“Kimler olabilir” dedim kendi kendime...

Sonra tecrübelerimi konuşturdum:

Süleyman Demirel geldi aklıma ilkin... Tabii onun emanetçisi, yaveri durumundaki Cindoruk...

Mesut Yılmaz, Kamer Genç, Abdullah Öcalan, Fehman Hüseyin, namı diğer Bahoz Erdal ve bilumum Atatürkçü Düşünce Derneği mensupları...

Askeri kanattan emekli Çevik Bir paşa...

Medya kanadından Aydın Doğan ve dahi Çetin Altan ile evlatları...

Eksiksiz, istisnasız ‘Encümen-i Daniş’ üyeleri...

Bilcümle heykel ‘yapıt’ları.

Yağlama-yıkama, cilalama ustaları...

Biliyorum tadmin olmadınız... Amma ne yapabilirim milyonlarca “düşün” ve sanat adamları varken, esasında bana söz düşmez...

Dedemin dayısı der ki:

- Deprem olmadan delinin sayısını öğrenemezsiniz...

Şimdi öğrenebildiniz mi?

Hiç zannetmiyorum... Türkiye öyle bir derya ki kolay kolay kimse bulandıramaz...

Garib yolcu kasaba mezarlığına bakar ve sorar kendi kendine:

“Bunların hepsi öldü mü, içlerinde hâlâ yaşayanlar var mı?”

Kasabanın belediye reisi, il genel meclis üyesi ve varlıklı simaları “deliye çattık” diye sızlanırlar...

Halbuki Mehmet Ali Erbil’e sorsalar isabetli cevap alırlardı... Çünkü o, bulunmaz bir deha ve iki daha...

Hemen taze, dumanı üstünde haberlere bakalım...

Depremzedelere yapılan yardımları beğenmeyen, azımsayan batman gibi siyasetçiler zuhur edebiliyor.

Bülent Ecevit olsaymış?

Süleyman Demirel olsaymış?

Eeee, daha mı iyi organize yaparlarmış?

Yapmayın bre kıskanç kefereler...

70 yıldır belki de en mükemmel bir organizasyona şahit oluyorum. Az kaldı AKP’yi AK PARTİ yazacaktım çürük cevizleri sağlamından fazla olmasaydı...

Benden size ehemmiyetli bir tavsiye:

Yangında, selde, depremde ilk kurtaracağınız büyükler kurtulduktan sonra sırtınızdan inmezlerse, ki inmezler vebal benden gider...

Taşıyın IH demeden...

Tıpkı ferasetli Türk akıllılarının 40 yıl hüküm süren babaları ile Arapların çöle defnettikleri Kaddafi arasında fazla bir fark yoktur... Amma bizde hoşgörü bulutları o kadar yoğun ki, göz gözü görmez hallere geldik....

Muhtemelen, Türkiye’yi, ya da Kürdiye’yi kurtaracak kimdir, biliyor musunuz?

PKK’nın KCK’nın, BDP’nin önde giden beşereklerine sorarsanız, alacağınız cevap aklınızı kaydırabilir...

Türkiye’de yaşayan tahsilli, tecrübeli Kürtlerimiz meğer hiçbir yaraya merhem olamazlarmış...

Suriye Kürtlerinden ithal edilen, Kürtçülük adına, ahkâm kesen herkes Fehman Hüseyin emrindelermiş...

Ayıbı-mayıbı bilmiyor Kürdistan kurucuları... Zaten onların da çoğu Tunceli kökenli...

Beşar Eşed efendi galiba Kaddafi ardından gitmek istiyor...

Ben Kaddafi zıpırını günahım kadar sevmediğim halde, ölüm şekline bakınca azami derecede üzüldüm ve iğrendim...

Eşed efendi çıktı yola... Güle güle gitsin bakalım...

Takdir edilecek tarafı ise babası Hafız Esad’dan daha eşed olması...

Zaten başka türlüsüne Tuğluk’lar, Kışanak’lar ve samanlık kahramanı E. Kürkçü’ler selamı dahi vermezlerdi...

Sahi, Öcalan, Karayılan, Baho Erdal ve diğer candaş yoldaşlar deprem mağdurlarına ne gibi yardımda bulundular?

Orası Kürdistan ya...

Kürt önderleri niye utanmadan sessizce yatıyorlar...

BİR ZAMANLAR:

Obur huylu aç tilki bağdan bağa atlardı
Avcıdan kaçan tavşan dağdan dağa atlardı
Hakikatten bi haber, devrim soslu düdükler
Hayal ormanlarında çağdan çağa atlardı.