Aziz Üstel

Aziz Üstel

İran yönetiminde ‘Türkiye mi olacağız’ korkusu

İran yönetiminde ‘Türkiye mi olacağız’ korkusu

İran’ın dini önderi Hamaney’e akıl verenlerden General Safevi, Türkiye’nin İsrail’e yönelik duruşunun “siyasi girişimlerden” öte hiçbir anlam taşımadığını söylemiş; “Türkiye’yle İsrail’in dostluğu sürüyor” demiş. Bu açıklama bile, Türkiye’nin bölgede gittikçe artan gücünden, İran’ın ne kadar rahatsız olduğunu gösteriyor. Türkiye’nin bölgesel bir güce dönüşmesi, Kuzey Afrika’da da bayrağını dalgalandırması, üzerindeki ölü toprağını atması, pısırıklıktan sıyrılması, bölgenin dizginlerini eline almak isteyen İran’ı çok rahatsız etmekte. İran’ın bir türlü ihraç edemediği, kendine özgü devrimine, son

yıllarda en büyük darbeyi Başbakan’ın Kahire’de Mısır halkından laik bir devlet kurmasını istemesi vurdu. Hele de Tayyip Bey’in her dine hoşgörüyle yaklaşılması gerektiğini söylemesi, bireysel hak ve özgürlüklerin altını çizmesi, İran yönetimini çileden çıkardı tabi. İşte bu yüzden İran, Çin ve Rusya’yla “füze kalkanları” oluşturmak için uğraşıyor. Çok yakın geçmişte, ülkemizde halkın yüreğine “Türkiye, İran olacak” korkusunu salmaya uğraşanlar sus pus olmuşken, İran yönetimini “İran, Türkiye mi olacak?” korkusu sardı bugün. Hep söyledim, günde onbeş dakika ayırıp Ahmet Davudoğlu’nun “Stratejik Derinlik” kitabından bir kaç sayfa okusaydınız, Türkiye’nin, dış politikada nerden nereye geleceğini çok önceden kestirir, Türkiye İran olacak diyenlerle dalganızı geçerdiniz.

İlgilisine deyun yeter da!

Temel ağır bir kalp krizi geçirmiş. Aylarca tedavi gördükten sonra taburcu olurken doktoru, “Temel Bey kalbiniz 15 yaşındaki bir delikanlınınkinden farksız artık. İsterseniz sahaya çıkıp top bile oynayabilirsiniz!” demiş. Temel eve koşmuş, Fadime’ye sarılmış: “Karicuğum iyileştim. Bu gece gel seninle vahşi aşk yaşiyalum!” Fadime başını sallamış:
“Bilemeyrum. Böyle bir aşk kalbini zorlayabilir. Ama doktor bir rapor yazıp imzalarsa olabilir.

“ Temel doğru doktora koşmuş. Doktor da raporu hemen yazacağını söyledikten sonra sormuş: “Karınızın adı neydi? Ona hitaben yazayım raporu.”
Temel ağzı kulaklarında: “Boşverin doktor. Olayı kişiselleştirip kapsamı daraltmayalım. ‘İlgilisine’ deyun yeter da!”

(Bilger Duruman’a teşekkürler)



James Bond’dan Cezmi Band’a

Neredeyse elli yıldır Ian Fleming’in yarattığı, Sean Connery ile sinemada da zirve yapan James Bond fırtınası eser dünyada. Kitapları toplam 100 milyon satmış, filmlerin gişe hasılatıysa milyarlarca dolarla ölçülüyor. Yeni James Bond filminin açılış sahneleriyse Türkiye’de çekilecekmiş. Bu bana çocukluktan yeni yeni sıyrıldığım yıllarda izlediğim, rahmetli Öztürk Serengil’in “Cezmi Band 007 Buçuk” filmini hatırlattı. Selma Güneri ve Sevda Ferdağ “Band Kızları”nı oynuyorlardı! Cezmi Band şarkısı da pek tutmuştu: “Casusları avlarım/Piliçleri tavlarım/hem keskin nişancıyım/hem de yumruk sallarım/Şifreleri çözerim/Planları sezerim/Yorganda pire bulsam/Casus diye ezerim./ Bu film, Bond’un “Rusya’dan Sevgilerle” adlı yapımından hemen sonra gösterime girmişti Türkiye’de ve gişe rekorları kırmış, biletler karaborsaya düşmüştü. “Tabancam otomatik/Her dakka elde tetik/Oturuşum kalkışım/Sempatik mi sempatik!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aziz Üstel Arşivi