Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

“Kalk gardaş hanemize gidelim”

“Kalk gardaş hanemize gidelim”

İlk cumhuriyet döneminden kalma bir türkümüz vardı:

Maraş Maraş derler de bu nasıl Maraş?


Yorganım atlastır, yastığım kumaş


Al kanlar içinde can veren gardaş


Kalk gardaş da hanemize gidelim...


¥


Van-Erciş kazasından bir genç, Maraş’a asker olarak gelir... Hastalanır ve genç yaşta vefat eder...


Vefat eden askerin yakınları ta ERCİŞ’ten Maraş’a gelirler... Duruma muttali olan bir Maraş’lı şair yukarıdaki şiiri yazar...


Çarşısında kara mermer döşeli


Doktorlar geliyor eli şişeli


Üç gün oldu ben bu derde düşeli


Kalk gardaş da hanemize gidelim


Gardaş gidelim, yoldaş gidelim...


Devamı var şiirin... O günlerde bir insanın vakitsiz değil de beklenmedik zamanda ölmesi türkülere konu oluyordu... Erciş’li bir gencin ölümü dolayısı ile Maraş’lı türküler yakıyor, yıllardır o türkü dilden dile söylenip geliyor...


VAN/ERCİŞ depremle büyük dertlere uğradı... Yine imanı olanlar, aklı olanlar Türkiye’nin dört bir ucundan ağıtlar yakıyor, manen Erciş’linin yarasına ortak oluyor...


Tabii bu meseleyi politik malzeme yapmaktan utanmayanlar... Hatta haz duyanlar vardır...


Pek makbul tutmadığım bir gazeteyi /hele ne demişler/ merakı ile aldım-baktım...


Aman Allah!..


İlahi takdir olan depremi iktidarın suç hanesine yazan mı ararsın, “sorumlu iktidardır” diyen siyaset yobazları mı?


Ve aynı gazetede, asıl sevdaları olan “dans” nasıl da kutsanıyor...


“adımlar insanlık için atıldı...”


Hangi adımlar olduğunu sormaya lüzum yok... Tabii ki DANS adımları insanlık için atılmış...


Karşı taraftakileri sormak abesle iştigaldir...


Deprem, adamların arayıp zor buldukları bir hadise...


İmralı muhtarı ayrı bir alem, Suriye ithalatı daha garip mahluk...


Çadırlarınızı hırsızlıyorlar sevgili vatandaşlarım, çadırlarınızı...


Sizin ve aile efradınızın ölmesi umurlarında bile değildir...


O çadırlar, yerinde duruyorsa KANDİL’e gidecek... Karayılan’a, kör yılana, Baho Erdal asalağına ve diğer şerefsizlere gidecek...


Organizasyonun eksikliği ile çadır hırsızlığı telif edilebilir mi?


“İnsanlık için atılan büyük adımlar”ın sahipleri veya uşakları her şeyi altüst etmekle mükelleftirler galiba...


“Ne duruyorsunuz isyan başlatın” emirleri veren fırsatçılar yine işbaşındadırlar...


Bu Ulusalcılar var ya, ayrıca düşman aratmazlar bize...


Hele de “Ulusalcı” kuyrukdaşlığı yapan zatlar...


Köpek kuyruk sallarsa normaldir... Eğer kuyruk köpeği sallamaya başlarsa dört yönlü tehlike var demektir...


Baksanıza: Kürdüz, Kürt hakkı arıyoruz mavrası kesenler Kürtlerin deprem çadırlarını hırsızlıyorlar... Türk ulusalcılığı yapan “Kürdistan dağlarına serenad heyheyleyen küçük bir yaratık isyan hastası Ulusalcı taife ile omuz omuza...


Haber veriyorum:


Bu ülkenin bölünmesine, dağılmasına, zayıf düşmesine, azami derecede gayret gösteren, iktidarsızlık hastalığı ile malul, beyinsiz, Silivri mensupları bu ülkenin Türkü, Kürdü, Arnavudu, Çeçeni, Çerkezi, yani daha kim varsa size iktidar teslim etmez. Sokaklarda ve dağlarda anıra anıra gelir, anıra anıra gidersiniz...


“Anırırım” sözü vermeniz zaiddir...


Sen ve senin yoldaşların her gün, her saat anırıyor ve milletimizi ikrah ettiriyorsunuz...


Hasan Sabbah da sizin gibiydi, amma hiçbir küreğe sap olmadan çekti gitti... Türkiye düşmanlarının gideceği yer de orası olacaktır...


Depremde ölenlere rahmet, geride kalanlarına başsağlığı, yaralılara sağlık-sıhhat diliyorum...


Aradan bin yıl geçti, biz biz olmadık hâlâ


Seyreyleyin konuyor herkes ayrı bir dala


Dost, kardeş, komşu deriz, ki gerçekten öyledir


Bir kısmımız şerbetli, bir kısmımız budala.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi