Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Büyük millet!

Büyük millet!

Büyük devlet, büyük ülke, büyük millet olmak kolay değil. Tarihte olduk. Yine oluruz, ama önce şu kurtarıcılardan kurtulmamız, küçük, ufuksuz, dar kafalı adamlardan kurtulmamız gerek.

Bir kahtı rical döneminin ardından şimdi yeni yeni büyük hayaller kurmaya başladık..

Büyük millet, kendi büyüklüğünü başkalarının başına kakmaz. Bu onu küçültür..

Büyük millet, asildir. Kerimdir. Adildir, merhametlidir, mütevazıdır.

Büyükler için tevazu onların süsüdür.. Küçük ama asil ruhlar ise izzet sahibidir..

Meclis’teki yemin bırakın Kürtleri, beni bile rahatsız etti.. Orada Arabı, Kürdü, Süryanisi var. Gürcüsü, Çerkezi, Boşnak’ı, Arnavudu var. Siyah derililerin beyaz derililere sadakat yeminini hatırlatıyor bana.. Bu ayıp bize Mahmut Esat Bozkurt zihniyetinin mirasıdır. Bu adam CHP’nin meşhur adalet bakanıdır. Türkiye’deki en ünlü ırkçılardan biridir. “Bu memleketin efendisi Türk’tür, öz Türk olmayanların görevi hizmetkar, köle olmaktır” diyen biridir. Kafatasçı, faşist bir adam. Aynı zamanda Kemalist biri olduğunu söylemeye gerek yok.

Bu yemin de CHP zihniyetinin ürünü olduğu gibi darbeci zihniyetin de ürünüdür.. And, aynı zamanda Kemalist bir dayatma içeriyor. “Atatürk ilke ve inkılablarına sadakat” yemini oradan geliyor.

Ne yani şimdi bu yemin edenlerin hepsi devletçi mi?

Atatürk ilkeleri dediğiniz şeyler, şu CHP’nin, 19. yy’da kalmış, o zamanki Avrupa devletlerinden derlenen altı oku değil mi? Aslında bu Atatürk ilke ve inkılablarına bağlılık andı içerken, CHP’nin temel ilkelerine bağlılık andı içmiş olmuyor musunuz? O günlerde CHP’liler gün geliyor birbirini yoldaş diye selamlıyorlar, gün geliyor Hitler’e saygılarından onun gibi bıyık bırakıyorlar, Musolini rejimini “terbiye diktatörlüğü” diye selamlıyorlardı.. Bunların “Ulus devlet”i de, “çağdaşlığı” da 19. yy da kaldı.. Hiç “Cumhuriyetçi” olmadılar aslında. Beyaz Türklerden oluşan tek adam rejimi, monarşi ya da tek partiye dayalı oligarşik bir düzen kurdular. Bir tiranlık da denebilir, ama aslında hiçbirine benzemiyor, ya da hepsinden bir parça alınmış gibi. Laiklik diyorlar ama ideolojilerini dinleştirmekten de geri durmadılar. “Türkün yeni Amentüsü” bunların zihninin ürünü. “Türkün dini Kemalizmdir” diyenler de bunlar değil mi? “Dinde reform” planları yapanlar da!

CHP hâlâ TEK PARTİ! Zaten eğer CUMHURİYET Partisi varsa diğer partilerin varlığı siyasi bir figüranlıktan başka ne olabilir ki!

6 Ok’u sayabilir misiniz bana, Halkçılık, Devletçilik, Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Laiklik, İnkılabçılık.. Bunların tümü, iddia edildiği gibi Mustafa Kemal’in fikri değil. CHP’lilerin Rusya’dan, Fransa’dan, İtalya’dan derlediği şeyler. Mustafa Kemal bunlardan sadece inkılabçılığı savunmuştur..

Bir Kürt ya da Arap, “milliyetçiliği” nasıl anlayacaktır?

Belki Anayasa değişikliğine bu and’dan başlamak gerek. Ve tabii okullarda okutulan andın da, memuriyet andının da buna göre yeniden düzenlenmesi gerekiyor.. İmamları memur yapacaksınız, din görevlisine laiklik andı içireceksiniz. Laik bir ruhban ya da ruhani.. Laikliğin ruhunu katledeceksiniz böyle yaparak, sonra da laik olduğunuzu söyleyeceksiniz.. İslam’da ruhban sınıfı olmamasına rağmen bir de ruhban/din adamı sınıfı icad edeceksiniz, İslam’ın da ruhuna kasdedeceksiniz, bunun adına da çağdaşlık diyeceksiniz. Güldürmeyin insanı.

Andı değiştireceksiniz. Narsist histerilerden kurtulacağız.. Türkü Türke methetmekten vazgeçeceğiz, başkaları bizi yüceltecek.. Bunun için zihinsel bir sıçramaya ihtiyacımız var. Övgü ya da sövgüyü bırakıp kendi geçmişimizle yüzleşmemiz, barışmamız gerekiyor.. İnanç, tarih, kültür, gelenek bunlar savaş alanı olmaktan çıkartılmalı. Adil, kerim, yüce devlet, kendi kendisi ile barışık ve özgür bir halk. Hep birlikte bunun için çalışmalıyız..

Anayasanın başlangıç maddesini de ya tümden ortadan kaldıracaksınız ya da değiştireceksiniz. O da yetmez, CHP’nin adı da değişecek, “Cumhuriyet” değil “Cumhuriyetçi” parti olacak.

Anayasanın başlangıç bölümü ya yeniden yazılmalı, ya da kaldırılmalı. Yazılacaksa, adalet, barış, özgürlük, insan hakları, katılımcı, çoğulcu, şeffaf bir hukuk devletinden söz edilmeli. O And Anayasadan da okullardan da memuriyetten de tamamen çıkartılmalı. Resmi ideoloji ve resmi tarih dayatması son bulmalı..

Belki devletin parlamento iradesini beyan etmesi açısından, norm hukuka benzer bir statüde, Meclis üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu ile kabul edilmek, değiştirilmek ya da iptal edilmek üzere, devlet bildirileri/milli irade beyanı şeklinde beyannameler yayınlanması usulü getirilebilir.

Selam ve dua ile.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi