Feyzullah Birışık

Feyzullah Birışık

Pimi çekilmiş bir bomba!!!

Pimi çekilmiş bir bomba!!!

Ebû Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

- "Gıybet nedir, bilir misiniz?"

- Allah ve Resulü daha iyi bilir, dediler. Hz. Peygamber:

- "Gıybet, din kardeşini hoşlanmadığı bir şey ile anmandır" buyurdu.

- Söylenen ayıp eğer o kardeşimde varsa, ne dersiniz?" diye soruldu.

- "Eğer söylediğin şey onda varsa gıybet ettin; yoksa o zaman ona iftira ettin demektir," buyurdu. (Müslim, Birr 70. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 35; Tirmizî, Birr 23)

Resûlullah aleyhisselam ashabına bazen soru sorup kendisi cevaplayarak öğretirdi… Bu öğretme metodu çok etkili bir metoddur. Yukarıdaki hadisimizde de bir grup sahabesine belki de çok iyi bildikleri bir soruyu yöneltiyor…

Burada sahabeler Resûlullah aleyhisselamın öğretmek amacıyla soru yönelttiğini bildikleri için saygıda kusur etmeyip, en iyi tanımı kendisinin yapması için ‘Allah ve Resulü daha iyi bilir’dediler…

Bu hadisimizde sahabelerin saygılı olduklarına şahit oluyoruz… Sorulan soru, gıybet… Birçoğumuzun hafife aldığı, önemsemediği, küçük gördüğü, belkide günah olarak algılanmadığı bir konuyu soruyor sahabelerine…

Verilen gıybet sorusunun cevabı bir çırpıda anlaşılıyor… Fakat peygamber efendimizin gıybet tanımında akla bir soru geliyor ve bu sorunun da cevabı bu tanımda yer almıyor…

Eğer sahabeler peygamber efendimizi ve anlattığı konuları önemsememiş olsalardı gıybeti öğrendik, der oracıktan uzaklaşırlardı…

Fakat öyle olmadı… Söylenen ayıp o şahısta yoksa ne olacaktı peki? Bu önemli bir sorudur. Burada şuna da dikkat çekiyoruz: Söylenilen şeyin o kişide olmaması en kötü ihtimal yalan olarak algılanabilirdi… Bunu görmek sahabeye hiçte zor gelmezdi…

Karşılarında Allah’ın resulü varken kendi kanaatleri çokta önem kazanmazdı… Bu inanç ışığında ilk sorularını yönelttiler:

- Söylenen ayıp eğer o kardeşimde varsa, ne dersiniz?" diye soruldu. Bu soru karşısında peygamber efendimiz aleyhisselam önce gıybeti hatırlatıyor daha sonra da sordukları sorunun cevabını veriyor:

- "Eğer söylediğin şey onda varsa gıybet ettin; yoksa o zaman ona iftira ettin demektir."

Sahabelerin gıybet tanımında sordukları soru, iftiranın tanımını da beraberinde getirdi… Gıybet ve iftira…

Her ikisi de insanı oldukça rahatsız eder… İnsanın kişiliğine, haysiyetine, konumuna ve insanlar katındaki değerine zarar veren iki pis birer virüs…

Gıybet ve iftira mikrobu sadece insana zarar verir… Burada şöyle bir soru akla gelebilir: Allah’ın isim ve sıfatlarına, ya da İslam dininin her hangi bir ibadet dediği bir emrine saygısızlığın olmadığını görüyoruz…

Peki, gıybet ve iftira neden haram?

Allah-u teala yarattığı tüm insanların maddi ve manevi haklarını üzerine almıştır… Kullarını üzecek bir davranışı sevmez… Kâfirleri sevmeyen Allah-u Teala kâfir birinin malının çalınmasını istemez…

Buradan anlaşılıyor ki Allah insanların haklarını üzerine almıştır ve bu da bir nimettir…

Şimdi gıybetin tanımına tekrar dönelim:

Kardeşinin hoşlanmadığı… Senin hoşlanıp hoşlanmaman okadar da önemli değil… Yapılacak bir davranışın hoş mu yoksa değil mi olduğuna sen karar veremezsin…

Senin için önemsenmeyen bir şey başka kardeş için çok önemli olabilir… Kardeşlerin arkasından konuşmak çok tehlikeli ve en az üç kişiye zarar veren bir bombadır aslında… Şimdi ara bir başlık atıp konumuzu inceleyelim inşaallah…

Gıybet ve patlayan üç bomba

Gıybet eden kişi dinleyenlere gıybetini yaptığı kişiyi sevmediğini farklı bir üslupla anlatmış oluyor… Gıybeti dinleyen kişiler ise gıybetinin yapıldığı kardeşlerinin haklarını gıybet eden kişiyi susturmadıkları için oracıkta korumamış oluyorlar…

Ve gıybet, merakla dinlenilir… Gıybeti dinleyen kişiler muhabbete ortak olmak isteyebilirler, çünkü zemin oldukça müsaiddir… Yapılan gıybet, başka gıybetleri doğuracağından günah üzerine günahlar işlenmiş olacak…

Gıybeti dinleyenlerden bazıları o kişi hakkında zan edebilirler… Gıybeti dinleyen kişi hem zan etme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu gibi diğer bir yandan işittiği gıybeti, gıybeti yapılan kişiye de anlatabilir… ‘Filan kişi senin gıybetini yaptı’ gibi…

Bombalar patlamaya devam eder: Senin gıybeti yaptı diyen kişi gıybet yapan kardeşinin bir suçunu açığa çıkaracağından ; ‘ kardeşinin günahını açığa çıkaran kişinin bir günahını Allah ortaya çıkarır.’ Mealindeki bir hadisin tehdidine maruz kalır…

Gıybetinin yapıldığını dinleyen bir kişi gıybetini yapan kişinin işlediği bir suçu dinlediğinin belkide farkında değil… Fakat insan merak eder, acaba kim hakkımda ne dedi gibi… İşte bu merak birçok günahların kapısını ardına kadar açar…

Yapılan gıybetlerin nakliyesini yapan nakliyeciler her insana zarar verecek bir potansiyele sahip olduklarını unutmamak lazım… Adınıza yapılan gıybeti size anlatan kişi gıybetinizi yapanla aranızın açılmasına vesile olacağından başka bir tahribat yapmış olur…

Gıybetinizi yapan kişi belkide kısa bir zaman sonra pişman olup Allah’a tövbe edecek…

Gıybet mikrobu özellikle kardeşlerin birbirlerine olan sevgi ve saygılarına musallat olur ve bu bağı çözer… Yapılan tahribat saymakla bitmez… Gıybet hastalığının etkileri ve yaptığı tahribat uzun süre devam eder…

İşin ilginç tarafı ders halkalarında gıybet ve benzeri hastalıklar pek işlenmez… Ufak konular olarak algılanır… Maalesef, maalesef ve maalesef…

Gıybet eden kişi, gıybet dinleyen kişi ve gıybetinin yapıldığı kişi… Bu üçlü arasındaki şeytan gıybet silahıyla üçünü de vurur… Onbeş saniye bile sürmeyen gıybet yapmanın ve dinlemenin verdiği tat bakın nelere mal oluyor…

Kardeşlik hukukuna zarar veren gıybet hastalığından biran önce kurtulmak ve gıybet edildiği anda, konuyu değiştirmek gerekir… Gıybetin ahiretteki karşılığın bilmeyenimiz yoktur zannediyorum. Bu yazıda sadece dünyadaki karşılığından bahsettik.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Feyzullah Birışık Arşivi