Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Masumların yaşama hakkını yok sayan uygulama!..

Masumların yaşama hakkını yok sayan uygulama!..

İdam cezasının kaldıranları ve kaldırılması için el kaldıranları bir kez daha kınıyor, büyük bir yanlış yapıldığını hatırlatmak istiyorum. Çünkü, herne sebeple olursa olsun idam cezasının kaldırılması canilerin yaşama hakkını garanti altına alırken masumların yaşama hakkının önemsenmediği anlamına gelmektedir. Birisi çıkıp herne sebeple olursa olsun 5-10 yaşındaki çocukları kaçırıp tecavüz ediyor, arkasından da öldürüyorsa bu kişinin hayatını devam ettirmesinin anlamı olamaz. Kaldı ki çocuklara tecavüz başlı başına en ağır cezayı gerektirir. Masumların yaşama hakkını önemsemeyen, buna karşılık sıra canilere geldiğinde yaşama haklarını kutsal kabul eden ve onu koruyan bir hukuk düzeninin tartışılması gerekir.

Dünkü gazetelerde üç cinayet haberi yan yana yer alıyordu. Bunlardan ilki bir bayram günü Kayseri'de evlerinden çıkıp bir daha geri dönmeyen uzun zaman sonra öldürüldükleri anlaşılan üç yavrunun katilinin üç kez müebbet hapse mahkum edildiği ile ilgiliydi. Hemen sormak istiyorum değil üç kez 13 kez müebbet hapse mahkum edilse ne olur? Ölen yavrular geri gelir mi? Yaşanan acı hafifler mi? Ve yine değil üç kez 13 kez müebbet hapse mahkum edilmiş olsa hayatını sürdürmeye devam etmeyecek mi? Böyle bir yargılama sistemi olabilir mi? Hemen belirteyim ki yaşama hakkı en başta gelen haklardan birisidir ve devletin asli görevlerinden birisi vatandaşların yaşama hakkını korumaktır. Ancak, masum yavruların yaşama hakkını koruyamayan devlet sıra masumları katledenlerin yaşama hakkını korumaya gelince bunu sağlayabilmek için var olan idam cezasını kaldırıyorsa ortada bir terslik yok mudur?

İkinci haber ise 8 aylık hamile bir kadın ile 3 yaşındaki kızını öldüren katillerle ilgili. Katiller yakalanmadı ama yakalansalar ve yargılansalar, suçları kesinlik kazansa ne olacak? En fazla müebbet hapse çarptırılacaklar. Anne ve yavrusu ölmüş, henüz doğmamış yavrusu ise yetim kalmış. Kısacası birileri kendilerine göre bir takım gerekçeler üretecek, hastalıklı beyinlerinin ürettiği bu gerekçelerin peşine takılarak insanları katledecekler ama yakalanmaları halinde suçları kesinlik kazanmış bile olsa onların yaşamları kutsal sayılacak, masum yavruların hayatı onlar kadar kutsal ve korunmaya değer olmayacak!

Bir süre önce de teröristler 6 genç kızı acımasızca saldırmışlardı. Terör olayları bunlarla da sınırlı değil. Ancak, ister terör olayı olsun ister münferit bazı cinayetler olsun netice itibariyle insan hayatını hiçe sayan, kendilerinden başkasının yaşama hakkına saygı duymayanların işlediği cinayetlerdir.

Bu bakımdan terör sebebiyle işlenen cinayetler ile bir takım kişilerin bir takım zaafları sonucu işledikleri cinayetler olsun, failleri yakalandığında eğer suçlularla ilgili kesin deliller var ise bunun karşılığı kesinlikle cana can olmalıdır. Buna isterseniz kısasa kısas diyelim. Aksi halde toplumda can güvenliğini sağlayamazsınız. Bir kişi işlediği cinayetin sonunda yakalandığında canından olacağını bilirse sanıyorum böylesine rahat, gözünü kırpmadan cinayet işleyemez, insanları bu kadar rahat öldüremez. Kısacası idam cezasının caydırıcı özelliği vardır. Gerçi birileri çıkıp idam cezası varken de infaz edilemiyordu diyebilirler. Uzun yıllar idam cezalarının infaz edilmemiş olması, edilemeyeceği anlamına elbette gelmez, gelmemelidir.

Hemen belirteyim ki eğer bir toplumda canilere yaşama hakkı varda masumlara yoksa ya da masumların yaşama hakkı güven altına alınamıyorsa yeni bir anayasa hazırlanması bile detaydan ibaret kalır. Masumların yaşama hakkını ciddiye almayan bir uygulama nereden gelirse gelsin, hangi sebeple hayata geçiriliyor olursa olsun bunun mantığı yoktur. Özellikle de Avrupa Birliği idam cezasının kaldırılmasını istiyor diye bir savunmanın arkasına sığınmak mümkün değildir. Her toplum kendi değer yargıları çerçevesinde kurumlarını ve yasalarını oluşturur, oluşturmalıdır. Başkalarının eteğine tutunup bir yerlere varmaya çalışmak beraberinde kimliksizliği getirir. Ne kendimiz olarak kalabiliriz ne de benzemeye çalıştıklarımız gibi olabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi