etmeye kadirdir (Hacc suresi / 39-40)

Namussuz PKK’nın Kürtçü ideolojisiyle bölgedeki Kürt insanımızı asla bir görmeden, onların tırnağına dahi zarar vermeden silahlı her PKK’lıyı âyet üzere meydanlarda asacaksın efendi! Asacaksın ki, İslâm’ın merhamet, sevgi ve korkusunu aynı anda yaşamalı bu cânî insanlar.

Dünyada hiçbir örgüt iç ve dış destek almaksızın teçhizatlı silahlarla eylem yapamaz, kumandalı bomba patlatamaz, roketatar füzesi fırlatamaz. Dolayısıyla PKK denen örgüt canavarca eylemleri tek başına gerçekleştiremez. Güvenlik güçlerin ve istihbaratçıların arasında PKK’ya bilgi veren ve göz yuman hainler var.

Ordu içindeki İsrail ve Mossad’dan istihbarî yardımlar alan Jitemci ve Ergenekoncu artıkları yine iş başındalar. Kandil canavarlarına el altından eylem plânları taşıyorlar. Bâzı dönemlerde PKK saldırılarının emir ve bilgilerini Ergenekoncu cunta yanlısı vicdansız, alçak ve namussuz bir kısım asker ve istihbaratçılar veriyor.

Milletten aldığın destek bu alçak ve ebleh zümreyi rahatsız ediyor. Egemenliklerinin son bulacağı korkusunu yaşıyor derin Türk ve Kürt ulusalcı zümreler. Bu zümrenin ve askerî vesayetin hâkim olduğu anayasayı değiştirmeden bu pislikleri asla temizleyemezsin efendi! Anayasayı değiştireceksin ki, bütün güvenlik güçlerinin yapıp ettiklerini, iyiyi kötüyü, çalışanı çalışmayanı bilesin ve kontrol her bakımdan Meclis’te olsun.

Hz. Ömer Efendimizin cehdince kararını verip general ve komutanları asıl işi olan PKK’yla adam gibi savaşmak üzere gönderip “PKK dışında bir Allah kulunun ekinine, koyununa, samanına dahi dokunmadan teröristleri temizleyip öyle döneceksiniz kışlalarınıza” diye emir vereceksin. Emre itaat etmeyeni görevinden alacaksın.

Bu ülke ki, devasa ordusu bir avuç PKK’lıyla çeyrek asırdır baş edemiyor. Ülkenin generalleri ve komutanları beş yıldızlı lojmanlarda, tatil evlerinde ve gazinolarda semiriyorlar. Bu ülke ki, hafta geçmeden askerleri ve polisleri şehitleri oluyor ve yüreklere ateş düşüyor. Fakat bu ülkenin idarecileri, komutanları ve siyasî liderleri utanmadan içi boş protokol beyanatlar yarıştırmakla meşguller Bu, böyle devam edip gidiyor çeyrek asırdır.

Bu ülkenin 790 bin muvazzaf asker kadrosu, 360’a yakın generali var. Savaş için yetiştirilmiş binlerce subay sözde tetikte bekler. Fakat nasılsa, analarının, eşlerinin başörtüsüne “bir metrelik bez parçası” denilen Müslüman Türk ve Kürt Anadolu çocukları PKK’yla savaşıyor.

Bu ülkede İslâmî sosyal adalet yok efendi! Kapitalizmin azgın iştihası içinde yaşayan milyonlarca güruh var. Ülkenin kremasını yiyen generalden sivile nemelâzımcı, lüpçü, eyyamcı, rantçı büyük bir kitle var. Bunlar için mi PKK’yla savaşıyor bu gençler?

Hayatını Müslümanca yaşayan milletle hiçbir organik bağı olmayan ciğeri beş para etmez azgın kapitalist nemelâzımcı ulusalcı, laikçi ve irtica sendromuna tutulan zümreler için mi askere koşa koşa gidiyor bu asil delikanlılar?

Bu karaktersiz ve millet düşmanı egemen zümreler bombalardan ve terörden uzak rahatça semirsinler, hayvanlar gibi eğlensinler, yiyip içsinler diye mi şehit oluyor bu masum Anadolu çocukları?

Ah, efendi! Anadolu’da Müslüman Türk ve Kürt anaların, babaların ciğerleri yanıyor? Vatan-ı İslâmiyye aşkı olamasa askere gidecek genç de bulamayacak Genel Kurmay?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Doğan İlbey Arşivi