Hasan Karakaya

Hasan Karakaya

PKK ne kadar alçak ise, onu destekleyen de alçaktır!

PKK ne kadar alçak ise, onu destekleyen de alçaktır!

Şu hâle bakın; “Van depremi”ni bıraktık, PKK’yı konuşuyor, PKK’yı yazıyoruz...

Van’da “600’e yakın” insanımız ölmüş, 4 bin 150 kişi yaralanmış, hâlâ “enkaz altında” kurtarılmayı veya çıkarılmayı bekleyen onlarca insanımız var.


“74 milyon insan” ise, Van için kenetlenmiş, yaraları bir an önce sarmak için seferber olmuş... Öyle bir “yardım seferberliği” başlatılmış ki; Türkiye’nin dört bir yanından “yardım” taşıyan TIR ve kamyonlar, “yoğunluk”tan dolayı Van ve Erciş’e giremeyip, Tatvan’da bekletiliyor.


Yani;


“Türk-Kürt kardeşliği zirvede.”


Çocuklar, “oyuncak” ve “kumbaralarındaki paraları”, özürlü vatandaşlar; sattıkları “balon”ların parasıyla aldıkları “battaniye”leri, hasılı kelâm; kim, elinde-avucunda ne varsa “Vanlı kardeşine” gönderiyor.


“Devlet” veya “Hükümet” desen, bir an önce “yaraları sarmak” için, var gücüyle çalışıyor... Vanlı esnafın borçları erteleniyor, bununla da kalınmayıp “3 bin depremzedeye iş verilmeye” çalışılıyor.


Uzun lâfın kısası;


Hükümet teyakkuzda,


Kızılay teyakkuzda,


STK’lar teyakkuzda,


Kurtarma ekipleri teyakkuzda,


74 milyon teyakkuzda!..


Düşünebiliyor musunuz;


Kurtarma ekipleri, enkaz altından bir vatandaşı “canlı” olarak kurtardıklarında mutluluktan uçuyorlar.


Sadece onlar mı;


Bütün Türkiye seviniyor.


İşte 14 günlük Azra bebek... İşte İmdat Padak ve işte Ferhat Tokay...


Onlar, saatler sonra enkaz altından “sağ” olarak çıkarıldığında sevince garkolduk.


“Şükür” dedik;


“Şükür, bir can daha kurtuldu!”


Hiç kimse düşünmedi ki;


Kurtarılan o insanlar “Kürt”tür, “Arap”tır, “Çerkez”dir veya “Arnavut”tur!..


Herkes bağrına bastı onları!..


“Ölenler” için ise, hepimiz üzüldük, hepimiz Allah’tan “rahmet” diledik.


Bununla da kalmadık;


“Her deprem şehidi için bir hatim” kampanyaları açtık... “Yaralı”lar için hastanelerimiz seferber oldu, 74 milyon ise onlar için “acil şifa” diledi.


Ve yine;


74 milyon insan, hiç kimse “aç ve açıkta” kalmasın, hiç kimse “üşümesin” diye “erzak” gönderdi, “battaniye” gönderdi, evindeki “yorgan” ve “katalitik”lerini gönderdi!..


Uzun lâfın kısası;


“İnsanlığın ölmediğini” gösterdi!..


“Türk”üyle, “Kürt”üyle, “Laz”ıyla, “Arap” ve “Çerkez”iyle “kardeş” olduğumuzu gösterdi.


Daha ne yapsın bu millet;


En sonunda, “Evim, evindir” deyip; Kürt kardeşine evini açmaya, aynı sofraya oturmaya, aynı çorbaya kaşık sallamaya davet etti ya, daha ne yapsın?..


Evini de açtı, kucağını da!..


Bu millet, “74 milyon” nüfusuyla “maya”sının ne kadar sağlam, “kardeş”liğinin ne kadar güçlü ve gönlünün ne kadar geniş olduğunu gösterdi.


Özetleyecek olursak;


“İnsan” olduğunu gösterdi...


BDP’NİN GÖZÜ KANDİL’DE


Peki, Türk halkı “Kürt kardeşleri”ne kapılarını ve gönüllerini açarken, “Kürt halkının temsilcisi” olduğunu iddia eden PKK ve onun siyasi uzantısı olan BDP ne yaptı?..


İşte gördünüz ne yaptıklarını...


BDP’li Van Belediyesi; “enkaz altından çıkarılan Vanlıların cesetlerini” taşıması gereken “cenaze aracı”nı Malatya’ya “terörist cenazesi” almaya göndermiş!..


Bu “kara gün”de, bu “acılı gün”de Van halkının yanında olması gereken BDP Milletvekili Emine Ayna, İsviçre’ye gidip “PKK toplantısı”na katılmış!..


Ya, “medyanın aydını”(!) ve ekranlarda “şov” yapan Sırrı Süreyya Önder efendi neredeydi?..


O da, daha “depremin ikinci günü”nde; “deprem bölgesi”ne gitmek yerine, “terörist evine taziye” ziyaretinde bulunmuş iyi mi?..


İçlerinden sadece birkaçı Erciş’e gitmiş!..


Şu hâle bakın;


“Kürtler can derdinde” iken, BDP’li ağalar; ya “terörist toplantısı”nda, ya da “terörist taziyesi”nde!..


“Oy aldıkları Kürtler” umurlarında bile değil!..


Onlar “aç”mış, onlar “üşüyor”muş, onlar “enkaz altında”ymış, kimin umurunda?..


Çünkü onların gözleri Van veya Erciş’te değil, Kandil’de!.. Onların derdi; “Van halkı”nın gözüne girmek değil, Kandil’den “aferin” almak!.. “Çadır”lara gidip, Van halkına “taziye”lerini sunmak yerine, “terörist evleri”ne gidip “taziye”lerini sunuyorlar ki; Kandil, onları yeniden “aday” göstersin!..


Bir defa daha görüldü ki;


Bunlar “halkın adayı” filan değil, düpedüz “Kandil’in adamı”dır!..


Onun için halkı umursamıyorlar!..


TEK DERTLERİ KCK!


Şu “orostopolluğa” bakar mısınız;


Van halkı “can” dersine düşmüşken, BDP’liler kalkmış “KCK operasyonları”na takmış kafayı!..


Ulan “Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz” herifler!.. Hem de böyle bir günde KCK’yı gündeme getirmenin sırası mı?..


Neymiş, “KCK operasyonlarına son verilsin”miş?.. Neymiş, “Aralarında BDP Meclis üyesi Prof. Büşra Ersanlı’nın da bulunduğu 41 KCK’lının gözaltına alınması, anayasa çalışmalarından çekilmelerine yol açabilir”miş!..


Tabiî, hiç sormuyorlar;


Prof. Büşra Ersanlı’nın, “PKK’nın şehir şubesi KCK”da ne işi var?..


Sizin “Prof” dediğiniz o kadın; “Örgüt Tarihi” ve “Önderlik” dersleri vermiyor mu?..


Hem sonra; KCK denilen örgüt, asla “legal bir örgüt” değil, tam aksine PKK’nın “şehir şubeleri”dir!.. Yani, “dağ” ile “ova” arasında “köprü” vazifesi görmektedir!..


Peki, “siyasi bir parti” olan BDP, niye KCK’ya sahip çıkıyor, niye “Operasyonlar durdurulsun” diye bağırıyor!..


Hani, “baş-kuyruk hikâyesi” vardır ya...


Hani, adam “köpeğin kuyruğu”na basıp “köpeğin havladığını” görünce, “Allah Allah; ben köpeğin kuyruğuna bastım, ama ses başından çıktı!.. Demek ki, baş ile kuyruk arasında bir bağlantı var” demiş ya; bunlarınki de, ona benziyor!..


Polis “KCK’nın kuyruğu”na basıyor ama ortalığı velveleye veren BDP oluyor...


Demek ki, aralarında bir “bağlantı” var!..


PKK, İNTİKAM HAZIRLIĞINDA!


Bu bağlantı, elbette, sadece “KCK ile BDP” arasında değil...


KCK’nın, PKK ile de bir bağlantısı var...


İşte bu bağlantıdan dolayıdır ki; “KCK’ya yönelik operasyonlar”a “misilleme”de bulunmak isteyen PKK, bir “intikam saldırısı” hazırlığı içinde!..


Ankara Temsilcimiz Yener Dönmez, dünkü köşesinde, “güvenilir kaynaklar”dan aldığı bilgileri aktarıp, dedi ki;


“Bölücü örgütün Kavaklı ve Kazan Vadisi bölgelerinde aldığı ağır darbeler sonrası, intikam arayışında olduğu bilgilerini edindim.


Örgütteki moral çöküntüsünü gidermek amacıyla Çukurca saldırısından daha büyük bir eylem planı içerisinde olduğu bilgisini aldım.


Hakkari bölgesindeki güvenlik güçlerine, son 15 gündür, Şemdinli civarında yoğun bir terörist hareketliliğinin olduğu yönünde çok fazla sayıda istihbarat rapor ediliyor.


Edindiğim özel bilgilere göre, şu anda Şemdinli ve çevresinde küçük gruplar halinde 200 kadar teröristin bulunduğu, Şemdinli sınırının diğer tarafında da yine 200 teröristin aynı şekilde hazır beklediği ve eylem hazırlığında oldukları güvenlik güçlerimizce tespit edilmiş durumda.


Bölücü örgütün öncelikli hedefleri arasında, şu askeri ve sivil yerler bulunuyor:


1- Şemdinli ilçesi Derecik Beldesi’nin güneyinde bulunan Samanlı üs bölgesi,


2- Tekeli Sınır Taburu,


3- Şemdinli İlçe Merkezi.”


Yener Dönmez’in de ifade ettiği gibi; “büyük bir saldırı hazırlığı” var ve yetkililer elbette tedbir almak zorundadır!..


CANLI BOMBA VE KATIR!


Ama, bir yandan “hazırlık” yapılırken, bir yandan da “saldırı”larını devam ettiriyorlar...


İşte Osmaniye’deki olay... Biliyorsunuz, önceki gün; “trafik uygulaması” yapan Mehmet Ali Ünal ve Vahap Alagöz adlı trafik polisleri, “PKK’lı teröristler” tarafından açılan ateşle şehit oldular.


Ve dün... Bingöl’de, bir kadını “canlı bomba” haline getirip, AK Parti İlçe Binası’na yakın bir yerde patlatmışlar!.. Tabiî, “canlı bomba” da ölmüş, biri kadın, iki vatandaş da... 5’i ağır, 20 kişi de yaralanmış!..


Ya, “canlı bomba” haline getirilen zavallı “katır”a ne demeli?.. Üzerine yüklemişler “20 kilo patlayıcı”yı, sürmüşler yola!.. Hakkari-Van karayolunda başıboş ilerleyen katır, tam “Özel Tim”lerin bulunduğu “kontrol noktası”na ilerliyormuş ki, “Özel Tim”ciler uyanık davranıp, “katır”ı öldürmüşler!..


Sonra, bir bakmışlar ki, katırın üzerinde “20 kiloluk patlayıcı” var!..


Tabiî, onu da imha etmişler!..


Sizin anlayacağınız;


Bir facia ucuz atlatılmış!..


Ya uyanık davranmasalardı?!?..


Allah korusun!..


TERÖR DESTEKÇİSİ MEDYATÖRLER!


Gördüğünüz gibi; “PKK ile KCK” ya da “KCK ile BDP” arasındaki “bağlantı”ları; “olay, yer ve kişi” adlarıyla ortaya koyduk...


Ama olayın, bir de “medya ayağı” var!..


Görüyorsunuz işte;


PKK’lılar, 24 askerimizi şehit etmekle kalmayıp, “daha büyük bir saldırı”ya hazırlanırken!.. Diyarbakır ve Şemdinli’de esnafı tehdit edip “kepenk”leri kapattırırken!..


Bingöl’de “canlı bomba”, Hakkari-Van karayolunda “katır” olup patlarken, “terör”e kol-kanat geren “medyatör”ler, hâlâ “entel-dantel geyik” peşinde!..


Şu hâle bakın;


“Adam” ve “madam”lar, böyle bir günde “topyekün kardeşlik” coşkusuna destek vermek yerine, kalkmışlar “anadilde eğitim”den, “asimilasyon”dan, “Kürtlerin hakları”ndan dem vuruyorlar!..


Ulan embesil, ulan aptal;


“Şimdi sırası mı?”


“Acı”lar dursun, “yara”lar sarılsın ve “normal hayat”a geçilsin, istediğin “entel-dantel”liği yap!..


Ama, bugün sırası değil!..


Sen kalkmış, “Bunlar konuşulsun” diyorsun... Ama “terörist” konuşmuyor ki, “silah”ını konuşturuyor, “mayın”ını konuşturuyor, “bomba”sını konuşturuyor!..


Adamlar “konuşmaya” değil, “öldürmeye” geliyor... İşte Osmaniye, işte Bingöl’de yaptıkları!.. Osmaniye’de “2 polis”imiz, Bingöl’de “iki vatandaş”ımız öldü!..


Allah bilir ya, belki onlar da “Kürt”tü!..


Gözlerini kan bürümüş PKK, artık ne “Türk” tanıyor, ne “Kürt!”...


Kendisine kim karşıysa, öldürüyor!..


Peki sen “entel” adam, peki sen “dantel” madam, zevk mi duyuyorsun bu “katliam”lardan?..


Eğer zevk alıyorsan, sakın çekinme, münasip yerlerine “kına” yak!..


Eğer zevk almıyorsan, bu “PKK borazanlığı” niye?.. Çünkü senin yaptığın, düpedüz “PKK borazanlığı”dır!.. PKK, Kandil’den kulağına ne üflüyorsa, köşende onu yazıyor, ekranda onu söylüyorsun!..


YARDIM VE YATAKLIK!


Ama, şunu bil:


PKK ne kadar “adi, alçak ve şerefsiz” ise, ona “yardım ve yataklık” eden sen de o kadar “adi, alçak ve şerefsiz”sin!..


Şunu da bil:


PKK’ya “Terör örgütü” demeyen, onların “Kürt halkının hakları” için savaşan “gerilla”lar olduğunu iddia eden sen, artık “maske”ni çıkar ve “gerçek çehre”ni göster!..


Çünkü, PKK’nın, KCK’nın ve onların siyasi uzantısı BDP’nin, “Kürt halkının dertleri”yle hiçbir alâkası yoktur!..


PKK’nın, KCK’nın ve BDP’nin gündeminde “Kürt halkı” olsaydı; “Hükümet” gibi, “Kızılay” gibi, “STK’lar” gibi, “asker” gibi, “polis” gibi ve “74 milyon vatandaş” gibi; onlar da Van’da olurlardı, onlar da bir tek “can” olsun kurtarmaya çalışırlardı!..


Ama onlar “kan” peşinde,


“İntikam” peşinde!..


Sen de kalkmış, gazetelerdeki yazılarınla, ekranlardaki konuşmalarınla, bunlara “yardım ve yataklık” ediyorsun!..


Yuh olsun ervahınıza!..


Bu KCK mı masum?


PKK’nın şehir yapılanması KCK’ya yönelik operasyonlarda 41 kişi gözaltına alındı ya; PKK’nın “siyasal yandaş”ları ve “medyasal yandaş”larının nasıl gürültü kopradığını görüyorsunuz...


“Eli kanlı” bir örgüt olan KCK’yı, ellerinden gelse “masum bir STK” olarak gösterecekler... Oysa, KCK’ya yönelik, “savcılık talimatı”yla yapılan “ortam dinlemeleri”nde öyle bilgilere ulaşıldı ki; bu örgütün nasıl “kanlı bir örgüt” olduğu bir defa daha ortaya çıktı!..


KCK denilen bu örgüt; “çatışmaları dağdan metropollere yaymayı, Kürt-Türk çatışması çıkarıp, bunu derinleştirmeyi” plânlıyormuş!.. Dahası, Başbakan Tayyip Erdoğan’a yönelik bir “suikast” hazırlıkları bile varmış!..


BDP’nin Ümraniye İlçe Başkanlığı’nın üst katında bulunan sözde “siyaset akademisi”nde ise, PKK ve KCK’lıların, kendilerini “büyük bir bomba” olarak görmeleri tavsiye ediliyormuş!..


Gözaltına alınan Prof. Büşra Ersanlı da, buralarda “ders”ler verip, kendisini dinleyenlere “Örgüt Tarihi” ve “Önderlik” konularını anlatıyormuş!..


Sizin anlayacağınız; oralarda “iç savaşın provaları” yapılıyormuş!..


Ya operasyon yapılmasaydı, ya gözaltılar olmasaydı?!?..


İnsan, gerisini düşünmek bile istemiyor!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Karakaya Arşivi