Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Geç kalmış demokrat

Geç kalmış demokrat

Takıntılı yazarınız yemedi içmedi, yeni bir CHP yazısıyla daha çıktı karşınıza.

Okuyalım:

Konu, Mustafa Sarıgül’ün, kurmay heyetiyle yaptığı toplantıdan sonra CHP’ye katılma kararı alması... Kurmay heyetinde kimlerin yer aldığını bilmiyoruz.

Bu kararın alınmasına, Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Sarıgül’le birlikte çalışmak istiyoruz” açıklaması etki etmiş.

Hayırlı uğurlu olsun.

Birlikte çalışma iradesi göstererek “solu bütünleştirme” konusunda dev bir adım atan Kemal Bey, “daha önce birlikte çalıştıklarının” açıklamalarına ne diyor acaba? Merakımı muciptir...

Berhan Şimşek, daha önce birlikte çalıştıklarından biriydi... En mutemet isimlerdendi hatta. Milletvekili listesine konulmadı ama kısa süreliğine de olsa İl Başkanlığı yaptı.

Sonra ne oldu?

İddiaya göre, Kemal Bey, verdiği sözleri tutmadı ve Şimşek açığa düştü.

Mustafa Sarıgül’ün partiye katılmasıyla büyük bir ivme yakalayacak ve inşaallah iktidarı oluşturacak oy çoğunluğuna ulaşacak Kemal Bey şu sıra “daha önce birlikte çalıştıklarının” sistematik eleştirilerine maruz kalıyor.

Berhan Şimşek bunlardan biri.

Çok pis (olumlu anlamda pis) eleştiriyor, hassas noktalara vuruyor.

Mesela diyor ki Şimşek (Oda TV iddianamesine giren Halk TV pazarlığından bahisle) “Yazılanlar doğruysa Deniz Bey’i tezgâh ve kumpasla tuşa getirmeye çalışmışlar.”

Doğrudan olmasa da, Kemal Bey’i suçluyor.

Hani, Kemal Bey “görüşmedim” dediği Oda TV muhabiri İklim Bayraktar’la 1.5 saat kadar görüşmüş, Bayraktar da (muhtemelen) bu görüşmeden sonra Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nu arayarak “Adama büyük balığı getireceğim yardımcı ol diyorum, oralı bile olmuyor” diye dert yanmıştı ya...

Şimşek, bu görüşmeleri kuşkuyla karşılıyor şimdi.

Haklıdır.

Kemal Bey’in Oda TV’yle münasebeti, inkâr ettiği görüşmeyle sınırlı değil elbette...

Kalbi bir münasebeti de var...

Soner Yalçın tutuklandığında ne demişti? “Soner Yalçın’ın kitaplarını büyük bir beğeniyle okuyorum. Kaya gibi adamdır Soner Yalçın, soy ismi gibi yalçındır...”

İddianameyle birlikte, Oda TV’nin, büyük çoğunluğu “gazetecilik” çerçevesinde görülemeyecek “faaliyetler kalemi” ortaya saçıldı.

Bu faaliyetleri de savunacak mı Kemal Bey? “Kaya gibi adammış gerçekten de, ne de güzel gazetecilik yaparmış, büyük bir beğeniyle izliyorum” diyecek mi?

Berhan Şimşek, “yazılanlar doğruysa” diyerek rezerv koyduğu iddialarını temellendire dursun, şu soruma cevap vermesini rica ediyorum kendisinden:

Buyuruyor ki, “O gün (27 Nisan muhtırasının verildiği gün) ben istifa ettim. Otelde istifa mektubumu yazdım. ‘Askerî vesayette ben siyaset yapmam’ dedim. Ancak Tekirdağ Milletvekili Erdoğan Kaplan, ‘Adın çıkmış dokuza inmez sekize. Seçimlere üç ay kalmış’ diyerek yırttı attı. Öyle bir muhtırayı kabul edebilmek mümkün değildir. Askerin postalıyla, dipçiğiyle bir ülkede demokrasi olmaz.”

Soru şu:

Bugün konuşuyorsunuz da, partinizden adamlar (Baykal, Öymen, Serter) şelek şelek muhtıraya destek açıklaması yaparken, hiç değilse, “Yapmayın arkadaşlar, bu muhtırayı kabul edebilmek mümkün değildir” diye, alçak sesle de olsa fısıldama gereği duydunuz mu?

Fısıldadıysanız, biz niçin duymadık?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi