Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Sudan yolunda

Sudan yolunda

Bugün Dr. Ramazan Uçar ve bir grub arkadaşla birlikte Hartum’a gidiyoruz.. Birkaç günlük kısa bir seyahat olacak..

Sudan’da bizim işadamlarımız da var, yardım kuruluşlarımız da.

Sudan çok büyük bir ülke, aslında zengin de ama, aması var işte.. Arap ve zenginlerin çoğunlukta olduğu bir ülkeden söz ediyoruz. Ekonomik ve politik sorunları var.

Sudan’da Çinliler daha stratejik yatırımlara sahip..

Aslında herkes için önemli bir yatırım alanı. Tarım, sanayi, hayvancılık, üretim ya da ticaret için önemli bir yatırım alanı. Ama’sına gelince güvenlik sorunu, altyapı, mevzuat, adam kayırma, bürokrasi ve “bahşiş”.

Bütün bunlar üst üste gelince 3 günde yapılacak iş beş güne, on kuruşa yapılacak iş 25 kuruşa maloluyor. Temel ihtiyaçlar ağır bastığı için kalite ve estetik 2. planda. Ve piyasa oluşmadığı için rekabet de yok, sonuçta piyasada tekelleşmeye yol açıyor. Herkes her şeyi devletten beklemeye başlıyor.. Feodal ilişkilerin yön verdiği siyaset bazen iktidar kavgalarına, bazen da siyasetin belli kadroların eline geçmesine sebeb oluyor.. Derin yapılar oluşuyor. Bu duruma karşı çıkanlar da Mafyalaşıyor.

Bütün bunları biz daha önce yaşadık..

Sudan Afrika’nın en geniş 3. ülkesi. Kuzeyde Mısır, kuzeydoğuda Kızıldeniz, doğuda Etiyopya ve Eritre, güneyde, Güney Sudan, batıda Orta Afrika Cumhuriyeti ve Çad, kuzeybatıda da Libya var. 2.506 milyon km2’lik yüzölçümü ile dünyanın en büyük 10. ülkesidir. 45 milyon nüfusu ile dünyanın en büyük 26. Afrika’nın 5. nüfusu.

Sudan 2011’de bölündü ve Güney Sudan kuruldu. Resmi dil Arapça.. Ayrıca halk tarafından Nübyece, Beja, Fur, Nuban, Ingessana gibi diller konuşuluyor. Halkın % 70’i Müslüman, % 25’i animist ve yerel dinler. % 5’i Hıristiyan’dır. Müslümanların çoğunluğu Sünni (Şafii ve Maliki).

Türkiye’nin risk alıp bu dost ve kardeş ülkelerde ekonomik, sosyal, kültürel anlamda varlığını artırması, varolan ilişkileri güçlendirmesi gerek..

Bu anlamda basına ciddi bir şekilde destek vermek gerek. Mesela TİKA bu ülkelerde temsilcilik açacak basın yayın kuruluşlarına ve STK’lara teşvik vermeli..

Merkez Bankası bu ülkelerdeki yatırımlarımızın desteklenmesi konusunda oradaki resmi bankalarla işbirliğine gitmeli.. Dahası, eğitim kurumları arasında öğrenci değişimine ve öğretim üyesi değişimine önem vermek gerek. Bu açıdan MEB ve YÖK’e büyük görevler düşüyor.

MİT’in dış istihbarata bir de bu açıdan yaklaşması gerek. Sadece siyaset ve terör değil, ekonomik açıdan da istihbarat çalışmaları yapılmalı, riskler ve ihtimaller, fırsatlar konusunda da çalışmalar yapmalı. Dışa açılan kişi ve kuruluşlara bilgi vermeli ve onları riskler, fırsatlar konusunda uyarmalı. Tabii bu anlamda diplomatik merkezlerimizin de daha aktif olması gerekir bu anlamda.

Mesela bizim TUİK de aslında bu ülkeler hakkında teşebbüs hürriyeti gibi, ekonomik alanlarda not verebilir.. Dışişleri, İnsan Hakları kuruluşları ile işbirliği yaparak İnsan Hakları raporu yayınlayabilir..

Bana kalırsa Milli Güvenlik Kurulu yılda 2 kez, MİT her ay bir rapor yayınlamalı.. Almanya’da Anayasa Koruma Kurulu’nun yaptığı gibi bir şey bu.. Mahkeme kararları ve savcılıklar, evlenme ve boşanma istatistiklerine bakarak, TÜBA ile işbirliği yaparak üniversitelerin gelişmelerle ilgili stratejik ön görülerini ve tedbirleri tartışmaya açık bir şekilde yayınlamak gerek. Ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasi anlamda stratejik planlar yapılması ve bu konulardaki tartışmalara bilimin yol göstermesi gerek.. Bilgi sahibi olmadan kanaat sahibi olmamak için bu şart.

Türkiye bu konuda model bir ülke olmalı.

Eğer biz yeni bir medeniyetin kurucu öncüleri olacaksak, bunu kendi uygarlık havzamızda test etmemiz gerekiyor.. Biz bütün insanlığın hayrına olacak bir çözümü kendi hayat tecrübemizle test etmemiz gerekiyor.

Bizim yaşamak zorunda kaldığımız acı tecrübeler, bizden sonrakiler için baht kaynağı olmalı..

Bugün dünyadaki 200’e yakın ülkeden 110 tanesinde Müslüman bakiyesi ve Ortodoks bakiyesi var. Hilafet ve Patrikhane üzerinden 110 ülkenin kalbi, yüz yıl öncesine kadar İstanbul’da atıyordu. Bu gerçek, bize tarihi bir misyon yüklüyor.. Bunu görelim.

Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi